MHP Gaziantep Milletvekili Muhittin Taşdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı.
Taşdoğan, yayımladığı mesajda, cumhuriyetin ilanının 96. yıl dönümünde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna öncülük eden tüm kahramanları saygıyla andığını ifade etti. Taşdoğan mesajında şu ifadeleri kullandı:
"Türkler ki, kılıç tutan elleri icap ettiği vakit sanat şaheserleri ortaya koyar. Türkler ki aklını beslerken ruhunu da terbiye eder. Usta bir taarruz kabiliyetine sahip iç ve dış mihraklar tarihin hiçbir evresinde boş durmamışlardır. İşte o Türkler ki bu maddi ve manevi taarruzları her seferinde geri püskürtmüş, her seferinde müdafaadan taarruza geçmesini bilmiştir. Tarihimize baktığımız vakit Türk’ün toprağını, dinini, dilini, an’ane ve âdetlerini tahrip etmek gâyesi ile muazzam suikast plânları hazırlanmış ve bu adi planlar tatbik edilmiştir. Tarih, ne yaman bir öğreticidir. Tarih, ibret alınması, kulak verilmesi, dost edinilmesi gereken bir şahittir; bilgedir.
Osmanlı coğrafyasının tiksindirici bir iştahla yağmalandığı yılları en ince ayrıntısına kadar bilmeliyiz.Tarihi okur ve anlarsak Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının vatanı ve milleti için nasıl bir kutlu dava etrafında toplandıklarını derin bir şekilde idrak etmiş olacağız.O yıllarda var olma sebebini dahi bize borçlu olan milletlerin gaflete kapılıp nasıl ihanet etiklerini her daim okumalı, araştırmalı, ilmin ışığında gerçekleri ortaya koymalıyız.
O yıllar, topraklarımızı neredeyse şimşek hızında kaybettiğimiz yıllardı. Her türlü hezimet ve yenilgilerle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştık. Fakat tek bir şeyimizi kaybetmemiştik: Millet olma şuurunu… Zira bağımsızlık Türk’ün karakteriydi.
Hemen hemen bütün herşeyini kaybetmiş ecdat, bir kurtarıcı aradı. Ve işte o kurtarıcı Samsun’dan güneş gibi parladı. Müşterek hafızanın oraya buraya dağıldığı anda Ulu Önder Atatürk’ün çağrısı anında karşılık buldu. Türk, asildi; kendine yakışanı yaptı. Artık kurtarılması gereken bir vatan, kovulması gereken onlarca farklı düşman, tekrar mücadele edilmesi gereken binlerce sorun vardı. Düşman kovuldu, vatan kurtarıldı ve Atatürk’ün dehası şu cümlelere yansıdı: “Asıl savaş şimdi başlıyor.”
Evet. Cehaletle, yoksullukla, salgın hastalılarla boğuşma vakti gelmişti. Türk teşkilatçı idi, idareci idi. Binlerce yıllık mazi, binlerce yıllık devlet geleneğini beraberinde getiriyordu. Kısa sürede çok işler yapıldı. İktisadi, idari,eğitim, sağlık, imar ve diğer alanlarda düşmanlarımızı dahi hayrete sevk edecek hızlı, olumlu, çağdaş adımlar atıldı. Şüphesiz bu adımların en mühimi cumhuriyetin ilanıydı. Atatürk’ün tespitiyle Türk’ün karakterine en uygun yönetim şekli cumhuriyetti. 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyet ilan edilerek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetim şekli bütün dünyaya bildirildi. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının birçok Avrupa ülkesinden daha evvel ülkemizde verildiğini söylersem, cumhuriyetin önemini daha iyi kavramış olacağız.
Demokrasi her boyutuyla incelendiğinde ortaya su götürmez bir şekilde şu hakikat çıkmaktadır: Çağdaş, insan haklarına saygılı, adil, kadının ve erkeğin eşit olduğu, devlet yönetiminin seçimlerle ehline verildiği, herkesin yönetimde söz hakkının bulunduğu; bütün fikir, düşünce, din ve mezheplere saygısı olan ve bunların hiçbiri arasında ayrım yapılmayan bir vatanda yaşamak istiyorsak cumhuriyetimize sonsuza dek sahip çıkmalıyız.Sonsuza dek sahip çıkacağız.
Cumhuriyetimizin ilan edilişinin doksan altıncı yılını en kalbi duygularımla kutluyorum. Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle çocuklarımıza bu bayramın önemini bir daha anlatılması zaruriyettir. Çünkü cumhuriyet geleceğin gençleri olan onlara emanettir. Bu kutlu vatanı bizlere şan ve şerefle armağan eden Yüce Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyor ve cumhuriyetin yılmaz bekçisi olacağımızın sözün veriyoruz."
Editör: Turgut Bozgeyik