Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na yayınlarda yer vermeyen devlet kurumu TRT, Erdoğan'a desteğini açıklayan Sinan Oğan'ı yayına çıkardı. Oğan böylece bir gecede Kılıçdaroğlu'na ayrılan toplam süreyi geçti.
AKP iktidarı boyunca devlet kurumlarının bir partinin kontrolü altına girerek tarafsızlığını kaybettiği bir çok siyasetçi ve uzman tarafından dile getirilirken; söz konusu durumun en önemli göstergesi TRT oldu.
Devlet kurumu TRT, 41 gün seçim maratonu boyunca Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na sadece 32 dakika 23 saniye yer verdi.
Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan'a tam 48 saat 45 dakika yer veren TRT, Cumhur İttifakı'nın bir diğer ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ise 28 saat 53 dakika ayırdı.
SİNAN OĞAN BİR GECEDE GEÇTİ
Cumhurbaşkanlığı yarışının ilk turunda elenen ATA İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan'a ise bugüne kadar hiç süre verilmemişti.
Geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğini açıklayan Oğan, TRT canlı yayınına konuk oldu.
Yaklaşık bir saat süren programda konuşan Oğan, böylece Kılıçdaroğlu'na 41 gün verilen süreyi bir günde ikiye katladı.
Sinan Oğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Ata İttifakı tarafından ortak aday gösterilen Sinan Oğan, TRT Haber canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Oğan, 14 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olarak seçimlere katılmış ancak yüzde 5.2 ile adaylar arasında en fazla oyu alan üçüncü aday olmuştu. 28 Mayıs tarihinde gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde Erdoğan'ı destekleme kararıyla eleştirilen Oğan, TRT Haber canlı yayına katıldı.
"Burada sır olan hiçbir şey yok. Sayın Cumhurbaşkanı ile bizim süreç boyunca dile getirdiğimiz hassasiyetlerimizi paylaştık. Kendisi de bunların neredeyse tamamına yakını konusunda aynı hassasiyetleri paylaştığını ifade etti. Bununla ilgili bir metin üzerinde çalışıldı. O metni bizim yaptığımız açıklamada ifade ettik.
"Pazarlık görüşmesi değil, geleceğe yönelik..."
Asla iddia edildiği gibi bir pazarlık söz konusu olmadı; konusunu açmadık bile. İnsanlar o kadar değişik senaryolar yazıyor ki duyunca bazı arkadaşların hayal gücüne şaşırıyorum. Son derece medeni bir görüşme oldu. Pazarlık görüşmesi değil, geleceğe yönelik, Türkiye'nin daha da güçlendirilmesi, dış baskıların defedilmesi, sürdürülen Mavi Vatan projesinde, çevredeki sıkıntılar görüşüldü.
"Sayın Cumhurbaşkanı'nın da hassasiyeti var"
Seçim boyunca ifade ettiğimiz neredeyse bütün başlıklar konuşuldu ve Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da tek bir tanesine bile karşı çıkılmadı. Anayasa'nın ilk 4 maddesi ve 66. madde sizin olduğu kadar benim de kırmızı çizgim dedi Sayın Cumhurbaşkanı. Ali Babacan'ın partisinden 66. maddeye baskı vardı, Türklük kavramını çıkaracağı diye. Sayın Cumhurbaşkanı'nın da hassasiyeti var. Bu Millet İttifakı'na bir mesajımızdı. Kılıçdaroğlu, 'tamam biz bundan sonra teskereye diyeceğiz' diyorsa oturalım yeniden konuşalım.
"Önce çıksın bize teşekkür etsin"
Sayın Kılıçdaroğlu, siz bugün ikinci tura girme hakkını kazandıysanız, Sinan Oğan sayesindedir, Ata İttifakı sayesindedir. Biz seçimlere girmeseydik siz ikinci tura kalamıyordunuz. Bunun siz farkında mısınız? Siz yeterince çalışmamışsınız, ödevinizi yapmamışsınız. 20 yıllık iktidarın karşında parlamentoyu kaybetmişsiniz. Cumhurbaşkanlığını kazanmaya dair en ufak bir umut ortaya sermemişsiniz. İkinci turda da biz 5.2 oranında oy aldığımız için seçim ikinci tura kaldı. Seçimi kazanmaya dair çok ufak da olsa umut varsa bizim sayemizdedir. Hala çıkmışsınız bize birtakım şeyler söylüyorsunuz. Önce çıksın bize teşekkür etsin.
"HDP ile yan yana durup kendimi mi inkar etseydim"
Kılıçdaroğlu ile konuştum ama talebim olmadı. Ben bir prensip ortaya koydum. İlkelerimizi ortaya koyduk. Siz bu seçimi nasıl kazanacaksınız diye sordum, bana verdiği cevap ikna edici gelmedi. Çünkü benim orada kırmızı çizgim HDP idi. Benim HDP ile yan yana gelmem eşyanın tabiatına aykırı. Bir Türk milliyetçisi olarak HDP ile yan yana durup kendimi mi inkar etseydim.
"Diğer tarafa destek verip ülkede kriz mi çıkarsaydık?"
Parlamento ile cumhurbaşkanlığının farklı yerlerde olması ülkeyi krize götürür. Açık ve net. Parlamentoyu alan tarafın cumhurbaşkanlığını alması bu ülkenin geleceği ve istikrarı açısından son derece önemlidir. Ne Kılıçdaroğlu ne Erdoğan benim babamın oğludur. Ülkemde siyasi çıkmazlar istemiyorum, parlamentonun kitlenmesini istemiyorum. Cumhurbaşkanına destek vermekten daha doğal bir şey olamaz. Diğer tarafa destek verip ülkede kriz mi çıkarsaydık?
"Dersinize çalışmamışsınız, vatandaşı ikna edememişsiniz"
Çalışsaydınız, parlamentoyu da kazansaydınız. Yapamamışsınız. Hiç ağlamanın bir anlamı yok. Beni linç etmeyin, yeterince çalışmayanı linç edin. 20 yıla rağmen başarı sağlayamamışsınız. Dost acı söyler. Siz dersinize çalışmamışsınız, vatandaşı ikna edememişsiniz. Parlamentoyu alamamışsınız. Bu saatten sonra linçle falan olmayacağını anlamak lazım.