Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gara operasyonuyla ilgili Meclis'i bilgilendirdi. Akar sahada yaşananlarla ilgili detayları anlatırken, Soylu da "Evlatlarımız ayın 10'unda şehit oldu. Belçika numaralı telefondan aileleri aradılar. Çocukları katlettikten sonra aileleri de istismar etmeye kalktılar" dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gara'daki operasyonla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni (TBMM) bilgilendirdi.
Sözü ilk olarak, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar aldı. "Bu bölgede bulunan teröristlerin büyük bölümünün, PKK'nın sözde güvenli bölge olarak odaklandığı bu bölgeyi kullandığı bize gelen bilgiler arasında. Terörist 'her an gelebilirler' diye korksalar da kendilerini emniyetli hissetmişler" diyen Akar, şu bilgileri verdi:
"4-5 aydır bu bölgeye odaklandık. Karadan irtibat ve destek olmadığı için diğer operasyonlardan farklıdır. Geniş bir hazırlık süreci yapılmış, harita çalışmaları yapılmış, hedeflere yönelik ayrıntılı icraatlar yapılmıştır. Hedefler özenle seçilmiş, harekatın icrasında sivil halka hassasiyet gösterilmiştir.
Kara ve hava kuvvetleri, özel kuvvetler arasında ayrıntılı koordinasyon, planlama yapılmıştır. 10 Şubat 02.55'te hava kuvvetlerine uçaklarla İHA ve SİHA'larla operasyon başlamıştır. 75x25 km harekat alanıdır. Planlanan 54 hedeften 48'i vurulmuş, diğer hedefler iptal edilmiştir. 05.45'te hava operasyonu başlamıştır.
Harekatın tamamında 3 şehit, 3 yaralımız vardır. Yaralılarımızın hayati tehlikesi yoktur. Birçok mağaranın bulunduğu bölgede, ateş gelen mağaraya yoğunlaşılmış ve demir kapılarla tahkim edildiği belirlenmiştir. Buraya herhangi bir şekilde hava kuvvetleri bombasının ulaşması mümkün değil."
'Birinci terörist 'Ateş etmeyin teslim olmak istiyorum' diyerek dışarı çıktı'İçeriden ateş edilip, el bombası atıldığını belirten Akar, "Askerlerimiz de gerekli karşılığı veriyordu. Mağaranın girişinde göz yaşartıcı bomba kullanılmıştır. Teröristlere teslim olmaları yönünde sürekli çağrı yapıldı. Daha sonra mağara içinde ilerleme sırasında geçitlerin ve demir kapıların olduğu görüldü. İlerleme zor oldu" diye konuştu.
Akar, şöyle devam etti:
"Akşam saatlerine doğru birinci terörist 'Ateş etmeyin teslim olmak istiyorum' diyerek dışarı çıktı. İçeride 7 terörist, 12'si Türk vatandaşı 1'i yabancı 13 kişinin olduğu, 13 kişinin 05.45'te başlarına kurşun sıkılarak öldürüldükleri ifade edildi.
Sözde mağara sorumlusu, YPG/PKK ilişkisini göstermesi için çok önemli. Alınan terörist, turuncu listede yer alan teröristlerden 2017'de Beytüşşebap'ta terör olaylarına karıştı, Kamışlı'da 2017-2018'de sözde cephe sorumlusu olarak görev yaptı. Derik'te tedavi gördü. 2019 yılında sözde cezaevi sorumlusu olarak görevlendirildi. YPG/PKK arasında ilişki olmadıklarını söyleyenlerin bunu görmesi lazım. YPG'nin PKK'dan farkı yok.
'Vatandaşlarımızın naaşı yerde görüldü' Açılan ateş sonrası operasyon başlatıldı. Güvenlik sebebiyle operasyon dikkatli ve yavaş sürdürüldü. Teröristlerden açılan ateşe karşılık verilerek ilerlendi ve bir süre sonra ateş kesildi. Bu zor şartlara Mehmetçik kendisine verilen görevi başardı. Olabildiğince güvenli şekilde mevzu geliştirildi. Gara'daki mağarada 7 kapı vardı. Güvenli bir şekilde teker teker açıldı. 13 vatandaşımızın şehit edildiği bölmeye gidildi. Oraya girildiğinde vatandaşlarımızın naaşı yerde görüldü. Gerekli tedbirler alındıktan sonra naaşlar tahliye edildi. Teröristlerin verdiği ifadelerdeki gibi bölümler fiilen görülmüş oldu. Operasyon oldukça zor şartlarda, her ülkenin yapamayacağı şekilde gerçekleştirildi. Şehitlerimizin naaşlarını yurtiçine naklettikten sonra, oradaki unsurlarımız kademeli ve emniyetli bir şekilde yurtiçine dönmeye başladı. Oradaki operasyonlarımız devam etti. Oradaki faaliyetlerimiz devam ediyor." Soylu: Bu çocukların hiçbiri pikniğe giderken kaçırılmadıAkar'ın ardından kürsüye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu çıktı. Sözlerine "Gardırop siyasetçisi değiliz. Üzerimize düşen meselenin nasıl yapılacağını bilerek, bize verilen sorumluluğu bu dünyada da öteki dünyada da gerçekleştirebilecek arkadaşlarız. Cenaze töreninde Ünzile Teyze bir cümle söyledi; evladıyla, acısıyla ilgili bir şey söylemedi. Üç defa 'Dik durun' dedi" diye başlayan Soylu, şunları anlattı:
"Dün gece 12 aileyi aradım. Şevket Altuntaş'ın söylediği cümle hayatım boyunca peşimden gelecektir, 'Gam yok, keder yok' dedi. Bu kadar uzun ve yorucu bir süreçten sonra ailelerin bu metaneti ve ortaya koydukları bu sabır, bu milletin ruhunun hali, bize dün akşam bir ders daha verdi.
Bu çocukların hiçbiri pikniğe giderken kaçırılmadı, bir operasyondayken de kaçırılmadı. Bu olayın duyulduğu ilk andan itibaren, sosyal medya ve diğer cereyanlar içinde söylenenler bir amaca matuf şekilde söylenmektedir. Hem acımız var, hem bıçağı biraz daha içeri sokup canımızı yakmak için söylenenlerdir. Annesine babasına gitmek üzereyken kaçırıldılar. Kimisi kendisine hazırlanan baklavayı yemeye giderken, kimi bayram ziyareti dönüşü kimisi de sınava giderken kaçırıldı.
'Ölümü korkutarak o bölgelere gittiler' 4.5-5 yıldır hükümetimizin tüm birimleriyle çalışıyoruz. Biz bu ailelere sadece bir vatandaş muamelesi yapmadık. Her 3 ayda bir bu ailelerle görüştük. Biz terörle mücadele yapıyoruz. Terör örgütünün yaptığı tacizlerin yüzde 70'i o bölgelerden geldi. Türk Silahlı Kuvvetlerimizden Allah razı olsun, ölümü korkutarak o bölgelere gittiler. Niçin biz 300 altına indirdik terörist sayısını? Niye bu mücadelenin peşini bırakmıyoruz, sebebi bu." PKK tarafından öldürülen 13 Türk vatandaşının bu ayın 10'unda hayatını kaybettiğini belirten Soylu, şu bilgileri verdi: "Buradaki bu operasyonda, bu arkadaşlar ayın 10'unda şehit oldu. Belçika numaralı bir telefondan aileleri arayıp 'Deyin ki 'Buralar bombalanmasın' dediler. Çocukları katlettikten sonra ölümlerinde de aileleri istismar etmeye çalıştılar. Emre Uslu denen müptezelden diğerlerine kadar, terör örgütünden merhamet bekleyen vicdansızdır. Terör örgütüne yaslanan hain oğlu haindir. 'Ailelerle hiç temas kurulmadı' deniyor, ben oradaydım. PKK'nın, HDP'nin ve İHD'nin yayınladıkları bildiri benzer bildiridir. 'Devlet de örgüt de sorumludur' öyle mi? Aileler Irak'a, Erbil'e götürüldü, elleri boş döndüler. 'O İHD denilen canı çıkasıcası dernek, bir tanesi için bir laf söyledi mi?' Terör örgütü 1984'ten bu yana 6 bin 21 sivil katliamı gerçekleştirdi. O İHD denilen canı çıkasıcası dernek, bir tanesi için bir laf söyledi mi? Devlet burada her şeyi yapmıştır. Bu konuda da her türlü muhataplığı ortaya koyabilecek hiçbir kapıyı kapatmamıştır. 'Pervin Buldan 'Biraz misafir edecekler, sonra bırakacaklar' dedi' Öznur Çalık'ın yüzü burada; bu çocukların kaçırıldığı zaman siz Pervin Buldan'ı aradınız mı, aramadınız mı? Pervin Buldan dedi ki, 'Biraz misafir edip, bırakacaklar.'. Bu katliamların nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz. ABD ne derse desin, biz bu coğrafyada ne acılar yaşandı biliyoruz. Şehitlerimizin vücut bütünlükleri fotoğraflarda, bu dosyada mevcut. Bu fotoğraflara baktığımızda, Allah şahittir ki o Murat Karayılan'ı bin parçaya bölmezsek şerefsiz. Orada iki terörist yakalandı. O hınçla her şey olabilirdi orada. Alındı, götürüldü, ifadesi alındı. Talimatların kimin tarafından verildiği orada ortaya konuldu." 'Hüznümüz de yasımız da büyüktür'Soylu, 13 vatandaşın ailelerine canlı kavuşturulması için büyük bir heyecan ve beklenti içinde olduklarını söyledi. "Allah şahittir, bu PKK ve PYD terör örgütü ailelerimize karşı zafer kazanamayacak, ailelerimiz onları yenecek. PKK ve PYD şehitlerimize karşı zafer kazanamayacak, şehitlerimiz onları yenecek. Annelere karşı zafer kazanamayacak, anneler onları yenecek" ifadesini kullanan Soylu, şunları söyledi:
"6 bin 21 katliamı nasıl yaptılarsa, bu evlatlarımızı da öyle katlettiler. Hüznümüz de yasımız da büyüktür. Bugün genel başkanlara tüm samimiyetimizle anlattık. TBMM'ye de izahatta bulunuyoruz. Bu izahattan sonra 'Trump'tan bunu isteseydiniz' diye sorarlarsa, ben de 'Siz ne yaptınız da Trump'tan bunu istiyorsunuz' derim. Hem şehitlerimize rahmet diliyorum, ailelere başsağlığı diliyorum."
!#**h27762**#!