İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuştu.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdi. Akşener, "Vatanı rant peşinde koşup arazileri parsellemek zannediyor" dedi.
ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olayları için "Soykırım" demesini değerlendiren Akşener, "Kafası bozulana posta kovmakla övünen dünya lideri gitmiş, yerine pek bir minnoş Mr. Erdogan gelmiş" diye belirtti.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"AK Parti iktidarının elinde Türkiye tarihinin en büyük yönetim krizlerini yaşıyor. Öyle bir koltuk sevdasına kapıldılar ki, ne maneviyat kaldı ne de ahlak kaldı. Bugün bu ahlaki çöküşün sonuçlarını ekonomiden, dış politikaya, her alanda yaşıyoruz. Onlar sarayda sefa sürerken bu yönetim krizinin faturasını milletçe ödüyoruz.
Sayın Erdoğan'ın 23 Nisan'da 83 milyon vatandaşımızın gözüne bakarak yaptığı vatan tarif için önce yanlış mı duydum dedim. 'Toprak kan dökülmemişse vatan olmaz' dedi. 'Ben bunu şuna benzetiyorum' onun sözleriyle söylüyorum. 'Arazi var, arsa var. Araziyi arsaya dönüştürmek için belli bir bedel ödemek gerekiyor. Aksi takdirde arazinin bir anlamı yok.' Aynen böyle dedi. Türk devletini idare eden birine vatan nedir anlatmak zorunda kalmak için utanç duyuyorum. Baş müteahhit Erdoğan, vatanı da kupon arazi zannediyor. Vatan dendiğinde milletçe yüreğimiz titrerken, mehmetçik can verirken, kendisi vatanı rant peşinde koşup araziler parsellemek için görüyorum. 'Bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır, toprak, uğrunda ölen verse vatandır' dizelerindeki kutsiyete bakın bir de bu dizelerden hareketle aklına arsanın ücretinden başka bir şey gelemeyen vicdansızlığa bakın. Allah ıslah etsin. Sayın Erdoğan ve şürekası: Vatan, sizin kupon araziniz değil, şehitlerimizin bize emanetidir.
Bir baktık ki kafası bozulana posta kovmakla övünen dünya lideri gitmiş, yerine pek bir minnoş Mr. Erdogan gelmiş. Rüzgar esse atarlanan Sayın Erdoğan, çıkıp da 'Eyy Biden, sen kimsin' çekmek yerine, 'Sayın Biden' demekle yetinmekle kalmış. Milletimiz için ar meselesi olan bu meselenin aslında Sayın Erdoğan için haziranda yapılacak görüşmenin maddelerinden biri olduğunu da öğrenmiş olduk. Oysa Türk milleti tarihine atılan çamura karşı devletin başından dirayetli bir duruş bekliyordu. Rıza Zarrab için seferber olanların, en azından bir nota vermesini bekliyorduk, müzik notasına bile razıydık. Kürecik ve İncirlik üslerine karşı bir hamle bekliyorduk. Güvenlik ve işbirliği protokollerini masaya yatırmasını bekliyorduk. Sayın Erdoğan ise Biden'a kibarca sitem edip, Ermenistan'a yaptırım sinyali verdi. Sayın Erdoğan yemezler, Ermenistan bu yalanı 100 yıldır söylüyor.
Sen 5 bin yıllık Türk devletini temsil ediyorsun. Korkma, cesaretini topla ve çık. Milletimizin beklentisine göre iki çift laf et, iki adım at. Geçen sene Kurban Bayramında benzer bir krizde, demiştim ki 'Ülkenin Cumhurbaşkanı olarak muhalefeti de dahil ettiğin bir memleket masası topla, sorunları ortaya koy, bilgileri atar. Muhalefet lideri de görüşlerini bildirsinler ve ortaya bir karar çıksın. Ondan sonra da Türkiye'nin birliği içinde bir tablo ortaya çıksın' demiştim. Ak Parti'nin sözcüleri dahil, her türlü hakaretle karşılaştım. O gün memleket meselesini toplasaydın, bugün Mr. Erdogan olmak zorunda kalmazdın."
"TÜRKİYE'Yİ KARANLIK BİR CENDEREYE SOKTU"
"Keşke yapabilse ama yapamaz. Türkiye'yi ekonomik ve diplomatik alanda öyle karanlık bir cendereye soktu ki bir çift laf edecek cesareti bile bulamıyor. Kürsü delikanlısı Sayın Erdoğan, nefret ettiği rahmetlik İnönü'nün Johnson mektubuna koyduğu postayı Biden'a koyamıyor. Beğenmediği rahmetli Ecevit'in Kıbrıs'ta gösterdiği dirayeti, Biden'a karşı gösteremiyor. Zerre hazzetmediği rahmetli Demireli'in İncirlik Üssü'ne Türk bayrağı diken dik duruşunun yanından bile geçemiyor.
O diline sakız ettiği eski Türkiye'nin başbakanlarının, memleketin zor zamanlarında gösterdiği devlet insanlığının kırıntısını bile gösteremiyor. Sayın Erdoğan'ın bize yutturmaya çalıştığı yeni Türkiye, aslında yenik Türkiye'dir. AK Parti'nin bu millete reva gördüğü ekonomide bitik, dış dünyada ezik Türkiye'dir. Buna izin vermeyeceğiz.
Türkiye, kabile devleti değildir. Damadını sevdiğin kadar Türkiye'yi de seveceksin. Rıza Zarrab'ı koruduğun kadar devletini de kollayacaksın. O 5 müteahhitin kesesini dert ettiğin kadar, milletin kesesini de dert edeceksin. Öyle kürsüden tarihi nutukları atıp bildiğimizi bize anlatarak konuyu geçiştirmek yok. Kuyruğu kıstırıp milleti hazirandaki görüşmeyle oyalanmak yok. Türk milleti senden adım bekliyor. Makamına yakışır bir cevap vermeni, kırk yılda bir devlet insanlığı bekliyor. Ya oturduğun koltuğun ciddiyetiyle durumun gereğini yap, ya da beceriksizliğini kabul et ve memleketi seçime götür. Ya saray sefasını bırakıp işini yap, ya da sandık gelsin, milletimizden yetkiyi alıp biz gerekeni yapalım."
"LEBALEP KONGRELER BİTTİ 'TAM KAPANMA' DEDİLER"
"AK Parti iktidarı Türkiye'yi yönetemiyor. Her alanda olduğu gibi pandemi yönetiminde de bunu milletçe yaşadık. Pazartesi akşamı Sayın Erdoğan 'tam kapanmaya geçiyoruz' dedi. Pandeminin başından beri iktidarı uyardık defalarca. Çözümler sunduk kulak asmadılar. 2021 başından beri vakalarda patlama oldu, önemsemediler. Sadece Mart ayında 8 bine yakın vatandaşımızı kaybettik. Lebaleb kongreleri yapıncaya kadar kısmi kapanma kararı bile almadılar. En sonunda kongreler bitti, kısmi kapanmaya geçtiler. Şimdi de tam kapanma dediler. Tam mı yarım mı kapanıyoruz o da belli değil. Sayın Erdoğan, bu kararı önemli buluyoruz gecikmiş olsa da. Sadece kapanıyoruz demekle olmaz. Bu süreçte devlet imkanlarını seferber edip milletinin yanında olacaksın.
Makamının sorumluluğu, devlet insanlığı bunu gerektirir. Bir an önce çıkıp tam kapanma destek paketi açıklayın. Düzenli geliri olmayanlara acilen destek sağlayın. Kapanma mücbir sebep sayılsın, vergi ödeme yükümlülüklerini bir ay erteleyin. Esnaf için kira stopajlarını sıfırlayın. Çek ve senetler 29 Nisan dahil Mayıs sonuna dahil yazılmasın. İcra takiplerini Mayıs sonuna kadar durdurun. Düşük gelirli vatandaşlarımızın evleriyle küçük esnafımızın iş yerleri için elektik faturalarını 6 aya yayarak tahsil edin. Belediyelere bağış kabul etme izni verin. Hane halkına kişi başı 500 lira hibe desteği, esnaflarımıza da çalışan başına 10 bin lira faizsiz kredi verin. Bari bu tam kapanma sürecinde milletimizin yanında olun. Bir defa olsun devlet ciddiyetiyle hareket edin.
Pandeminin başında her akşam 9'da alkışlattıkları sağlık ordumuz artık kaderiyle baş başa. Sağlık çalışanlarımızın sağlığı risk altında. Ayda 100-120 saat arası fazla mesai yapıyorlar. Ekonomik paketler önerdik, iktidar oralı bile olmadı. Yeter artık. İş bilmezliğimizin ceremesini bu fedakar insanlar çekiyor. Covid-19'u meslek hastalığı sayın, hayatını kaybedenleri şehit kabul edin. Üstün gayretin karşılığında sosyal haklarını tek çatı altında toplayın. İcatçılıkta tüm sağlık personeline ödeme yapın. Böyle vefasızlık olmaz, ayıptır, günahtır.
Eğitim ordumuz da sağlıkçılarımız gibi çile çekiyor."
!#**h29326**#!