Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in gelecek salı günü yapacağı Türkiye ziyareti öncesi Ankara-Brüksel ilişkilerine yönelik Avrupa Parlamentosu’ndan (AP) demokrasi vurgusu geldi. AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor dün Ankara’da gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Amor, “Türkiye’nin Rusya’ya yaptırımlarda AB dış politikasına yakın olmasını isteriz. Gerek Ukrayna ve Rusya gerek Somali ve Etiyopya arasındaki arabuluculuk çabalarını takdir ediyoruz. Ancak üyelik ‘Kavala’yı unutun, ben çok iyi bir arabulucuyum’ demekle olacak bir şey değil” dedi. Kayyum atamalarını da eleştiren Amor, “Bu teori FETÖ’cülerle mücadele içindi ama onlara kullanılmadı. Sorun, seçilenin kaybedenle değiştirilmiş olması” ifadelerini kullandı. Amor, ilişkilerin canlandırılması için Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan olumlu mesaj aldıklarını da söyledi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan son bir haftada Brüksel ile ilişkilerinin canlandırılması yönünde olumlu mesajlar aldıklarını ifade eden Amor, “Türkiye’de konu AB olduğunda her zaman ülkenin stratejik önemine atıfta bulunulduğunu” ve “kilit ortak” olarak görülmesinin altının çizildiğini söyledi. Buna karşın Amor, “Ne kadar çok kilit ülke olarak nitelendirilirseniz o kadar aday ülke olarak görülmezsiniz” dedi.
Von der Leyen’in son konuşmalarında Türkiye’den “aday ülke” olarak bahsetmediğini anımsatan Amor, eğer AB komisyon başkanı, “İnsan haklarının durumundan, Demirtaş’tan, Kavala’dan ve kayyumlardan bahsederse bu iyi bir sinyal olacaktır çünkü bunlar üyelikle ilgili. Ancak sadece Suriye konusundaki işbirliğinden bahsedecek olursa bu siyasi bir duruş olacaktır” yorumunu yaptı.
Türkiye-AB ilişkilerinin çok katmanlı boyutları olduğuna işaret eden Amor, “Üyelik süreci normatiftir. Türkiye de diğer tüm adaylar gibi gerekli koşulları yerine getirmeli. Kestirme yol yok. Katılım sadece demokratik standartlarla ilgili” dedi. Üyeliğe ilişkin farklı görüşlere atıf yapan Amor, “Türkiye üye olmalı, jeopolitik önemi var’ deniyor. Ama AB için hiçbir zaman üyelik jeopolitik önemle ilgili olmamıştır. Katılım sürecini Türkiye engelliyor. Çünkü Türkiye, demokratik standartların düzeyiyle ilgili tartışmalara girmekten hep kaçınıyor. Buradaki eksikliği de jeopolitik önem gibi konularla gidermeye çalışıyor. Türkiye’deki demokratik standartlara bakacak olursak tam bir felaket” ifadelerini kullandı.