İki yıl kadar süren pandemi dönemi sonrası ülkelerde akıl almaz bir turizm patlaması yaşandı. Avrupa’da bazı şehirler pes etti ve turist tehlikesine dur deme kararı aldı. Artık turistleri şehirlerin ahengini, dengesini bozan unsurlar olarak gören yerleşik insanların sayısı azımsanmayacak düzeylere ulaştı. İlk kez Barselona’da apartmanlardan sarkıtılan “Tourist Go Home” pankartlarını görmüştüm haberlerde. Daha sonra İtalya, İsviçre gibi ülkelerdeki sıkıntılar haber oldu. Ekonomisinin yüzde 20’si turizm gelirlerinden oluşan Yunanistan bile artık aşırı turizmden şikâyet ediyor ve turist vergisi getirme hazırlığı içinde.
Epeydir Hollanda’da da aynı sıkıntılar yaşanıyor ve Amsterdam’daki kalabalık yoğun olarak tartışılıyor. Bu küçük tarihi şehir artık turist kaldırmıyor. Sokaklar, müzeler, marketler, restoranlar, toplu taşıma araçları turistlerin işgaline uğramış durumda. Bir restorana gidip sessiz, sakin bir yemek yeme ya da bir kahve içmek artık hayal. Ya da ne bileyim, Amsterdam’a sakin bir tren yolculuğu artık imkânsız. Trenlerde oturacak yer bulmak bile çoğu zaman sorun oluyor. Belediye aldığı ve alacağı kararlarla artık resmen turiste “gelmeyin” diyor.
Amsterdam’da yeni otel yapılması yasaklandı ve alınan turist vergileri de önemli ölçüde artırılıyor. Bir otel yıkılmadan ya da iflas etmeden yerine yenisi yapılamayacak. Üstelik yapılacak oteller en az dört yıldızlı olmak zorunda. Ayrıca alınan kararla Amsterdam’daki otel odası sayısı en fazla 40 bin ile sınırlandırılıyor.
Amsterdam Belediye’sinin geçen yıl aldığı diğer bir karara göre, geceleme sayısı her yıl en fazla 20 milyon ile sınırlandırılmıştı. Tüm önlemlere rağmen geçen bir yıl içinde turistin geceleme sayısı bir milyon daha artmış. Üstelik bu rakama kruvazör gemileri yolcuları, kısa süreli ev kiralayan ve pansiyonlara gelen turistler dahil edilmemiş.
‘UCUZ UÇUŞLAR AZALSIN’
Belediye başkanı Femke Halsema geçen aylarda İngiliz iş dünyası gazetesi Financial Times’a aşırı turizmle ilgili bir söyleşi verdi. Söyleşide özet olarak şehrin çekiciliği ve Schiphol Havaalanı’na çok sayıda ucuz uçuşun, kaotik ortama neden olduğuna dikkat çekti. Başkan Amsterdam’ı korumak için, diğer önlemlerin yanı sıra Hollanda havaalanındaki ucuz uçuşların sayısının azaltılmasını savunuyor. Eski Yeşil Sol Parti lideri olan belediye başkanının görüşleri, dev turizm şirketleri ve şehirdeki otel sahiplerini doğal olarak pek memnun etmedi.
‘YETER ARTIK’ PLATFORMU
Amsterdam’ın eski yapısını özleyen şehir sakinleri yeni bir oluşumda bir araya geldiler. “Yeter Artık” ismini verdikleri platform yaptığı yazılı açıklamada, ziyaretçi sayısında önemli bir azalmaya yol açacak ve şehir merkezindeki çeşitliliğin ve yaşam ortamının iyileştirilmesine katkıda bulunabilecek çok sayıda önlemi sıraladı. Örneğin, otel yasağının tutarlı bir şekilde uygulanması, ucuz oda kiralayan Airbnb’nin yasaklanması, pencere fuhşunun iç mekânlardan kaldırılması ve ikamet kriterinin getirilmesi… Bu son önlem, istenmeyen ziyaretçi sayısının azalmasına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda o bölgelerde yoğun olan uyuşturucu turizmine de büyük bir darbe indirmeyi hedefliyor. Hollanda devleti ve çeşitli kesimlerin legal uyuşturucu ticaretinden müthiş paralar kazandığı biliniyor. Platformun işi çok kolay değil.