SANATÇILARIN DEĞERLENDİRMELERİ
Yerel Tatların Senfonik Anlatımı
Doç. Dr. Kadir Şişginoğlu Her sanatçı kendi gerçeğini sanatında oluşturmaya çalıştığı dil ile ifade etmeye, güzeli bulmaya çalışır. Bu dil Aslı Özen’de klasik bir kompozisyon kurgusunun kendi bilincinde aracısız oluşturup anlam kazandırdığı post – kübist bir dildir. Figürde başlayarak bazen fonu da kesen geometrik bölüntüler resmine ayrı bir dinamizm kazandırır. Sağlam, iyi gözlenmiş, kimi zaman soyutlanan figürler fon içinde erirler. Uzak bakışlı, vakur, mağrur bir hüzün ile mütevazi bir kahramanlık tavrını sezdiğimiz figürler düzenli bir ritim ve anıtsal bir duruşla senfonik koroya katılırlar. Aracısız saf ve yalın bir biçim anlayışı, zaman zaman nerede ise tek rengin tonlarına dayanan pastoral bir senfoniye doğru yol alır. Bu senfoni bir süre sonra Ulvi Cemal Erkin’in Karadeniz’in kemençe ritmi ile biten Köçekçelerine dönüşür. Bu senfoni aynı zamanda Anadolu’nun farklı coğrafyalarının, farklı kültürlerinin çağdaş bir düzenle sunulan görsel bir iz düşümüdür. Bünyamin Balamir’in, “İçinde insan yoksa, o sanatın içi boştur” sözü, Aslı Özen’in resminin dayanağı gibidir. Aslı Özen’de figür anlayışı Celal Binzet Aslı Özen baştan beri figürden hareket ederek yöre halkının yaşantısını ve folklorik değerlerini tuvaline taşıyor. Karadeniz insanının hareket ve renk öğeleri altındaki varlığını görsel bir imgeye dönüştürerek resimlerin odak noktasına yerleştirmekte. Bir anlamda folklorik bir hava taşısa da ondan ötede Karadeniz halkoyunlarındaki dinamizmini kendine ana eksen alıyor. Bunu yaparken sahip olduğu anlayış, konuyu ilk anlamında soyutlayarak hareketi resimsel bir öğeye dönüştürmekten başkası değil. Kısacası, yerelleşme endişesinin uzağında kendi yolunu bulmuş. Onun tuvalinde keskin çizgilerle kurgulanmış bir düzenlemenin varlığı söz konusu. Bu arada unutulmaması gereken bir diğer nokta, figürlerde görülen yerellik kokusu ancak böylesine ayrıştırılmış bir özellik iliştirilmiş olsa bile onların kimliklerinden sıyrılarak anonimleştirildiği dikkatlerden kaçmıyor değil. Zor olanı da bu yöntem. Sonuçta sanatçı başından beri kararlılıkla sürdürdüğü bu biçem doğrultusunda yerellikten hareketle evrensel bir anlatım dilinin peşinde olduğunu kanıtlıyor.