Hakim karar açıklamadığı için yeniden cezaevine dönecek olan Cumhuriyet yazarı, gazeteci Barış Pehlivan; sosyal medyada Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a yazdığı mektubu paylaştı.
Pehlivan, Tunç'a "Bir gram suçun dahi olmadığı bir dava yüzünden özgürlüğümden mahrum bırakılan ben, hangi çeteye üye olup ne kadar para biriktirmem lazım?" diye sordu.
Cumhuriyet yazarı, gazeteci Barış Pehlivan'a "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" suçlamasıyla açılan davanın duruşması önceki gün Çağlayan Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Denetimli serbestlik hakkından yararlandırılmayan Barış Pehlivan 3 aydır Maltepe Açık Cezaevi’nde tutuluyor.
Barış Pehlivan'ın 'Özgürlük Davası' davası ertelendi. Pehlivan isyan etti: 1,5 dakika okunacak incelemeye cesareti olmadığı yazı için hapse gönderiliyorum. Bunun adı hukuk değil, adalet değil, vicdan değil!https://t.co/X5VfpunTUQ #barısınhakkı @barispehlivan @emrkongar pic.twitter.com/5bCMdoNRem — Gazikent27 (@Herdaim_Haber) November 9, 2023
16 KASIM'A ERTELENDİ
Hakim, Barış Pehlivan'ın avukatlarının yazılı savunmasını okuyacağı gerekçesiyle duruşmayı 16 Kasım'a erteledi.
Pehlivan hakimin karar vermemesine isyan etti.
Pehlivan, "Bir hakim aylar önce UYAP'a konulan dosyaları okumadığını bahane ederek beni tekrar cezaevine gönderiyor. Bomboş bir dosya ben tekrar yarın cezaevine döneceğim bunun adı hukuk değildir. Bunun adı vicdan değildir" dedi.
PEHLİVAN'DAN BAKAN TUNÇ'A MEKTUP
Skandal karar kamuoyunda da tepki çekerken; Barış Pehlivan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a ikinci kez mektup yazdı.
Mektubunu kişisel X hesabından (Twitter) paylaşan Pehlivan, Bakan Tunç'a "Bir gram suçun dahi olmadığı bir dava yüzünden özgürlüğümden mahrum bırakılan ben, hangi çeteye üye olup ne kadar para biriktirmem lazım?" diye sordu.
Pehlivan, "Kusura bakmayın, hâkimin dava dosyasını aylardır okumadığı için ben bugün yeniden cezaevine giriyorsam, bu soruyu sormak zorundayım" ifadelerini kullandı.
Pehlivan'ın Bakan Tunç'a yazdığı mektup şu şekilde:
"Sayın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç,
Bu size ikinci mektubum. Daha önce cezaevinden yazmıştım, şimdi cezaevi çantamı hazırlarken kaleme alıyorum. Birazdan Maltepe Açık Cezaevi’ne doğru yola koyulacağım.
Biliyor musunuz, benim küçük kızım İtalya’da yaşıyor ve onun sayesinde Avrupa’da oturma iznim var. Ben şu an Avrupa’daki dilediğim ülkeye gidebilecekken, bu topraklarda gazetecilik yapabilmek için cezaevine girmeyi tercih ediyorum. Enayilik gelebilir size, ama n’apayım tabiatım böyle!
Sayın Bakan,
UYAP’ı bilirsiniz, sizin sisteminiz… Hakkımda açılan onlarca davayı takip edebilmek için ben de kullanıyorum ve çok faydasını görüyorum. Lakin, dünkü davamda öğrendim ki, bu sistemi kullanmayan savcılar ve hakimler var.
Lütfen 'bağımsız yargı' diyerek sözümü kesmeyin, siz Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun da başkanısınız. Yani mesele bizzat sizi de ilgilendiriyor. Açıkçası, değişen tweet’leriyle çok daha güzel etkileşim alan muhalefet partisi temsilcilerine de yazabilirdim bu satırları, ama anladığım kadarıyla çok yoğunlar. Sağlık olsun, sosyal medyayı etkin kullanıyorlar, onlar da okumuş olurlar… Neyse, konuyu dağıtmayayım.
Şimdi Sayın Bakan…
Yargı mensupları, UYAP vs. diyordum… Dün bir duruşmam vardı. Hani, hakkımda hüküm verilmemesine rağmen denetimli serbestlik hakkımı yaktıran ve beni cezaevine attıran 'hakaret' davasının duruşması…
Hayır, duruşmanın 3 saat geç başlamasını mesele etmeyeceğim. Standardım maalesef artık o kadar yüksek değil. Meselem başka. Zira savunmalar alındı, savcı duruşmada esas hakkında mütalaasını verdi (gerekçe bile sunmadan cezalandırılmamı istedi tabii ki), son sözler söylendi… Ama ne oldu biliyor musunuz?
Hâkim Bey, 8 aydır dava dosyasında yani UYAP’ta olan belgeleri (24 Şubat 2023 tarihli ifademle birlikte sunmuştuk) okumadığı için hükmünü açıklamadı!
Evet, yanlış okumadınız, dava dosyasını okumadığını iddia ettiği için… Haliyle, bu garip durum benim yeniden cezaevi çantamı hazırlamama neden oldu.
Hayır, hâkim beyin 'ben anlamadım bu davanın hapiste olmakla ne ilgisi var' sorusundaki ilginçliğe girmeyeceğim.
Avukatlarımın aylar önce 'şu duruşma tarihini erkene alırsanız, Barış Pehlivan’ın yeniden özgürlüğüne kavuşma ihtimali daha çabuk olabilir' dilekçesini reddetmesini de hatırlatmayacağım.
Hayır, geçen yaz Meclis’ten çıkan ve tecavüzcülerin bile denetimli serbestlik hakkını yükselttiğiniz, onları hemencecik özgürlüğüne kavuşturduğunuz yasayı da (Faydalanma hakkım olmasına rağmen benden esirgediğiniz geçici 10. maddenin 2. fıkrasını kastediyorum, oradan hatırlayabilirsiniz) anımsatmayacağım.
Önceki mektubumda da sormuştum, tekrarlayacağım:
Bir gram suçun dahi olmadığı bir dava yüzünden özgürlüğümden mahrum bırakılan ben, hangi çeteye üye olup ne kadar para biriktirmem lazım? Kusura bakmayın, hâkimin dava dosyasını aylardır okumadığı için ben bugün yeniden cezaevine giriyorsam, bu soruyu sormak zorundayım.
Şimdi 6 gün sonra yeniden duruşmam var. Savcının onca lehimde delile rağmen hapsimi istediği bu davada hâkimin de adil bir karar vereceğini maalesef düşünmüyorum.
Neyse, çok uzattım.
Ben gideyim de cezaevindeki ağır suçluları 6 yıllığına denetimli serbestliğe uğurlayayım…
Bu da geçer!"