CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Türkiye Varlık Fonu Yönetim Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonu’nun 2023 yılı mali tabloları ve faaliyetleri ile ilgili denetim raporlarına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi'nin görüşmeleri sırasında konuştu.
Bakırlıoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
"Topluluk denetçileri aynı zamanda birim denetçilerinin yeterliliğinden de sorumlu olduğu bilinmekte. Bu kapsamda denetimde objektifliğin korunması için denetim firması seçimlerinde bu hususun dikkate alınması gerektiğini düşünüyor musunuz? Yani hem topluluk denetçisiyle hem birim denetçisinin aynı firma olmasının denetim kapsamında objektiflikten uzaklaştığını düşünüyor musunuz? Türkiye Varlık Fonu konsolide mali tablolarını oluşturan birimlerin denetimine ilişkin görüşlerin yer aldığı bir tablo var raporda. Bu tabloya baktığımız zaman birçok alt birim için şu ibareler var: 'Hasılatı finansal tablolara alınmasında ilişkin hile riski' bir riskten bahsediliyor ve 'kontrolün yönetim tarafından ilan edilmesi' risklerinden bahsediliyor. Ancak Devlet Denetleme Kurulu’nun denetim raporunda söz konusu risklerin sebeplerin ne olduğuna dair en ufak bir ibare yok. Bu konuda komisyonumuzda bu konuda bir açıklama yapabilir misiniz?
“BU NASIL BİR DENETLEME OLUYOR?”
Diğer arkadaşlarımız da belirtti. Turkis Enerji Company gizlilik unsuru taşıması nedeniyle bağımsız denetimden geçmiyor. Benzer nedeniyle BOTAŞ'ın 7 milyar 789 milyon liralık alacaklılarıyla ilgili herhangi bir denetim yapılamıyor. Ve birim maliyetleri hakkında da herhangi bir bilgi yok. Peki bu nasıl bir denetleme oluyor?
Ayrıca Türkiye Varlık Fonu İFM Anonim Şirketi'nin 31.12.2022 tarihinde pazarlama, satış, dağıtım giderleri hesabına baktığımız zaman 1 milyon 394 bin 269 lira olduğunu görüyoruz. Bu rakamın 31.12.2023 tarihinde 121 milyon 366 bin 477 liraya çıktığını görmekteyiz. Yani çok ciddi bir artış söz konusu. 2023 yılında finans ve haber kanalları ile sosyal medya platformlarına hizmet bedeli olarak MY marka yönetim şirketine 110 milyon lira para ödenmiş ve bunun ayrıntıları da var. Ancak burada o zaman şunu sormak istiyoruz. Yani çok ciddi bir artış var. Ve bunun önemli bir kısmı da bir tane firmaya verilmiş. MY marka yönetime verilmiş. Bu hizmetler satın alınırken nasıl bir piyasa araştırması yapılıyor, hangi yöntem yapılıyor?
“PTT NEREDEYSE İFLAS ETMİŞ DURUMDA”
Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu üyeleri aynı zamanda diğer şirketler de yönetim kurulu üyesi. Mesela genel müdürünüz bildiğim kadarıyla üç tane şirkette yönetim kurulu üyesi olarak karşımıza çıkıyor. Şimdi böyle sonuçlar doğuruyor ki Türkiye Varlık Fonu Anonim Şirketi'yle Türkiye Varlık Fonu Bilgi Teknoloji Anonim Şirketi 22.09.2022 yılında bir borç senedi imzalıyorlar. Ve borsaya da esasında üzerindeki borç miktarı yok. Bir seyahat imzalanıyor. Burada iki tane imza var. Fakat imza sahibi aynı. Yani sizsiniz. Yani bu doğru bir şey mi? Yani bu süreç bana bir tuhaf geldi.
Bir de PTT'den bahsetmek istiyorum esasında. PTT neredeyse iflas etmiş durumda. Öyle gözüküyor. Çok ciddi bir borçluluk içerisinde ve öz sermaye yetersizliğiyle karşı karşıya. Ve bu esasında 2021, 2022 yıllarından beri bu denetim raporlarında karşımıza çıkan bir şey. Sayıştay'da da benzer şekilde çıkıyor. 2021 yılı denetiminde PTT birim denetçisi PTT'yi denetleyen birim denetçisi, PTT'nin 2021 yılında öz sermayesini yitirdiğini, dolayısıyla Türk Ticaret Kanunu 376. madde kapsamına girdiği belirtiliyor.
“ÖZ SERMAYESİNİ YİTİRMİŞ DURUMDA”
2022 mali yılı tablolarına ilişkin de Devlet Denetleme Kurulu yaptığı denetimde PTT'nin borca batıklığı konusunda hiçbir değerlendirme olmadığını tespit ediyor. Yani grup denetimini yapan şirketin bu konuda eksik davrandığını söylüyor. Bugün PTT 2.3 milyar lira zarar etmiş durumda ve öz sermayesinin neredeyse yitirmiş durumda. Bu raporlarda da var. Bu kapsamda herhangi bir iş ve işlem yaptınız mı?"