?>

CHP'li Öztürkmen: İktidar, Laiklik karşıtı eylemler yapıyor!

Laiklik Meclisi, geçen sene yapılan buluşmanın ardından 3 Mart’ı Laiklik Günü olarak kutlama kararı almıştı.

Siyaset - 6 saat önce

Laiklik Meclisi, geçen sene yapılan buluşmanın ardından 3 Mart’ı Laiklik Günü olarak kutlama kararı almıştı. CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, 3 Mart’ın ‘Laiklik Günü’ ilan edilmesi için kanun teklifi vermişti.

Hasan Öztürkmen, 3 Mart Laiklik Günü dolayısıyla yazılı mesaj yayınladı. Öztürkmen,  laikliğe ve Cumhuriyet değerlerine karşı artan saldırılara dikkat çekerek, laiklikten uzaklaşıldıkça demokrasinin ayaklar altına alındığını belirtti.

Öztürkmen’in mesajı şu şekilde:

Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen üç yasa, hukuk devletinin temeli ve Cumhuriyet’in yol haritası niteliğindedir.

Bu üç yasa ile ikili hukuk ve ikili eğitim sisteminin yanı sıra hilafet de kaldırılarak demokratik, laik hukuk devleti yolunda en büyük adım atılmıştır.

Kabul edilen ilk kanunla, dinin ve ordunun siyaset aracı olarak kullanılmasının önlenmesi amaçlanmıştır. Şeriye ve Evkaf Bakanlığı kaldırılmış; Şeyhülislamlık, şeri mahkemeler ve fetva usulü tarihe karışmıştır.İkinci olarak kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu (öğretim Birliği Yasası) ile kız çocuklarına erkek çocuklarıyla eşit eğitim imkanı sağlanmış ve bilimsel düşüncenin önü açılmıştır.

Üçüncü kanun ile de hilafet kaldırılarak, laiklik ilkesinin temeli atılmıştır.

Geçen sene 3 Mart Devrim Yasaları’nın kabul edildiği günün “Laiklik Günü” olması için 1 Mart’ta TBMM Başkanlığı’na kanun teklifi sunmuştum. TBMM Başkanlığı, kanun teklifimin gerekçesindeki bazı ifadeler nedeniyle iade etti. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un iade yazısı şöyle:

“3 Mart Gününün Laikilik Günü İlan Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi, Başkanlığımızca incelenmiştir. TBMM İçtüzüğünün 67'nci maddesinde ‘Başkanlığa gelen yazı ve önergelerde kaba ve yaralayıcı sözler varsa, Başkan gereken düzenlemelerin yapılması için o yazı veya önergeyi sahibine geri verir’ hükmü yer almaktadır. 

Kurtulmuş'un “Kaba ve yaralayıcı” olarak tanımladığı gerekçenin 4. paragrafının 2. cümlesi ise şöyle:

“Milli Eğitim Bakanının tarikat/cemaatlerle protokol anlaşmalarını açıkça savunması, Bakanlığın dinci/gerici müfredat dayatması, kadınlara yönelik gerici hamlelerin, Medeni Kanun’a dönük saldırıların artması, hilafet çağrıları ve hilafet bayraklarıyla ülkenin meydanlarında boy gösteren gerici güruhlar açıkça Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef almaktadır.”

İKTİDAR, LAİKLİK KARŞITI EYLEMLER YAPIYOR

Yirmi üç yıldır ülkemiz laikliğe aykırı fiillerin odağı haline gelen, siyasal islamcı, BOP’çu bir yapı tarafından idare edilmektedir. Cumhuriyet’in 101. Yılında pek çok kazanım yok edilmiştir. Ülkemizin, idari, hukuki ve toplumsal yapısını değiştirme amacıyla atılan adımlarla toplumsal yaşamın güvencesi olan laiklik ayaklar altına alınmakta hatta açık bir biçimde tasfiyesi hedeflenmektedir.

Milli Eğitim’den, askeriyeye, ülkenin en kritik kurumları, gerici kuşatmanın etkisindedir. Diyanet İşleri, kuruluş amacından kopmuş, hurafelere ortak olmuş, tarikat ve cemaat kuşatmasının ayağı olmuştur.

İktidar partisi AKP, 2008 yılında ‘Demokratik ve Laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerin odağı haline gelmesi nedeniyle’ yargılanmıştı.

Aradan geçen zamana rağmen, iktidar partisi bu davranışlarından vazgeçmedi. Aksine artık söylemden eyleme geçtiler. Erdoğan, Demokratik Açılım buluşmalarında “Kadın ve Erkek eşit olamaz” sözlerini kullandı. İçki yasağı konusunda da “İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da, dinin emrettiği bir yasa sizin için neden reddedilmesi gerekiyor” diye çıkış yaptı. Faizle mücadele konusunda da “Nass ortada olduğuna göre, sana bana ne oluyor?” diyebildi. Cuma namazı için mesai düzenlemesi yaparak, müftülüklere resmi nikah kıyma görevi verdi. ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi çerçevesinde Anaokulları başta olmak üzere Milli Eğitime bağlı okullara İmam görevlendirmekten kaçınmadı. 

Laiklikten uzaklaştıkça, bilimden, hukuktan, demokrasiden, adaletten, liyakatten uzaklaşılmıştır. 

Bugün Türkiye’nin demokrasiden hızla uzaklaşmasının etkilerini en acı şekilde görüyoruz. Kayyımlar, gözaltılar, tutuklamalar… Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşmasının elbette pek çok nedenini sayabiliriz. Ama en başta laiklik ayaklar altına alındığı için demokrasiden uzaklaştık.

Üç yıl önce bir haber gördük. “Ankara Adliyesi’ne Kuran kursu açılıyor” diye.

Adliye binaları; tarafsız ve bağımsız yargı organları tarafından adaletin tesis edildiği yerler olmalıdır. Bu binaların din eğitimine açılması demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin gerekleri ile bağdaşmaz. Yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına da gölge düşürür.

Bu tür dinsel eğitim programları anayasa ve hukuka aykırıdır.

İki işçi yan yana gelip zam isterse, gözaltına alınabilir. Ama Atatürk’e hakaret eden bir imamın duruşmasını izlemeye gelen onlarca kişi adliye içinde “yaşasın şeriat” sloganı atıyor ve başlarına bir iş gelmiyor.

Aynı şekilde Filistin’e destek adı altında gerçekleşen eylemlerin bir çoğu, amacı dışında Cumhuriyeti ve rejimi hedef alan, şeriat çağrıları yapılan eylemlere dönüştü. İktidar bunlara sessiz kalıyor, hatta destek oluyor.

Erdoğan’ı eleştirenler tutuklanırken yıllardır Atatürk’e haince saldıran bazı sosyal medya trollerine, imam kılıklı provokatörlere dokunulmuyor. Bu konuyu Meclis’te defalarca gündeme getirdim. İktidardan çıt yok.

Laikliğe saldırıyı, her geçen gün hayatın her alanında görüyoruz.

Aynı durum okullarımız için de geçerli.

Gayrı milli eğitim bakanı Yusuf Tekin, milli eğitime savaş açmış durumda.

Meclis çatısı altında bunlarla olabildiğince mücadele etmeye, karşı durmaya çalışıyorum.

Milli Eğitim Bakanlığı ile merkezi Diyarbakır’da bulunan Hüdapar uzantısı Peygamber Sevdalıları Vakfı arasında imzalanan eğitimde işbirliği protokolüyle ilgili açıklama yapmıştım.

Söz konusu vakıf, domuz bağı cinayetleri, işkence bodrumları ve Gaffar Okkan’ın suikastıyla hatırlanan Hizbullah örgütüne bağlı bir oluşum. Vakıf, bu protokolle ilkokul 4. sınıf ile 12. sınıf arası tüm okullardaki 10-18 yaşlarındaki 10 milyon öğrenciye, MEB’in onayıyla erişecek. 

Cumhurbaşkanlığına bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) bu haberi yalanlamak isterken adeta doğruladı. DMM’den yapılan açıklamada ‘Milli Eğitim Bakanlığı, bir vakıf ile bir yıllığına, ‘ders saati dışında veli iznine bağlı ve gönüllülük esasına göre isteyen okullarda yarışma düzenleme’ye ilişkin protokol imzalamıştır’ denildi. 

Daha geçen haftalarda ÇEDES kapsamında kaç imam ve vaizin hangi okullarda görevlendirildiğini Yusuf Tekin’e sordum.

Tekin, verdiği yanıtta, ÇEDES projesi kapsamında okullara imam ya da vaiz görevlendirilmesi yapılmadığını iddia etti. Bunun üzerine belgeleri açıkladım.

Bir belgede İstanbul Bahçelievler Milli Eğitim Müdürü'nün imzasıyla okullara gönderilen 3 Nisan 2024 tarihli yazıda, ÇEDES projesi kapsamında okul-cami eşleştirmesi yapıldığı belirtiliyor. Yazıya okul-cami eşleştirmelerini gösteren liste de ekleniyor.

Milli Eğitim'i çökerten, ÇEDES gibi gerici projelerle eğitimi dinamitleyen, çocuklarımızı eğitim bilgisi olmayan insanların eline bırakan, cemaat ve tarikatları okullara dolduran AKP iktidarı, açıkça suç işliyor! Çünkü yapılanlar, başta Anayasamıza, Milli Eğitim Temel Kanununa, Eğitim Birliği Yasasına ve Türk Eğitim Sistemine açıkça aykırıdır. Eğitim hakkı hiç kimseye ve gruba kısmen ya da tamamen devredilemez.

Üç gün önce basına düşen bir haber.

Kadıköy’de bulunan Kadıköy Meslek Lisesi idarecilerine Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından mesaj yoluyla ‘talimat’ iletildi. “Ramazan öncesi ve Ramazan’da okullarda yapılabilecek etkinlikler” başlığıyla gönderilen talimatta, idarecilerden okullarında öğrencilere oruç tutmayı tavsiye etmesi ve liste tutulması istendi.

Bu kadar İmam Hatip açılmasına rağmen, imam hatip dışında kalan okulları da benzer bir iklime sokmak istiyorlar. Parası olan bir şekilde çocuğunu özel okullara gönderebiliyor ama geniş halk kesimi bu dayatmadan kurtulamıyor.

Üç gün önce Binali Yıldırım’ın açıklamalarını okuyorum. Öcalan ile aynı gün konuşuyor. Ağız birliği yapmışlar sanki. Hedeflerinde ulus devlet var. Vatandaşlık tanımı değişebilirmiş. Yerel yönetimler güçlenebilirmiş. Ortak düşmanları Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi. “Yeni anayasa” adı altında laiklik başta olmak üzere Türk kimliği ve anayasanın değiştirilmez maddeleri hedefte.

AKP’nin iktidarını korumak için işbirliğine gitmekten çekineceği kimseler yok.

Bu amaçla Hizbullah uzantısı Hüdapar’ı Meclis’e soktular.

Daha geçen hafta Meclis çatısı altında bir Hüdapar’lı vekil Cumhuriyet’e ve Kemalizme karşı alçakça ifadeler kullanıldı. Bu konuşmadan haberdar olduğum an kürsüden gereken cevabı verdim. Bu ülkenin sorunlarının çözümü kurucu değerlerimizde, Mustafa Kemal'in ilkelerindedir.Diyarbakır’daki Hüdapar çalıştayına seyirci kalan Cumhuriyet Savcılarına yazıklar olsun.Oturdukları koltukları demokratik-laik Cumhuriyete borçlu olup da bu konuşmaya sesleri çıkmayanlara da yazıklar olsun.Kemalizm sayesinde bu koltuklarda oturup, milletvekili yeminlerine ihanet edenlere yazıklar olsun.

Haftanın Öne Çıkanları

Edip Akbayram hayatını kaybetti!

2025-03-02 20:08 - Gündem

Hakkında gözaltı kararı verilen Dilan Polat: 'Yaşamak istemiyorum'

2025-03-02 02:39 - Gündem

Erdoğan'dan Özgür Özel'e: Başkomutan olarak sana sesleniyorum; ayaklarını denk al!

2025-02-26 19:48 - Siyaset

Devlet Bahçeli'den İmralı çağrısı açıklaması

2025-03-01 23:08 - Siyaset

CHP'den Erdoğan'a yanıt: Biz, önünde titreyen atanmış bakanlara benzemeyiz

2025-02-26 19:52 - Siyaset

Nagehan Alçı iddiası: Bahçeli, Demirtaş'ı telefonla aradı

2025-03-02 17:39 - Gündem

İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu'ndan Abdullah Öcalan'ın çağrısına sert tepki

2025-02-27 20:38 - Siyaset

Son dakika deprem... Marmara Denizi'nde deprem! Çevre illerden de hissedildi...

2025-02-27 01:39 - Gündem

MHP'den Devlet Bahçeli’nin sağlık durumu hakkında yeni açıklama

2025-02-27 18:10 - Gündem

Özgür Özel: Erdoğan'ın diplomasının olmadığı açık!

2025-02-26 19:56 - Siyaset

İlgili Haberler

Erdoğan: "Türkiye'siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez"

21:35 - Siyaset

Önder: Öcalan'ın hiçbir şartı yok. Şerefim üzerine söylüyorum!

21:26 - Siyaset

Bahçeli, Demirtaş’ın ardından Buldan’ı da aradı: 'Bunu Öcalan da kıymetli buluyor'

19:09 - Siyaset

CHP’li Meriç: Uzaya sert iniş yapmak isteyen iktidar kaç KYK yurdunda internet var bilmiyor

18:02 - Siyaset

Önseçime tek aday olarak girecek İmamoğlu, 8 Mart günü sahaya inecek: İzmir’den yola çıkıyor

04:39 - Siyaset

Günün Manşetleri

Habertürk ambargoyu kaldırdı: Sırrı Süreyya Önder konuk oldu!

23:06 - Gündem

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında soruşturma başlatıldı!

23:00 - Gündem

CHP'li Öztürkmen: İktidar, Laiklik karşıtı eylemler yapıyor!

18:04 - Siyaset

CHP’li Meriç: Uzaya sert iniş yapmak isteyen iktidar kaç KYK yurdunda internet var bilmiyor

18:02 - Siyaset

CHP'li milletvekili Nail Çiler kaza geçirdi

17:30 - Gündem