12 Eylül darbe süreci ve sonrasında gözaltında kaybolanların bulunması amacıyla 1995 yılında Galatasaray Meydanı'nda başlayan ve bugüne kadar aralıklarla devam eden Cumartesi Anneleri'nin 2018 Ağustos'unda gerçekleştirilmeye çalışılan 700. Hafta buluşmasına polis müdahale etmişti. Gözaltına alınan 46 kişi hakkında "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçlamasıyla dava açılmıştı. 7 yıldır devam eden davada, 46 kişi hakkında İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nce beraat kararı verildi.
"HAK OLDUĞU BİR KEZ DAHA KABUL EDİLMİŞ OLDU''
Kararın ardından bugün bir kez daha açıklama yapan Cumartesi Anneleri, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya seslendi ve ablukanın kaldırılmasını istedi. Açıklamada, "Anayasa Mahkemesi kararlarıyla hak ihlali olduğu tescillenen 700. Hafta buluşmamıza ilişkin müdahalenin kanunsuz olduğu bir kez daha yargı kararıyla tescillendi. 700. Hafta buluşmamıza açılan ve 4,5 yıldır süren davanın dün görülen karar duruşmasında tüm sanıklar hakkında beraat kararı verildi. Galatasaray’daki varlığımızın suç değil, hak olduğu bir kez daha kabul edilmiş oldu" denildi.
ABLUKANIN KALDIRILMASINI İSTEDİLER
Açıklamada, Galatasaray Meydanı'ndaki ablukanın kaldırılması da şu ifadelerle istendi:
"Yeni mahkeme kararı vesilesiyle, toplanma özgürlüğümüzün sürekli ihlaline neden olan Galatasaray Meydanı ablukasının kaldırılması için bir kez daha İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya sesleniyoruz: Bu hukuksuzluğa, keyfiliğe ve hak ihlaline son verin! Kayıplarımızı arama ve toplanma özgürlüğümüzün önüne kurulan barikatları kaldırın."
YUSUF ERİŞTİ İÇİN ADALET TALEBİ YİNELENDİ
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri tarafından okunan 1042. Hafta açıklamasında ayrıca Yusuf Erişti için adalet talebi yinelendi. Erişti'nin gözaltı ve kaybolma sürecine ilişkin de şu bilgilere yer verildi:
"34 yıl önce bugün gözaltına alınarak kaybedilen Yusuf Erişti için adalet talebimizi yineliyor, oğullarına ve adalete ulaşamadan aramızdan ayrılan Bekir ve Arife Erişti’yi saygıyla anıyoruz. Tokat-Reşadiye doğumlu, 30 yaşındaki Yusuf Erişti, 14 Mart 1991 Perşembe sabahı arkadaşıyla buluşmak üzere Belgradkapı civarına gitti. Burada, Terörle Mücadele polisleri tarafından gözaltına alındı ve Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü. Avukat Fethiye Pekşen, Yusuf Erişti ile görüşmek için Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne (DGM) başvurarak izin aldı. Ancak Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğinde, Yusuf’la görüştürülmedi. Bunun üzerine Pekşen, 29 Mart’ta polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından emniyet yetkilileri, ‘Yusuf Erişti’nin gözaltında olduğuna ilişkin herhangi bir kayda rastlanmamıştır' cevabını verdi.
Oysa aynı operasyon kapsamında gözaltına alınıp İstanbul Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderilen bazı kişiler, Yusuf Erişti'yi gözaltına alınırken ve emniyette sorgulanırken gördüklerini avukatları aracılığıyla kamuoyuna açıkladılar. Tanık ifadelerine göre Yusuf’a işkence yapan polisler, 'Seni gözaltına aldığımızı kayıtlara geçirmedik. Buradan ölü çıkar, kimsenin haberi olmaz' diyerek tehdit etti. Bir başka tanık ise 'Yusuf’a yoğun işkence yapıldı. Onu en son 17 Mart’ta komaya girmiş halde hücresine götürülürken gördüm' dedi. 13 Mayıs 1991 tarihinde bir üniversite öğrencisi olan C.Ç., 1 Mayıs eylemine katıldığı için gözaltına alındığını, sorgu sırasında polislerin kendisine, 'Seni Yusuf Erişti gibi öldürürüz. Kimsenin haberi olmaz' diyerek tehdit ettiklerini kamuoyuna açıkladı...
Kaç yıl geçerse geçsin Yusuf Erişti için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz."