Mardin İl Kongresi'nde konuşan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, "AK Parti kendi kendisine de kayyum atamıştır. Bugün koalisyon iktidarının vasisi 17/25 FETÖ saatinin önünde poz veren kişidir. Bu iktidarın sözcülüğü ise Sayın Erdoğan’a kalmıştır" ifadelerini kullandı.
Gelecek Partisi Mardin İl Başkanlığı 1. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu şunları söyledi;
Bu koalisyon iktidarına göre; bir ekonomik sorunumuz yok, işsizlik sorunumuz yok, enflasyon ve zam yağmuru sorunumuz yok ve elbette bir Kürt Sorunu da yok. Buradan hepinize sesleniyorum, bu eski Türkiye artıkları sizleri sorun görüp ardından da Kürt sorunu yok dediğinde şaşırmayın, kızmayın.
Emin olun bu liyakatsiz ve ciddiyetsiz koalisyon iktidarına göre Türkiye'nin hiçbir sorunu yok. Ülkemiz güllük gülistanlık. Emin olun bunu söylerken de artık samimi olduklarını düşünmeye başladım, çünkü bu koalisyon iktidarı kendi cennetinde yaşıyor.
“MUTLU VE MESUT YAŞIYORLAR”
Bunların milletin dünyasıyla bir alakası yok artık. Bular kendi cennetlerinde mutlu ve mesut yaşıyorlar yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında. Bunların dünyasında bir kişiye dört-beş maaş var, milletin dünyasında yüzde 30 işsizlik, bunların dünyasında bir kişinin dört-beş maaşla bir ayda kazandığını asgari ücretli iki senede zor kazanıyor.
Bugün dünya ve ülkemiz ciddi bir krizin içerisinden geçmektedir, bütün dünya ve ülkemiz corona salgınıyla mücadele ediyor. Bu kolay bir mücadele değil. Maalesef biz bu salgına böylesine liyakatten ve ciddiyetten nasibini almamış bir koalisyon iktidarıyla yakalandık.
Bu koalisyon iktidarının corona ile mücadelesinin özü yüzlerine gözlerine bulaştırdıkları maske dağıtımı rezaletinden ibarettir. Evet, basit bir maske meselesini nasıl berbat ettilerse bugün de bizleri büyük bir krizin eşiğine getirip bıraktılar, bugün corona ile mücadelede dünyanın birinci gündemi aşı meselesidir.
“ZAMANINDA GELMEYEN ŞİFA ŞİFA DEĞİLDİR”
Corona aşı sayısının Türkiye'de yetersiz olduğunu belirten Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, açıklamasına şöyle devam etti;
Dünyanın bütün ülkeleri, gelişmiş olanları, gelişmekte olanları, zengin ülkeler, kalkınmakta olan ülkeler, dünyanın tamamı farklı aşıları ülkesine getirmek için yarış içerisindedir. Kendi ülkesinde aşı geliştirenler hatta birkaç tane aşı geliştirmiş olanlar bile farklı ülkelerde geliştirilen aşılardan satın alma yapıyorlar.
İşte Çin gidip Almanya'da iki Türk bilim insanının geliştirdiği aşıdan 100 milyon alıyor. Amerika, kendisi birkaç farklı aşı geliştirmesine rağmen gidip Oxford aşısını, Alman aşısını da satın alıyor. Biz ne yapıyoruz? Bizim ne yaptığımızı anlayan var mı Allah aşkına?
Eğer aşı konusunda Sayın Cumhurbaşkanını ciddiye alırsanız Sağlık Bakanının ne yaptığını bilmediği ortaya çıkıyor, Yok, eğer aşı konusunda Sağlık Bakanını ciddiye alırsanız bu sefer de Cumhurbaşkanının Türkiye'nin aşısı olup olmadığını bilmediği ortaya çıkıyor, Gelecek Partisi olarak bir aydır basit sorular soruyoruz kendilerine, Diyoruz ki, Sayın Bakan, Sayın Cumhurbaşkanı; Bizim corona aşımız var mı? Evet var, diyorlar. İyi güzel. Ne kadar aşımız var?
Sadece 3 milyon, yani ancak 1.5 milyon vatandaşa yetecek kadar. Yani bu kadar aşı Mardin ve Diyarbakır'a yetmez. Peki, geriye kalan 80 milyonun üzerindeki vatandaş ne olacak? Cevap yok. Peki siz niçin sadece Çin aşısı aldınız? Dünyanın tamamı farklı aşılardan sepet yaparken siz niye sadece Çin aşısı alıyorsunuz? Cevap yok.
Hasılı kelam kıymetli kardeşlerim bu koalisyon ne millet umurunda ne ekonomimizin hali ne de Corona salgının sebep olduğu yıkımlar, maske dağıtım işini yüzüne gözüne bulaştıranların ülkemize aşıyı da zamanında getirmesi zor görünüyor. Bakın altını çizerek söylüyorum: Zamanında… Nasıl zamanında gelmeyen adalet adalet değilse zamanında gelmeyen şifa da şifa değildir.
“YANDAŞLAR KENDİLERİNİ AŞILATMAYA BAŞLADI”
“Size biz aşı nerede dedikçe siz gündemi kapatmak için trajikomik tartışmaları büyütüyorsunuz” diyen Davutoğlu şöyle konuştu;
Biz aşı nerede diyoruz siz ama “sözde cumhurbaşkanı” dediler diyorsunuz, biz aşı nerede diyoruz siz ama “bakın bir eski Türkiye artığı bizi darbe ile tehdit etti” diyorsunuz. Biz aşı nerede diyoruz siz ama “bakın Boğaziçi üniversitesinde büyük bir terör örgütü kalkışma içerisinde” diyorsunuz.Siz ne derseniz deyin, siz gündemi değiştirmek için ne kadar trajikomik olmayı göze alırsanız alın biz “aşı nerede” demeye devam edeceğiz, 11 Aralık'ta aşılama başlayacak diyerek ilk yalanı söylediniz, bu yalana şimdi de aşılama başladı diye devam ediyorsunuz. Sayın Sağlık Bakanı, günde 1,5-2 milyonu aşılayacaksanız ve bugün aşılamaya başladıysanız size basit bir sorumuz var; Yarına aşınız var mı? Cevap yok.
Çünkü ortada aşı yok. Ayrıca bu Çin aşısıyla ilgili dün itibariyle kafaları fazlasıyla karıştıran sonuçlar gelmeye başladı. Endonezya'da yüzde 78 etkinlik sonucu çıktı endişenlendik, şimdi de Brezilya açıkladı, Çin aşısının etkinliği yüzde 50! Kafalar iyice karıştı.
Bizim Sağlık Bakanlığı aynı aşının etkinliğini yüzde 91 buldu, vallahi, buradan söylenecek tek şey Brezilyalılar aşılarını alıp, buyursun buraya gelsinler burada vurulsunlar. Siz niçin hiçbir konuda şeffaf olamıyorsunuz, Corona salgının başından beri söylüyoruz; Şeffaflık yaşatır, karartma öldürür.
Daha da kötüsü sağdan solda habire iktidar yandaşlarının kendilerini aşılatmaya başladıkları haberleri geliyor. Bu tam da size yakışır. Bu da ahlaktan, adaletten ve insaftan nasibi olmayanlara yakışır. Bütün sağlık personeli aşı olmadan eğer bir dozu yakınlarınıza, yandaşlarınıza veya kendinize ayırdıysanız yazıklar olsun sizlere.
“AK PARTİ KENDİ KENDİSİNE DE KAYYUM ATAMIŞTIR”
AKP-MHP koalisyon iktidarının sorumlu yönetim sergileme kabiliyetini tamamen kaybettiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi;
Hatta daha açık söyleyelim. Bu iktidar sivil ve siyasi bir iktidar olma özelliğini de kaybetmiştir. Konu ne olursa olsun bu kadar terörden bahseden, sorun ne olursa olsun eski Türkiye'nin mahkeme, polis ve apolet diliyle konuşan bu koalisyon iktidarının ne sivilliği kalmıştır ne de siyasi tabiatı, kendi yandaşlarından bir kişiye dört maaş verirken, ağzını açan her bir vatandaşa da dört terör örgütü üyeliği vermekteler.
Koalisyonun büyük partisi AK Parti programını artık tamamen inkâr eder düzeye gelmiştir. Etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçilik ayaklarımızın altında sloganlarıyla yola çıkan AK Parti bugün eski Türkiye'nin bütün ötekileştirmelerinin şehvetli savunucusu haline gelmiştir, Evet, Mardinlilere kayyum atamışlardır, Mardinli kendisini yönetemez demişlerdir.
Ama aynı AK Parti kendi kendisine de kayyum atamıştır. Bugün koalisyon iktidarının vasisi 17/25 FETÖ saatinin önünde poz veren kişidir. Bu iktidarın sözcülüğü ise Sayın Erdoğan'a kalmıştır. Bakın Sayın Bahçeli birkaç gün önce yaptığı açıklamada Türkiye'ye yönelik oyunları sayarken Gezi olaylarından, 6-8 Ekim olaylarından, hendek teröründen ve 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden bahsetmiştir.
“SAATİNİ 17.25'E AYARLAMIŞTIR”
Ama bu silsilenin asli unsurlarından olan 17-25 Aralık'ı bilinçli bir şekilde atlamıştır. Sayın Bahçeli 17-25 Aralık'tan bahsedemez çünkü 17-25 Aralık'ta FETÖ'nün hükümeti devrime teşebbüsüne açık destek vermiş, yıllarca saatini 17.25'e ayarlamıştır.
Sayın Erdoğan ve Bahçeli tekrar bir araya geldiklerinde bu soruyu kendi aralarında cevaplandırmalıdırlar, 17-25 Aralık meşru hükümete karşı bir darbe girişimi midir yoksa bir yolsuzluk meselesi midir?
Ama sayın Erdoğan bunu soramaz, çünkü artık sadece Sayın Bahçeli'nin değil başta milletin ve millet değerlerinin düşmanı Maocu bir zihniyet olmak üzere 28 Şubatçı eski Türkiye artıklarının vesayeti altındadır. AK Parti programı, ilkeleri, değerleri ve siyaseti atanan kayyumla fiilen yok edilmiştir.
“2020 ADALETİN, HUKUKUN RAFA KALDIRILDIĞI BİR YIL OLARAK GEÇTİ”
“Türkiye'de maalesef 2020; demokrasinin, adaletin, hukuk devletinin rafa kaldırıldığı, medyanın susturulduğu bir yıl olarak geçti” diyen Davutoğlu konuşmasını şöyle devam etti;
On binlerce insan Cumhurbaşkanının kendisine açtığı davalarla meşgul, binlerce insan düşüncesini ifade ettiği için mahkeme kapılarında ve duruşma salonlarında sürünüyor. Dünyada faizler ve enflasyon sıfırlanmış durumda. Bizde ise dünyanın 17 katı faiz, en az 15-20 katı enflasyon var. Bütün bu tabloyu ortaya çıkaran iktidar ise hiçbir şekilde sorumluluk almıyor.
Aksine bu ekonomik felaketin mimarı olan damat, Cumhurbaşkanı affıyla elini kolunu sallayarak ortadan kayboldu. Bir gün önce yedirmeyiz dedikleri ekonomi bakanı, Erdoğan affıyla yaptığı bütün yanlışların hesabını vermeden sıvıştı gitti.
Allah herkese böyle merhametli iktidar nasip etsin, resmen ülkenin, milletin kaynaklarını üç yılda çarçur eden Bakan elini kolunu sallayarak Erdoğan affıyla kaçtı gitti. Geriye reform yapacağını söyleyen bir iktidar kaldı, son bir ay içerisinde reform dedikçe siyasi parti kapatma, reform dedikçe siyasi partileri ortadan kaldırma, tabipler birliğini kapatma, onu içeri atma bunu tutuklama lafları havada uçuştu, koalisyon iktidarının vasisi ağzını açtıkça birilerin içeri atılmasından, birilerinin itlaf edilmesinden, birilerinin tutuklanmasından dem vurup durdu.
Millet “aman siz reform demeyin”, “Allah rızası için de reform yapmayın” noktasına geldi, “Siz reformu bırakın” reform deyince bile memleket bu kadar geriliyorsa, reform yaptığınızda neler olacağını tahayyül bile edemiyoruz.
“CUMHURBAŞKANLIĞI KAYYUM HÜKÜMET SİSTEMİ”
Türkiye'nin hız demokrasi eksenine dönmediği sürece ekonomik kalkınma ve itibarlı bir devlet olmayacağını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
Denklem çok basit, ne kadar demokrasi o kadar ekonomik refah, ne kadar demokrasi o kadar ekonomik kalkınma. Bu koalisyon iktidarının gündeminde demokrasinin d'si bile yok. İşte gündemlerini görüyorsunuz, nasıl milyonlarca vatandaşın oy verdiği bir partiyi kapatırız. Nasıl tabipler birliğini kapatırız, nasıl üniversite kapatırız.
Kafayı kapatmaya takmışlar. Ancak buna biz şaşırmıyoruz, çünkü kendilerine yüzde elli oyla teslim ettiğimiz iktidarı götürüp Türkiye'nin yarısında olmayan bir kayyuma teslim etmenin sonucudur bu. Dünyada kendi kendisine kayyum atayan ilk iktidar partisi AK Parti olmuştur, kayyumun keyfi yerinde her gün talimatlar yağdırıyor, ülkenin cumhurbaşkanı bu talimatların altında inim inim inliyor, arada bir hesap vermeye gidiyor, kayyum beğenirse hesabı devam ediyorlar.
Allah'ın her günü kayyum ne sorun çıkaracak diye titreyerek bekleyip duruyorlar. Kayyum bir çıkıyor AK Parti'nin iki numarasını teröre destek vermekle suçlayıp tehdit ediyor, iktidardan tık yok. Bir cevap bile veremiyorlar, şunu çıkar, bunu hemen tutukla emirler yağıyor. İşte bütün bunların ismi Cumhurbaşkanlığı Kayyum Hükümet sistemidir.
Ama milletimiz her şeyi görüyor. Derin basireti ile sessizce her şeyi bir kenara yazıyor, Ferasetiyle herkesin karnesini tutuyor, notunu veriyor. Bunlar milletin sessizliğini itaat zannediyorlar, Günü geldiğinde Mardin'deki kayyum düzenin de Ankara'da kayyum düzeninin de nasıl biteceğini hep birlikte göreceğiz.
!#**h27170**#!