Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde özel bir firma tarafından işletilen Nükleer Tıp Merkezi’nde, tiroid sintigrafisi çekimi sırasında, hastalara olması gerekenden çok daha fazla dozda radyoaktif madde verildiği iddia edildi. Doktorların iddiaları tutanak altına alarak hastane yönetimine iletmesi üzerine konu Sağlık Bakanlığı’na iletildi.
Müfettiş tarafından yapılan inceleme sonrasında hazırlanan raporda, tiroid sintigrafisi çekimi sırasında hastalara fazla dozda radyoaktif madde verildiğinin tespit edildiği belirtildi. Müfettiş raporunda ayrıca, hastane ile firma arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinin feshedilmesi gerektiği vurgulanarak, “Konu ile ilgili adli yönden herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varılmıştır” denildi.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDULAR
Birlik Sağlık-Sen Muğla İl Temsilcisi Abdullah Gül ise müfettiş raporundaki bu karara tepki göstererek, konuyla ilgili Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
Gül, “Muğla halkına olması gerekenden çok daha fazla radyoaktif madde vererek, insanlarımızın hayıtını hiçe sayanlar adalet önünde hesap verecek” dedi.
“ÇOK DAHA FAZLA DOZDA RADYOAKTİF MADDE VERİLDİĞİ TESPİT EDİLDİ”
Nükleer Tıp Merkezi önünde açıklamalarda bulunan Gül, konuyla ilgili detayları şöyle anlattı:
“Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Merkezi doktorları, hastanenin hizmet alımı sağladığı firma çalışanlarının Tirod Sintigrafisi çekimleri sırasında yıllardır olması gerekenden çok daha fazla dozda radyoaktif madde verdiğini tespit etti. Bu tespit sonrasında Sağlık Bakanlığı’ndan müfettiş talep edildi. Müfettişin araştırmalarında bu gerçek tescillendi.
“KULLANILMASI GEREKEN İLACIN KULLANILMADIĞI…”
Hizmet alım firmasına ihale yasaklısı ve teminatına el koyma cezası verildi. Gelin görün ki halkın sağlığını hiçe sayan bu uygulamalardan dolayı ‘adli yönden soruşturmaya gerek yok’ kararı verildi. İnsanlarımızın sağlığını hiçe sayan bu kişilerin adalet önünde hesap vermemesini asla kabul etmiyoruz. Bu bağlamda Muğla Cumhuriyet Başsavcılığımıza suç duyurusunda bulunduk. Sayın Başsavcımız konu üzerinde hassasiyet göstererek olayı tüm gerçekliğince araştırılması, aydınlatılması ve tespit edilen sorumluların kanun önüne çıkarılması için organize suçlar savcımızı görevlendirdi. Elimizdeki bilgi ve belgeleri sayın savcımız ile paylaştık. Sayın savcımız olayın üzerine gideceğini ve suçluların adalet önüne çıkarılması için titizlikle çalışıyor. Olay sadece Troid Sintigrafisinde fazla doz vermekle kalmıyor. Nükleer Tıp Hekimlerimiz, kalp sintigrafisinde kullanılması gereken ilacın kullanılmadığı, böbrek sintigrafisinde Mag-3 kiti kullanılması gerekirken daha ucuz etken madde olan DTPA kullanması ve kurumunun ödemeleri Mag-3 üzerinden alarak devletimizi zarara uğrattıkları iddiaları ve bu iddiaları destekleyecek kanıtları da tespit etmişlerdir.
Elimize geçen firma çalışanlarının aralarında yaptıkları WhatsApp yazışma ve konuşma kayıtlarında bu uygulamaları yaptıklarını itiraf ederkenki rahatlıkları kanımızı donduruyor. Yapılan bu uygulamalardan dolayı ileriki yıllarda belki insanlarımız kanser olma riski ile karşı karşıya kalabilirler. Yapmadıkları ilaçlardan dolayı insanlarımıza doğru teşhis konulmasının önüne geçildiği gibi tedavi başlanmasına da engel olunmuş olabilir. Halkımızın sağlığı ile oynayanlarla mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Yaptıkları iftiralarla işledikleri suçları gizlemelerine izin vermeyeceğiz.
Savcılığımızın yaptığı soruşturmaya elimizde bilgi belgeler ve yeni kanıtlarla sonuna kadar desteğimiz sürecektir. Unutulmamalıdır ki mesleki ahlaktan yoksun bu uygulamaları yapan üç beş kişi yüzünden, halkımızın şifaya kavuşması için çocuklarından, eşinden ve ailesinden fedakarlık yaparak tüm olumsuzluk ve imkansızlara rağmen canla başla çalışan binlerce sağlık çalışanı arkadaşımız zan altında kalmaktadır. Emekleri yok sayılır duruma gelmektedir. İşini hakkıyla yapan sağlık çalışanı arkadaşlarımıza saygılarımıza sunuyorum. Devam eden adli sürecin de sıkı takipçisi olacağız."