Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 6 yıl titizlikle sürdürülen Yıldız Sarayı'nın restorasyonu sonrası açılışında konuştu.
Yıldız Sarayı'nın milli mücadele tarihimizde özel bir yeri bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal'in Bandırma vapuru ile Samsun'a çıkmadan bir gün önce Yıldız Sarayı'na geldiğini ve Sultan Vahdettin ile yaptığı görüşmeyi anlattı. Görüşmenin adeta diz dize olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri sosyal medyada ilgi gördü.
Erdoğan Atatürk'ün Sultan Vahdettin ile görüşmesini anlattı: 'Paşa paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir ve tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir.'https://t.co/s1KL3lnHIf@emrkongar pic.twitter.com/Iqg3qaF1Rb — Gazikent27 (@Herdaim_Haber) July 19, 2024
Millî Saraylar Başkanlığınca yürütülen altı yıllık titiz bir restorasyon ve tefriş çalışmalarının neticesinde ecdat yadigarı Yıldız Sarayı'nı ihya ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şehrimizin simgelerinden olan Yıldız Sarayı, bugünden itibaren kapılarını halkımıza ve dünyanın dört bir yanından gelecek ziyaretçilerine açıyor. Tekrar eski görkemine ve güzelliğine kavuşturarak milletimizin istifadesine sunduğumuz Yıldız Sarayımızın hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" diye konuştu.
“İSTANBUL’UN TARİHÎ, KÜLTÜREL VE TURİSTİK CAZİBESİ DAHA DA ARTACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaşadıkları mutlulukta pek çok hocanın ve uzmanın alın teri ve yürek terinin olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Şayet onların emeği, birikimi ve fedakârane gayretleri olmasaydı bu güzel eser tekrar eski görkemine kavuşturulamazdı. Sözlerimin hemen başında bu kardeşlerime teşekkürü bir borç biliyorum. Yıllarca örselenmiş, hırpalanmış, ihmallerin kurbanı olmuş bu eserin altı yıllık özverili bir çalışmayla yeniden ülkemize kazandırılmasına vesile olan Millî Saraylar Başkanlığımıza, Sayın Başkan ve ekibine, Sayın Bakanımıza özellikle teşekkür ediyorum. Ayrıca projede yer alan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Millî Saraylar Bilim Kurulu Başkanı saygıdeğer hocam Profesör Doktor Sadettin Ökten beyefendiye ve kurul üyelerine en kalbi şükranlarımı iletiyorum. Yıldız Sarayı’nın yeniden ihyasıyla birlikte İstanbul'umuzun tarihî, kültürel ve turistik cazibesinin daha da artacağına inanıyorum."
“YILDIZ SARAYI, DEVLET-İ ALİYYE'DE DİRENİŞİN DE SEMBOLÜ OLDU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Saraylar Başkanı'nın, Yıldız Sarayı'nın tarihî serencamına dair bilgileri paylaştığını aktararak, "Gerek mimari gerek sanatsal gerekse tarihî özellikleri bakımından nadide bir eser olan sarayın inişli çıkışlı geçmişini hep beraber dinledik. Şunun öncelikle vurgulanması gerekiyor. Burası asla sıradan bir eser, sıradan bir yapı değildir. 200 yıllık tarihiyle Yıldız Sarayı Osmanlı'nın en sancılı yıllarına bizzat şahitlik etmiştir" şeklinde konuştu.
Yıldız Sarayı'nın Sultan İkinci Abdülhamid'le özdeş hâle geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu tarihî bilgileri paylaştı: "Ancak sarayın geçmişi Sultan Üçüncü Selim'in Mihrişah Valide Sultan için 1805'te yaptırdığı kasra kadar gitmektedir. Bu kasırdan günümüze sadece iç bahçedeki çeşme kalmıştır. İkinci Mahmud da burayı yeni ordunun askerlerinin talimlerini izlemek için kullanmıştır. Yıldız Sarayına asıl hüviyetini kazandıran ise Abdülhamid Han olmuştur. Sultan Abdülhamid'in tahta geçtikten kısa süre sonra mahiyetini ve haremini Dolmabahçe Sarayı'ndan Yıldız'a nakletmesiyle birlikte artık burası kasır değil, Yıldız Sarayı olarak anılmaya başlanmıştır. Üstat Necip Fazıl'ın 36 Türk hükümdarı arasında belki en büyüğü olarak tarif ettiği Sultan İkinci Abdülhamid 33 yıl boyunca, 1909 darbesine kadar devleti buradan yönetti. Osmanlı'nın en muhataralı 33 yılına tanıklık eden Yıldız Sarayı, Devlet-i Aliyye'ye yönelen yıkma girişimleri karşısında direnişin de sembolü oldu."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burasının Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe'den sonra payitahtın idari merkezi olarak kullanılan İstanbul'daki üçüncü merkezi olduğunu söyledi.
Sarayın ayırıcı vasfının yönetim merkezi olarak kullanılması olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mimari açıdan Yıldız Sarayı çağdaşı olan yapılardan ayrı özellikleri taşır. Sahil saraylarından farklı olarak burası 'şehir içinde şehir' diyebileceğimiz özgün bir mimariye sahiptir. Marangozhaneleri, mutfakları, ahırları, eczanesi, fabrikaları, savunma birimleri, resmî daireleri, sebze ve meyve bahçeleri, kütüphanesi, müzesi, silahhanesi ve tiyatrosuyla Yıldız Sarayı alışılagelmiş saraylardan ziyade, kendi kendine yeter bir şehri andırır" diye konuştu.
Sultan 2. Abdülhamid döneminde sarayda ve mücavirinde sultanın aile efradıyla birlikte toplam 12 bin kişinin yaşadığının rivayet edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zarafeti, sadeliği, tabiatla uyumu, birbirinden ayrı köşklerden oluşan mimarisi ve Türk saray bahçeleri geleneğinin son örneği olan Has Bahçesi'yle Yıldız Sarayı gerçekten nadide bir eserdir" ifadelerini kullandı.
Bu sarayın millî mücadele tarihinde de özel bir yeri bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Gazi Mustafa Kemal, Bandırma Vapuru'yla yola çıkmadan bir gün önce buraya gelmiş ve Sultan Vahdettin'le görüşmüştür. Gazi Mustafa Kemal, o tarihî görüşmeyi şöyle anlatır: 'Yıldız Sarayı'nın ufak bir salonunda Vahdettin'le adeta diz dize denecek kadar yakın oturduk. Salonun Boğaziçi'ne doğru açılan penceresinden gördüğümüz manzara şu; birbirine paralel hatlar üzerine düşman zırhlıları bordalarındaki toplar sanki Yıldız Sarayı'na doğrulmuş. Vahdettin hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı. 'Paşa paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir ve tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa paşa, devleti kurtarabilirsin.' Bunun üzerine Gazi Mustafa Kemal, Sultan Vahdettin'e şu cevabı verir; 'Merak buyurmayın efendimiz, noktainazarı şahanenizi anladım. İrade-i seniyyeniz olursa hemen hareket edeceğim.' 'Muvaffak ol' hitabına mazhar olduktan sonra huzurdan çıktım, ayaklarımızın patırtısını işittirmeden saraydan uzaklaştık.'"
“REDDİ MİRAS ANLAYIŞI BİZLERE ÇOK AĞIR BEDELLER ÖDETTİ"
Hazine değerindeki eserlerinin kıymetini çok iyi bilemeyen bir millet olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kimi ülkeler 100-150 yıllık tarihî varlıklarına büyük özen gösterirken geçmişi çok daha eski, nice kültür varlığımıza sahip çıkamadık. Özellikle tarihimizin bir dönemine damgasını vuran reddi miras anlayışı bizlere gerçekten çok ağır bedeller ödetti" dedi.
Bu zihniyetin gadrine uğrayan sembollerden birinin Yıldız Sarayı olduğunu, gerilik numunesi görülen ecdat yadigârı pek çok kültür varlığı gibi burasının da yıllarca ihmal edildiğini, örselendiğini, hoyratça kullanıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, saray külliyesini oluşturan binaların çoğunun adeta talan edildiğini, bunlarla birlikte yakın tarihe ışık tutacak olan birçok eser obje ile eşyanın da ya yakıldığını ya kırılıp döküldüğünü ya da haraç mezat satıldığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1920'li yılların sonunda Merasim Köşkü'nün bir süre kumarhane olarak işletilmesinin, sarayın maruz kaldığı hoyratlığın örneklerinden biri olduğuna işaret ederek, zamanın belediye yetkililerince sırf turistlerin ilgisine mazhar olabilmek adına "Yıldız Gazinoları" projesinin hayata geçirildiğini anlattı.
“TİTİZ BİR ÇALIŞMAYLA SAVARONA'YI RESTORE ETTİRDİK”
İtalyan bir şirket tarafından işletilen kumarhanenin bir yıl sonra kapatıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece Yıldız Sarayı değil, milletimizin tarihinde ve hafızasında iz bırakan birçok obje de bu kadirbilmezlikten payını aldı. Gazi Mustafa Kemal'in ömrünün son aylarını geçirdiği Savarona yatının hangi skandallarla gündeme geldiğini hepimiz hatırlıyoruz. Gazetelere de yansıyan ahlaksızlık hadisesinden sonra süratle harekete geçtik ve Savarona yatını devraldık. Titiz bir çalışmayla Savarona'yı restore ettirdik ve kısa bir süre sonra inşallah restorasyonu bitiyor. Ardından olması gerektiği şekilde misafir devlet ve hükûmet başkanlarını ağırlamak için inşallah kullanmaya başlıyoruz" ifadelerini kullandı.
Bunu bile eleştirenlerin ve akla hayale gelmedik iddialarda bulunanların çıktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Oysa lafa gelince Atatürk konusunda mangalda kül bırakmayanların çürümeye terk ettiği Savarona yatına sahip çıkan yine biz olduk. Aynı durum pek çok tarihî eser, yapı ve obje için de geçerlidir. Birileri Cumhuriyet'in arkasına saklanıp Osmanlı karşıtlığı yaparken biz hiçbir zaman ayrım gözetmeden tarihimizin tüm dönemlerini kucakladık" dedi.
"Tarihe vefa geçmişe saygı anlayışıyla ülkemiz ve yurt dışındaki ecdat yadigârı eserlerimizi yeniden ayağa kaldırdık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla 2002'den bu yana yaklaşık 6 bin vakıf kültür varlığının restorasyonunu veya onarımını gerçekleştirdik. TİKA aracılığıyla gönül coğrafyamızın dört bir ucunda 120'nin üzerinde restorasyon çalışması yaptık. Millî Saraylar Başkanlığımız öncülüğünde de birçok başarılı proje yürüttük. Beykoz Cam ve Billur Müzesi'nden Ankara Palas Müzesi'ne, Topkapı Sarayı'nda uzun yıllar kapalı kalmış 'Uzun Hazine Koleksiyonu', 'Kaftanlar Koleksiyonu', 'Hat Eserleri Koleksiyonu' ve Mecidiye Köşkü ile Mukaddes Emanetler Dairesi'ne varıncaya kadar birçok eseri ihya ettik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mazinin, aklının, ruhunun, estetik zevkinin nakşolduğu her bir değerin, milletin ezelden ebede uzanan yolculuğunun kilometre taşları olduğunu, restore edilen camileri, köprüleri, çeşmeleri, hanları, türbeleri, medeniyetin konuşan, yaşayan canlı hafızaları olarak gördüklerini dile getirdi.
"EDİRNE SARAYI'YLA İLGİLİ RESTORASYON ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR"
Bütün bu yenileme çalışmalarını kökleriyle bağları güçlendirme çerçevesinde değerlendirdiklerini, bu yüzden de çok çok önemsediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yıldız Sarayı'nı yeniden ayağa kaldırmak suretiyle de bunu yaptık. Hafıza mekânlarımızdan bir tanesini daha halkımızın istifadesine sunduk. Sarayın sadece taşlarını, duvarlarını, kaldırımlarını, mobilyalarını aslına rücu ettirmedik, burayı aynı zamanda asli kimliğine uygun olarak kullandık. Cumhurbaşkanlığımız döneminde onlarca görüşmeyi, kabulü, zirveyi burada düzenledik. Birçok çalışmamızı burada yaparak aslında bu tarihî mekânı tekrar hayata döndürdük. Yaklaşık 6 yıllık çalışmalarımız neticesinde Yıldız Sarayı, milletimizin her bir ferdinin gururla gezebileceği, gençlerimizin tarihimizin çok önemli bir bölümünü bizzat teneffüs edebileceği muhteşem bir müze olarak hizmet vermeye hazır hale geldi" diye konuştu.
Millî Sarayları millete açma hamlelerinin en önemli halkasının Yıldız Sarayı'nı halkla buluşturmak olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer kaderine terk edilmiş tarihî eser olan Edirne Sarayı'yla ilgili restorasyon çalışmalarının devam ettiğini, orayı da tamamlayıp, ülkeye kazandıracaklarını, bundan sonra da ecdadın emanetlerine sahip çıkmayı sürdüreceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı" hedeflerine adım adım ilerlerken ecdadın mirasını koruyacaklarını, ayaklarını binlerce yıllık medeniyet temellerine sağlam basacaklarını, 21. yüzyılı Allah'ın izniyle "Türkiye'nin Yüzyılı" yapacaklarını kaydetti.
Sultan 2. Abdülhamid Han'ı ve kahraman ecdatları rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, restorasyonda emeği olan herkesi tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vesileyle inşallah bugünden itibaren halkımıza açtığımız bu mekânı, önümüzdeki ayın sonuna kadar, bu ay dâhil, önümüzdeki ayın da sonuna kadar, ücretsiz olarak ziyarete açmış olacağız. Hayırlı olsun. Rabbim milletimize, emanetine gözleriyle gezerek, görerek sahip çıkmayı da nasip etsin" dedi.
Konuşmanın ardından İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş katılımcılara dua ettirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, duanın ardından, "Sadece pazartesi günleri ziyarete kapalı olacak ama bunun dışında sürekli halkımızın ziyaretine açık olacak" bilgisini verdi.
Törende Millî Saraylar Başkanı Yasin Yıldız, Erdoğan'a Yıldız Sarayı'nda yer alan vazonun replikasını hediye etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra katılımcılarla açılış kurdelesini kesip, açılışı yapılan alanları gezdi.