G 20 Zirvesi sonrası basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir tarafta yüz milyonlarca insan ilk doz aşıya dahi ulaşamazken, diğer tarafta Turizm amaçlı uzay seyahatleri için yüz milyarlarca dolar harcanabiliyor. Bu adaletsiz düzenin daha fazla devam etmesi mümkün değildir." ifadesini kullandı.
Biden ile yapılan görüşmeye değinen Erdoğan, ABD'nin Suriye'de terör örgütlerine yardım yapmasına ilişkin "Üzüntümüzü ABD Başkanı Biden'a ifade ettik" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan G20 Liderler Zirvesi'nin ardından düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye küresel dalgalanmaları kendi vatandaşına en az düzeyde yansıtan ülkelerdendir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
İtalya’nın ev sahipliğinde yapılan 16. G-20 Liderler Zirvesini tamamlamış bulunuyoruz. Bakanlar düzeyinde ve teknik seviyede yapılan toplantılara aktif olarak katıldık. Son iki gündür gerçekleştirdiğimiz zirve toplantısında çalışmalarımızı nihayete erdirdik. G-20 Roma Zirvesi’nin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Zirve oturumlarında genel olarak küresel ekonomik görünüme ilişkin son gelişmeleri değerlendirdik. Küresel ekonomi, 2021 yılında toparlanmaya başlasa da ekonomilerimiz hala ciddi meydan okumalarla karşı karşıya bulunuyor. Özellikle emtia fiyatlarında ve borçluluk oranlarında tarihi seviyeye varan artışlar yaşanıyor. Küresel enflasyon baskısı, tüm ekonomileri derinden sarsıyor.
Uluslararası kuruluşların raporları bu enflasyon baskısının bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. Bu yılı yüzde 9 civarında büyüme ile kapatmayı hedefleyen bir ülke olarak tüm bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Salgının ilk günlerinden itibaren hayata geçirdiğimiz destek ve teşvik paketleriyle halkımızın tüm kesimlerinin yanında olduk.
Yatırım, üretim, ihracat ve istihdam konusunda sürekli artan bir tempoda yükseliş içindeyiz. Zirve görüşmelerinde uluslararası ticarette tedarik zincirlerinin sorunsuz işlemesinin önemini özellikle vurguladım. Küresel finans sisteminin kontrolünü elinde bulunduran kuruluşların siyasi amaçlı manipülasyonlara alet olmaması gerektiğini düşünüyoruz.
“BU ADALETSİZ DÜZENİN DAHA FAZLA DEVAM ETMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Corona virüsü salgını sürecinde yaşananlar bu doğrultuda daha dikkatli, daha adil davranılması hususunda herkese ibret olmalıdır. Aşı ve tedaviye erişim ayrıcalık değil temel haktır. Hepimiz güvende olmadan, hiç kimse kendini güvende hissedemez.Ülkemizde misafir ettiğimiz sığınmacıları kendi vatandaşlarımızdan ayrı tutmadan, herkesin sağlık hizmetlerine erişimini temin ettik. Bir tarafta yüz milyonlarca insan ilk doz aşıya dahi ulaşamazken, diğer tarafta Turizm amaçlı uzay seyahatleri için yüz milyarlarca dolar harcanabiliyor. Bu adaletsiz düzenin daha fazla devam etmesi mümkün değildir.
Aşının şantaj ya da politika dikte aracı olarak kullanılması da son derece yanlıştır. Turkovac’la ilgili çalışmalarımızı insan odaklı bir yaklaşımla sürdürüyoruz. Son aşamasına geldiğimiz yerli aşının tüm insanlığın istifadesine sunacağız.
“DÜNYADA ÖNCÜ BİR ROL OYNAYACAĞIZ”
Son dönemde yaşadığımız doğal afetler, iklim değişikliğinin tabiat üzerinde olumsuz etkilerini açıkça ortaya koyuyor. İklim değişikliğinde ülkelerin eşit bir konumda bulunmadığına da dikkat çekti. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki yük paylaşımının adil şekilde yapılması önemlidir.
Yeşil kalkınma devrimi hedefiyle tüm dünyada öncü bir rol alacağız. Türkiye, erozyonla mücadelede dünya lideri konumunda bir ülkedir. Orman varlığını artıran nadir ülkelerden biriyiz. Yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmek için yatırımlar yapıyoruz.
Salgının küresel ölçekte gıda krizini daha da derinleştirdiğini görüyoruz. BM raporları, dünyada açlık çeken kişi sayısının geçen yıla göre yükseldiğini açıkça ortaya koyuyor. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın içinde bulunduğumuz çağda artık hiç kimsenin ‘Bana ne başkasından’ deme lüksü yoktur. Her yıl milyonlarca çocuğun bir dilim ekmek bulamadığı için can verdiği dünyada hiçbirimiz kendimizi emniyette hissedemeyiz.
G-20 lider zirvesinin de temasını oluşturan refahı özellikle sağlayacak bunun yolu kendi dışımızdaki acılara mazlum ve mağdurlara gönül kapılarını açmaktan geçiyor. Ülke olarak 2015 yılındaki G-20 dönem başkanlığımız sırasında gıda güvenliğini önceliklerimiz arasına aldığımızı açıklamıştık. Dünyanın dört bir yanında yaptığımız kalkınma yardımlarında bu konuya hassasiyet gösterdik.
Milli gelire göre dünyanın en fazla insani ve kalkınma yardımı yapan ülkelerinden biriyiz. Halihazırda 3.6 milyonu Suriye’deki savaştan kaçanlar olmak üzere 5 milyona yakın insana ev sahipliği yapıyoruz. Afganistan kaynaklı göç yükünü en fazla hisseden ülkelerden biriyiz. Göçle mücadele yalnız bırakılmanın ne demek olduğunu gayet iyi biliyoruz. İki günlük zirve boyunca pek çok ikili görüşme de gerçekleştirdim. Muhataplarımızla bölgesel ve küresel gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulduk.
BIDEN İLE GÖRÜŞME
Şüphesiz Suriye’de bulunan bu terör örgütleri PKK, PYD, YPG gibi bunların özellikle Amerika’dan aldıkları destekler konusunda kendilerine bu desteklerle ilgili üzüntümüzü, bu desteklere yönelik NATO üyesi ülkeler olarak bunun bizde meydana getirdiği üzüntüleri ifade ettik.
Bu konularda bizim dayanışmamızı zedeleyecek adımlar olduğunu da söyledik. Dışişleri Bakanlarımızın karşılıklı sıkı irtibat halinde olmaları konusunda, savunma bakanlarımızın bu noktadaki ilişkilerini gündeme getirdik. Bugüne kadar olan süreç böyle devam etmeyecektir.
“TALİBAN BİZLERLE GÖRÜŞMELERİNİ YAPIYOR”
Afganistan konusu gündeme geldi. Brüksel görüşmesinde, Hamid Karzai Havalimanı gündemimizdeydi. Öyle gelişmeler oldu ki, biz askerimizi çekmek durumunda kaldık. Türkiye, Katar gibi, bunu yanında Taliban nasıl bir tavır ortaya koyacak? Onu da zaman içerisinde göreceğiz.
– Şu anda tabii Taliban bizlerle Afganistan’daki büyükelçiliğimizde bizlerle görüşmelerini yapıyorlar. Ne gibi adımlar atacağız, bunları zaman gösterecek. Kadınlara yönelik eğitim anlayışı nasıl gelişecek? Bizim sosyolojik yaklaşımız ile Taliban’ın yaklaşımı ne kadar örtüşecek? Buna göre de adımlarımızı atmış olacağız.
“BIDEN’IN OLUMLU YAKLAŞIMINI GÖRDÜM”
Bu ortak mekanizmadan ifade edilen özellikle şu anda ekonomik ilişkilerde gerek bizim Hazine, Maliye Bakanlığı, gerekse ABD’nin Hazine, Maliye Bakanlığı, aynı şekilde Dışişleri Bakanlarımızın birbiriyle daha sıkı görüşmelerinin gereğini vurguladık. Biden ile görüşmemiz dar kapsamlıydı.
Bu dar kapsamlı görüşmede de F-35’ten kaynaklanan bizim 1.4 milyar dolar bir ödememiz vardı ve bu ödemeden hareketle bu süreci nasıl iyi bir konuma taşırız, bunun üzerinde durduk. Daha çok F-16’lar gündeme geldi. Elimizdekilerin modernizasyonu ve yeni F-16 verilmesi gündeme geldi. Savunma bakanlarımız süreci takip ediyorlar. Biden’ın olumlu yaklaşımını gördüm.
“MACRON’UN BİR ZİRVE GAYRETİ VAR”
Macron’la olan görüşmemiz ağırlıklı olarak Afganistan, Libya, Suriye ve bunun yanında özellikle üzerinde durduğumuz konu şu anda Libya’ya yönelik Sayın Macron’un bir zirve gayreti var. Bununla ilgili bir daveti var. Düşüncelerimizi kendisine anlattık. Bu konuda da Dışişleri Bakanlarımız vasıtasıyla bir adım atılması gündeme geldi.
“BU BÖLGEYE BARIŞI GETİRELİM DEDİK”
Rusya, Azerbaycan, Türkiye, İran, Ermenistan ve Gürcistan. 6’lı olarak böyle bir adımı atalım ve bu bölgeye barışı getirelim dedik ve bu konuda sayın Aliyev zaten Ermenistan’la görüşmeyi yapıp onlara böyle bir barış teklifini yaptı. Gürcistan-Rusya arasında ilişkileri de çok daha farklı bir hale getirmek, olumlu istikamette söylüyorum, işimizi kolaylaştıracaktır.
“YÜKLÜ BİR GÖÇ DALGASI ŞU ANDA GÖRÜNMÜYOR”
Yüklü bir göç dalgası Türkiye için şu anda görünmüyor. Bizim resmi rakamlara baktığımızda, şu an itibarıyla 300 bin gibi bir rakam söz konusu. Fakat farklı bazı kesimler sanki çok daha büyük rakamlar varmış gibi konuşuyorlar. İçişleri Bakanlığımızın resmi olarak rakamı 300 bindir. Tedbirlerimizi alıyoruz. Bu noktada da yüklü bir göçe kapılarımızı açma niyetinde değiliz.