Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu.
Kabinenin ardından kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefete "kentsel dönüşüm" üzerinden yüklendi. CHP'nin yönettikleri belediyelerde kentsel dönüşüm konusunda kendilerine engel olduğunu söyleyen Erdoğan, "Hadi bakalım Bay Kemal İzmir'in belediyesi zatı şahanelerinde. Karabağları değiştirin, dönüştürün, bir adım atın. Ana muhalefet olarak baştasın. Büyükşehir belediye başkanına söyle, ne yaparsa yapsın görelim, biz de alkışlayalım." ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"YIKIM ÖYLESİNE ZORLUYDU Kİ ARZU ETTİĞİMİZ HIZA VE ETKİNLİĞE ULAŞAMADIK"
Depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 46 bin 104. Milletimizin bu zor günlerde gösterdiği tarihi dayanışma geleceğe güvenli bakmamızı sağlamıştır. Ancak yıkım öylesine çok yıkım alanı öylesine zorluydu ki yine de arzu ettiğimiz hıza ve etkinliğe ulaşamadık.Depremin yol açtığı geniş yıkım, geride kalan insanlarımızın hayatını da fevkalade zorlaştırdı. 11 ilimizde yıkık, acil yıkılacak, ağır hasarlı yani kullanılamaz hale gelmiş bina sayısı 230 bini, bağımsız bölüm sayısı 645 bini buluyor.
Evi hasarsız, az hasarlı olan vatandaşlarımızın bir kısmı da artçı sarsıntılar sebebiyle yaşadıkları kaygıyla evlerine giremiyor. 3 milyon 320 bin insanımız tahliye edilerek diğer illerimize gitti. 800 bin insanımız ise şehirlerden ayrılarak köylerine sığındı.
1,5 milyon aşkın insanımız çadırlarda, 53 bin insanımız konteynerlerde, 153 bin insanımız Milli Eğitim kurumları başta olmak üzere kamu tesislerinde hayatını sürdürüyor.
Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB'e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerimizin ise tüm borçlarını siliyoruz.
Kalkınma ajanslarımızın tüm kaynaklarını afet bölgesi şehirlerine aktararak projelerin finansmanındaki devlet katkısını en üst seviyeye çıkartıyoruz. Bireysel ve KOBİ kredilerindeki ertelemelerin yanında 250 milyar liralık kredi paketine 100 milyar lira daha ilave ettik.
Depremde ağır hasar olan yerlerde esnaf ve sanatkarlarımıza 250 bin liraya kadar 60 ay vadeli, yarısını da Hazine'nin ödeyeceği yüzde 7,5 faizli kredi veriyoruz.
"EĞİTİM ÖĞRETİM 3 İLİMİZDE 13 MART'TA 4 İLİMİZDE 27 MART'TA DEVREYE GİRECEK"
Bölgeye sağladığımız istihdamı, ihtiyaç sahibi ailelere öncelik vererek 50 bin kişiye çıkartıyoruz. Çocuklarımızın eğitiminin aksamaması için de gayret gösteriyoruz. Çadır ve konteynerlerde kurduğumuz eğitim yuvalarında evlatlarımızı yeniden okula hazırlıyoruz.
İllerin ve okul binaların durumlarına göre ilk ve orta dereceli eğitim kurumlarımızı açtık. 3 ilimizde 1 Mart'ta başlayan eğitim öğretim 3 ilimizde 13 Mart'ta, 4 ilimizde 27 Mart'ta devreye girecek.
MUHALEFETE 'KENTSEL DÖNÜŞÜM' SUÇLAMASI
Biz sürekli 15 yıldır kentsel dönüşüm dedik, ana muhalefet ve yavru muhalefet 'biz kentsel dönüşüme karşıyız' dediler. Bununla ilgili çeşitli mitingler yaptılar. Vatandaşı topladılar. Şimdi o vatandaş bizim önümüzü kesiyor, ne olur gelin bizim de artık binalarımız yıkın? Ama bak biz 10-15 sene söyledik. Bu talebimize uysaydınız bu binalar bitmiş olacaktı.
Öbür tarafta Bay Bay Kemal sakın ha, burada denize nazır evler yapılacakmış. E tabi o da yapılacak? Biz kendimize yapmıyoruz ki? Diyoruz ki ne olur gelin, şu an imara aykırı evlerden kurtulun ve size gerçekten yakışan evleri bir an önce yapalım.
"YIKILAN BİNALARIN YÜZDE 98'İ 2000 ÖNCESİ"
Yıllarca önümüzü kestiler. Fikirtepe. Ama şimdi yapılıyor? Eğer önümüz kesilmemiş olsaydı şimdi orası da bitmiş olacaktı. Ama hep önümüzü kestiler. Son depremde yıkılan binaların yüzde 98'inin 2000 yılı öncesi binalar olması..
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NE ÇAĞRI
Ana muhalefetin başındaki zata da konuşuyorum. İzmir, İzmir'in Karabağlar semti. Oranın süratle kentsel dönüşüm ve değişime ihtiyacı var. Hadi bakalım İzmir'in belediyesi zatı şahanelerinde. Niye burayla ilgili çalışma yapmadınız? Hadi yapın. Karabağları bir değiştirin dönüştürün. Bir adım atın be! Büyükşehir Belediye Başkanına söyle ne yapacaksa yapsın söyle. Yapamazsınız. Sizin öyle bir derdiniz yok, aşkınız yok. Aynı şey Ankara için de geçerli. Atın adımları. İstanbul'da KİPTAŞ'ın kurucusu benim. Şimdi KİPTAŞ onlarda. Yapın bir şey ya! Yok, yapamazlar. Dertli olmak lazım, dertli.
İSTİKRAR VE GÜVEN VURGUSU
Tarih bize bir ülkenin her şeyi yerle bir olsa bile medeniyet ve kültür bilincine sahip tek bir ocaktan milletin yeniden dirilebileceğini, aksi durumda milyonluk yığınların anlam ifade etmeyeceğini gösteriyor. Deprem bölgelerimizin yeniden inşa ve ihyasını planlarken, maddi telafiyle birlikte ruhlarımızda açılan yaraları da tahkim etmeye önem veriyoruz. Türkiye 1999 depremini yaşadığında kişi başında, bakın burası çok önemli, milli gelirimiz 2800 dolar. Şimdi 10 bin doları aştık. Nereden nereye... Bu istikrar ve güvenle oldu. Bu yeter mi, hayır! Bizim bunu 15-20'lere çıkarmamız gerekir. Bunu da önümüzdeki dönemde çıkaracağız. Ama bunu istikrar ve güven ikliminden aldığımız güçle yapacağız.
Son 70 yılda siyasi, ekonomik, sosyal şartların getirdiği bir fetret dönemi yaşadık. Ama bu ara dönem artık geride kaldı. Depremde yıkılanla birlikte tüm şehirlerimizi sadece maddi unsurları ile değil medeniyet ve kültürleriyle dünüyle, bugünüyle, yarınıyla bir bütünüyle ayağa kaldırmak boynumuzun borcudur.
"FAY HATLARINA, HEYELAN BÖLGELERİNE BİNA YAPILAN DÖNEM ARTIK BİTMİŞTİR"
Fay hatlarına, heyelan bölgelerine bina yapılan dönem artık bitmiştir. Bu konuda sorumluluğunu yerine getirmeyen kurumlardan hesap sormayı önemli bir vazife kabul ediyoruz.
14 MAYIS SEÇİM TARİHİ AÇIKLAMASI
Yıkım alanı ve etkisi itibarıyla dünyada eşi benzeri görülmemiş böyle bir felaketin üstesinden gelmek devletimizle birlikte vatandaşımızın bekasını güven altına almak. Şehirlerimizi, toplumumuzu afetlere karşı güçlendirmek tüm bunlar siyasi istikrar ikliminin tahkimiyle mümkün. Görüldüğü gibi tek gündemimiz depremdir. Seçim süreci beraberindeki yıpratıcı siyasi gerilimler ve gündemi uzun süre kilitlemesi nedeniyle bu çabaları gölgeleme riski taşıyor. Bunun için de gündem sapmasına yol açacak seçim sürecinin bir an önce geride bırakılması, ülkenin seçim gerilimi ve tartışmalarından hızla çıkması şarttır. Seçimlerin daha önce açıkladığımız 14 Mayıs'ta yapılmasını bize bu imkanı vereceğine inanıyoruz.
O güne kadar milletimize özellikle de depremzede vatandaşlarımıza hürmetimiz gereği başka bir gündemle başka bir tartışmayla meşgul olmayacağız. Esasen Türkiye'nin böyle bir vakit kaybına, enerji israfına, dikkat dağınıklığına tahammülü yoktur. Bunun için, Türkiye için, hemen şimdi diyoruz.