6 Şubat depremlerinde saniyeler içerisinde yıkılan Ezgi Apartmanı’nda 36 kişi yaşamını yitirmişti.
Kolon ve kirişlerin kesildiği iddia edilen binanın zemin katındaki dükkân sahiplerinin firari olduğu davada dördüncü duruşma bugün Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Yaklaşık 14 saat süren duruşmada ilk olarak müşteki taraf, uzman inşaat mühendisinin dinlenmesi talebinde bulundu.
"ZEMİN SAĞLAM, KOLON KİRİŞ KESİK"
Talebin mahkeme heyeti tarafından kabul edilmesi üzerine inşaat mühendisi Şeref Alpago sinevizyon eşliğinde Ezgi Apartmanına ilişkin kapsamlı bir sunum yaptı. Zeminin iyi olduğuna dikkat çeken Alpago, binada kolon ve kiriş kesildiğini belirtti.
Alpago'nun ardından sanıklar dinlenirken müşteki tarafı yeni bir bilirkişi raporu ve firari sanıklar hakkında kırmızı bülten talebinde bulundu. Mahkeme tarafından açıklanan ara karar ile mimar E. D.'nin tutukluluk halinin devamına karar verilirken, fenni mesul Mehmet Tekin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yeni bilirkişi hazırlanması talebi kabul edilirken firariler için talep edilen kırmızı bülten isteği ise reddedildi.
Davada 5. duruşma, 13 Aralık Cuma günü görülecek.
"ONLAR MI ÇOK AKILLI, BAŞKALARI MI APTAL?"
Duruşma sonrası kayıp yakını Nurgül Göksu Cumhuriyet'e konuştu. Kırmızı bülten taleplerinin reddedilmesi nedeniyle çok üzgün olduklarını belirten Göksu, "Firarilerin avukatı Ersan Şen ise acımızla dalga geçer gibi 'Kırmızı Bülteni sosyal medyada paylaşmak için istiyor' diyebiliyor. Biz, onun savunduğu kişiler gibi gizli saklı iş yapmıyoruz. Gerçekleri herkesin öğrenmesini ve adaletin yerini bulmasını istiyoruz" dedi.
Eski bir futbolcuyu vuranların iki günde bulunduğunu, başka suçları işleyen insanların da kısa sürede bulunabildiğine dikkat çeken Göksu, "20 aydır yakalanamayan firariler mi çok akıllı yoksa yakalananlar mı çok aptal, bu nasıl olabiliyor?" ifadelerini kullandı.
"MASUM OLDUĞUNU HERKES BİLİYORDU"
Tahliye edilen Mehmet Tekin'in kızı Sinem Tekin Okumuş ise şunları söyledi:
"Fenni mesul olarak deprem davalarında babamın yeri ayrıydı. Masum olduğunu herkes biliyordu. Yargı da en sonunda bunu kabul etti. Buruk da olsa mutluyuz. Çünkü babamın sağlık durumu için endişe ediyorduk"