Bugün Çağlayan Adliyesi'nde hakim karşısına çıkacak olan Şebnem Korur Fincancı'yla dayanışma için adliye önüne gelenler polis ablukasıyla karşılaştı. Fincancı’nın tutukluluğunun devamına karar verildi. Duruşma 29 Aralık'a ertelendi.
İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde bugün hakim karşısına çıkacak olan bilim insanı ve insan hakları savunucusu Fincancı için birçok kurumdan ‘Şebnem Hoca’ya özgürlük’ çağrıları yapıldı. Duruşma öncesi dayanışma için adliye önünde Fincancı için bir araya gelenler polis ablukasıyla karşılaştı.
DURUŞMAYA ÇOK SAYIDA İSİM KATILDI
Duruşmayı izlemek için çok sayıda TTB'li, doktor, sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Musa Piroğlu, Oya Ersoy, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık adliyeye geldi.
Fincancı salonda alkışlarla karşılanırken, duruşmaya katılanlar "Seni seviyoruz Şebnem, yanındayız" sloganlarıyla destek verdi. Fincancı'yı getiren jandarmaların fazla olmasına da duruşmaya katılanlar tepki gösterdi.
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ: FİNCANCI, MİNİBÜSLE VE ELLERİ KELEPÇELİ OLARAK ANKARA'DAN İSTANBUL'A GETİRİLDİ
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi adına konuşan Ali İhsan Ökten, duruşma öncesi adliye önünde yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Umuyoruz ki bugün burada onunla kucaklaşacağız. Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, serbest bırakılsın. Bugün Çağlayan Adliyesi'nin önünde 2 aya yakın bir süredir ülkemiz demokrasisi ve hukuk açısından yaşadığımız utanç verici bir dönemin bir nebze olsun sonlanması için toplandık. Ancak bugün gördüğünüz gibi dün ülkemiz adına demokrasi ve insan hakları açısından utanç verici durumun devam ettiğini öğrendik. Birçok sağlık sorunu olması nedeniyle uçakla getirilmesi için her türlü hukuki girişimlerimize rağmen Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın bir minibüs ile elleri kelepçeli olarak saatler süren bir yolculukla Ankara'dan İstanbul'a getirildiğini öğrendik. Tüm dünyada insan hakları ihlallerine ve işkenceye karşı en fazla mücadele eden bir bilim insanının bu şekilde bir muameleye ve işkenceye tabi tutulmasını şiddetle kınıyoruz.
Hukuki hiçbir dayanağı olmayan bir kararla halen tutuklu bulunan Merkez Konseyi Başkanımız Doktor Şebnem Korur Fincancı'nın ilk duruşması az sonra başlayacak. Tamamen siyasi hedeflerle ve açık bir hukuksuzlukla sürdürülen bu sürecin bugün sonlandırılmasını umut ediyoruz. TTB ve Tabip Odalarımızın örgütsel bütünlüğüyle buradayız. Şebnem Korur Fincancı'nın derhal serbest bırakılmasını ve hakkındaki suçlamaların düşürülerek ilk duruşmada beraatini bekliyoruz.
DURUŞMADAN NOTLAR
Mahkeme başkanı Fincancı’ya “sen” diye hitap etti. Bunun üzerine Fincancı, "Hitabınızdan hakkımda hüküm verdiğinizi görüyorum. Sizin zamanınızda hukuk fakültelerinde hocalık yapmış biri olarak bana 'sen' diyemezsiniz" dedi.
FİNCANCI SAVUNMA YAPTI: BU BİR ÖN TANIDIR
Savunmasını yapan Fincancı, suçlamayı kabul etmediğini belirtti.
Fincancı, "Bu yaşıma kadar elimden geldiğince bir yurttaş, bir adli tıp hekimi olarak görevlerimi eksiksiz yerine getirdiğime inanıyorum. Yıllarımı verdiğim adli tıbba hele ki zehirli toksik silahlar hakkında birçok makale yazmış biri olarak, bilimsel bir tartışma yerine linç girişiminde bulunanlara bir çift sözüm var. Bir adli tıp uzmanı olarak paylaştığım görüşüm kriminalize edilmeye çalışılmaktadır. Propaganda iddiası ile suçlandığım yayın 7 dakikalık bir konuşmadır. Bana sorulan sorulara yanıt verdim. Ben yayında kısaca bir ön tanıdan söz ettim. Yayında belirttiğim tıbbi görüş bir ön tanıdır. Hak kullanımı suç olamaz" dedi.
Fincancı, "Tanıya erişebilmek için de etkili ve bağımsız bir soruşturma ve belgeleme gerekmektedir. Neyse ki Milli Savunma Bakanlığı, Meclis'te soruşturma yapacağını söyledi. Ama bağımsız mıydı? Hayır. Bir insan hakları savunucusu olarak ifade özgürlüğü ve toplumun haber alma hakkını savunma sorumluluğum vardır. Bir kamusal entelektüel olarak soru sorma, kamuya hakikat bildirme talebim bilim insanı sorumluluğunun yanı sıra yurttaş olmamın sorumluluğundandır. Hekimlik insana dair. İnsanlığa karşı suçların karşısında durmaktan, zeytinimize, arımıza sahip çıkmaya, savaşlardan iklim değişikliğine kadar her türden halk sağlığına zarar veren unsurun karşısında durmaktır. Nazım Hikmet'in de dediği gibi 'yaşamak ciddi iştir'" diyerek savunmasını tamamladı.
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI AVUKATININ KATILMA TALEBİNE RET
Milli Savunma Bakanlığı avukatı, duruşmaya katılma talebinde bulundu. Ancak mahkeme heyeti, Milli Savunma Bakanlığının suçtan zarar gören sıfatı olmadığı gerekçesiyle talebini reddetti.
Bunun üzerine bakanlık avukatı yeniden söz alarak "Sanığın sözleri, TSK'ya asılsız bir iftiradır. Katılma gerekçemizi bildirmek istiyoruz" dedi.
Mahkeme başkanı itirazlarını sonra yapabileceğini belirterek talebi reddetti. Bunun üzerine MSB avukatı salondan ayrıldı. Duruşma Fincancı'nın avukatlarının savunma yapmasıyla devam ediyor.
SAVCI TUTUKLULUĞUN DEVAMINI İSTEDİ
Savcı, Fincancı’nın tutukluluğunun devamına karar verilmesini istedi. Duruşmaya 1 saat ara verildi.
FİNCANCI: KAÇMA ŞÜPHESİ AKLA YATKIN DEĞİL
Duruşma yeniden başladı. Savcının tutukluluğun devamını talep etmesi üzerine Şebnem Korur Fincancı şunları söyledi:
"Cezaevinde olmak çok zor ama benim gibi insan hakları savunucusu için bulunmaz nimet. Bir arkadaşım 'Devlet kendi eliyle hapishaneye müfettiş tayin etti' demişti. Kaçma şüphesi akla yatkın değil. Hakkımda soruşturma açılması ve pek çok saldırıya rağmen Almanya'dan döndüm. Dünyanın her yerinde adli tıp uzmanı olarak çalışabilirim ama bu topraklarda doğdum, bu halklara borcum var. 100 binden fazla üyesi olan bir meslek örgütünün, TTB'nin başkanıyım ve onlara saygım var. Ben aklımın gücüyle görevlerimi kendim edindim. Devletin verdiği görevleri değil, TTB'li meslektaşlarımın verdiği görevi yaptım."
Fincancı’nın tutukluluğunun devamına karar verildi. Duruşma 29 Aralık'a ertelendi.
Kaynak: Gerçek Gündem