Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş partisinin Balıkesir 9. Olağan İl Kongresine katıldı.
Arif Deniz’in BTP Balıkesir İl Başkanlığına seçildiği kongrede konuşan Hüseyin Baş gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı.
BTP Genel Başkanı Baş şunları söyledi;
“Başka bir seçeneğimiz yokmuşçasına iki partinin kıskacına hapsediliyoruz”
“Hepimizi iki partinin kıskacına her seçim dönemi yaklaştığında bu siyaset düzlemi hapsediyor. Bizim başka bir seçeneğimiz, başka bir çözümüz yokmuşçasına bu ikisinden birini seçeceksiniz! Hak, hukuk ve adalet dediğimiz kavram herhangi bir partinin tekelinde bir kavram değil. Hak, hukuk ve adalet için her birimiz mücadele ederiz. Çünkü o adalet bugün size lazım olur, yarın bize lazım olur, ertesi gün bana lazım olur ve bu adalet günün sonunda toplumun tamamına lazım olur. Ama adalet diye hepimizi bir partinin elemanıymış gibi görmelerine de kimse kusura bakmasın izin veremeyiz.
“Muhalefet Erdoğan gibi davranarak seçim kazanmaya endekslendi”
Ana muhalefet yıllar yılı yenilmesinin sonucunu kendinde hata arayarak düzeltmeye çalışmadı da zannetti ki biz Erdoğan gibi davranırsak seçim kazanırız ve hareket tarzını Erdoğan gibi davranmaya endeksledi. Muhalefet ne yapıyorsa iktidarın yaptığının bir benzerini yapmaya başladı. Böyle seçim kazanacağını zannediyor. Bugün o zihniyet devam ediyor olacak ki yine kurtuluşun, oranın tek adamıyla değil de buranın tek adamıyla olacağını zannediyorlar. Halbuki bizim toplum olarak istediğimiz bu değil. Türkiye'nin önünde büyük bir yönetim krizi vardır. Bu krizin sebebi bütün ülkenin gücünün tek bir iradede toplanmasıdır ve bu güç, dünya tarihinde iyi araştırın, hiç kimsede toplanmamış bir güçtür, böyle bir güce hiç kimse erişmedi.
“Biz artık eli işte gözü oynaşta muhalefetten sıkıldık”
Biz artık eli işte gözü oynaşta muhalefetten sıkıldık, hikayeden muhalefetten sıkıldık, bu hikaye... Güçlü muhalefet, bağırarak muhalefet yapan kişi değildir. Güçlü muhalefet, güçlü bir fikri ortaya koyan muhalefettir. Bu iktidarla bağırarak çağırarak mücadele edemeyeceğinizi hepimiz biliyoruz, kendimizi kandırmamıza gerek yok. Biz bağırdık çağırdık diye, biz sokaklara 100 bin kişi çıktık diye, bu iktidar ‘aman ben artık iktidarı bırakayım’ demeyecek, zaten buna rağmen orada durmaya çalışıyor. Bir fikir üretilmesi lazım. Bu ülkenin ekonomisiyle kalkınabileceği bir fikir üretilmesi lazım. Bu ülkenin tarihiyle barışık bir fikir üretilmesi lazım.
“Biz sloganlara hapsedilmiş bir Atatürk'ü değil onun fikrini istiyoruz, onun mücadelesini istiyoruz”
Biz sloganlara hapsedilmiş bir Atatürk'ü istemiyoruz, onun fikrini istiyoruz, onun mücadelesini istiyoruz. O emperyalizmle mücadele ederken bugün emperyalizmden medet uman bir muhalefet istemiyoruz. Atatürk'ün partisiyiz, Atatürk'ün devamıyız, Atatürk'ün mücadelesini yapıyoruz. Eee İngilizler bize destek olsun! Ya anlayın artık, Avrupa Birliği'ne gireceğiz diye neyimiz var neyimiz yok elimizden alındı. Şu genç kardeşiniz bunu görüyor, siz niye görmüyorsunuz?
“Ben 14. Kez imza vereceğim”
Bu ülkede seçilmiş belediye başkanı hapse atıldı. Bu ülkede siyasi parti genel başkanı Sayın Ümit Özdağ hapse atıldı. Bendeniz her hafta imza atıyorum. İki tane imza atılacak iddianamem gelecek ve yargılanacağım diye beklerken yarın 14. imzamı atacağım. Böyle bir ortam Amerika'nın umurunda mı, Avrupa'nın umurunda mı? ABD demokrasi getirecek! Yıllardır anlatıyoruz bu Amerika'nın getirdiği demokrasi Suriye'deki tankla tüfekle gelen demokrasidir, Irak'taki demokrasidir, Libya'daki demokrasidir. Bunu ben görüyorum sen niye göremiyorsun?
“Avrupa senden demokratik olmanı değil, müstemleke olmanı istiyor”
Avrupa'nın senden talebi senin demokratik olman değil, senin bir müstemleke olman. Bunu niye anlamıyorsun? Bunu görün ona göre siyaset üretin, ona göre politika üretin. Ama hazır medya organize edilmiş ya, iki tane parti var ya birisi iktidar birisi muhalefet kimse bunları anlamaz! Bu cambaza bak oyununu kimse fark etmez zannediyorlar. Ama biz Bağımsız Türkiye Partililer bu oyunu bozmaya yemin ettik ve bu oyunu bozacağız. Gün gelecek bütün bu millet bütün bu oyunu fark edecek ve bir tekme atarak hepsine sırtını dönecek. Bu ülkenin üçüncü yola ihtiyacı vardır. Biz ya o yolu bulacağız ya da o yolu inşa edeceğiz, başka şansımız kalmamıştır. Siyasette insanlar maskeleriyle geziyor, başka biriymiş gibi konuşuyorlar ama bambaşka işler yapıyorlar. Bu ülkenin geleceğini düşünen, kendi menfaatini düşünmeyen bir yapının bu ülkede iktidar olması şart. Türkiye'de bunu düşünen tek bir siyasi oluşum var o da Bağımsız Türkiye Partisi.
“Okulların tuvaletine sabun koyması gereken bakan boykota karşı markette alışveriş yapıyor”
Ülkede okulların tuvaletine sabun koyması gereken bakan boykota karşı markette alışveriş yapıyor, durum bu. Ülkede haksız yere içeride tutulan gençlerin özgürlüğü için mücadele etmesi gereken bakan iktidarın propagandasını millete yedirmek için her gün ekranlarda bir şeyler anlatıyor.
“Ayda 3 dolara fabrikalar kapatıldı, madenler satıldı”
Bu ülkenin ne durumda olduğunu bizim anlatmamıza gerek yok, kendinize bakın anlarsınız ülke ne durumda. Bu ülkede 2002 yılından beri yapılan bütün özelleştirmelerden devletimizin kasasına giren para 63 milyar dolar. Bu 63 milyar dolar 85 milyon vatandaşa 20 yıl boyunca aidat olarak yatırılsaydı kişi başı ayda 3 dolar ediyordu. Bu paraya bizim güzel ülkemizin fabrikaları kapatıldı, işletmeleri satıldı, toprakları satıldı, madenleri özelleştirildi, işçileri işten çıkarıldı, emekli yaşları 65'lere taşındı. Emeklinin ikramiyesi ev, araba alırken bugün kredi kartı borcunu kapatamaz hale getirildi, ülke bu noktaya getirildi. Bu bir temel felsefe, bu AK Parti'nin yanlışı değil, bakın bu dünyada hakim olan küresel kapitalist sistemin, neoliberal sistemin ülkelere dayatması. Sizin ülkenizde yarın kimi iktidar ederseniz edin aynı ekonomi politikasını sürdürmekle mükelleftir, buna mecburdur. Çünkü bunun haricinde bildikleri bir yöntem yoktur.
“Ne kadar fabrika kapatıldıysa tekrar açacağız, ne kadar fabrika özelleştirilip satıldıysa geri alacağız”
Biz diyoruz ki bu milletin ve bu devletin ne kadar fabrikası kapatıldıysa tekrar açacağız, ne kadar fabrikası özelleştirilip satıldıysa geri alacağız, ne kadar madeni yabancıya verildiyse devlete geri vereceğiz ve onu işleteceğiz. Neymiş efendim devlet ticarette olmazmış rekabete aykırıymış vs. Devlet ticarette olmaz deyip devletin fabrikasını satanlar dönüyorlar adamın özel firmasına, inşaat şirketine el koyuyorlar devlet adına!
ABD bile ‘Milli Ekonomi Modeli’ diyor
Bizim öncelikle ekonomik bağımsızlığımızı ve gücümüzü kazanmamız gerekiyor. Bunu kazanmanın tek yolu Bağımsız Türkiye Partisi ve Milli Ekonomi Modelidir. Zannediyorlar ki bu sadece bizim sözümüz. Bu söz bizi aştı, bu fikir bizi aştı ve bütün dünyaya yayıldı. Bu Rusya'da uygulandı, bugün Amerika bunu uygulamaya çalışıyor. Amerika o küresel kapitalizmin kurucusu olan irade içinde Milli Ekonomi Modeli uygulanmaya çalışılıyor. Onlar bile, ‘Artık Milli Ekonomi Modeli dışında bir çıkış yolu yok’ diyor. Amerika dahil bütün dünya kendi öz kaynağına, milli kaynağına dönüş yaparken Türkiye duruma seyirci kalıyor.
“Milli ve yerli bir ekonomiyi hayata geçirmemiz lazım”
Bir an evvel ülke olarak, siyaset olarak, millet olarak gerçek anlamda milli ve yerli bir ekonomiyi hayata geçirmemiz lazım. Şimdi baktığınız zaman aynı şeyleri iktidar tarafı da söylüyor. Onlar da ‘milli bir politika, yerli sermaye, milli sermaye’ diyor, tamam da aynı şeyi anlatmıyoruz, bakın arada ciddi bir fark var. O fark nedir? Senin önüne yerli bir firma domates koyuyor diye o domates yerli olmuyor. Onun tohumunu dahi İsrail'den getiren bir irade bana yerlilikten ve millilikten bahsedemez. Bugün herhangi bir güvenlik yazılımını İsrail'den alan bir irade bana yerlilikten ve millilikten bahsedemez. Bugün ortaya koyduğu herhangi bir ürünün her bir parçasını dışarıdan getirip burada montaj yapıp yerli diye bana sunan irade bana yerlilik ve millilikten bahsedemez. Biz üretim zincirinin bütün ağlarıyla, bütün noktalarıyla Türkiye'nin yatırımcısının ve üreticisinin eliyle çıkan ürünlere yerli diyoruz. Bağımsız Türkiye iktidarında gerçekten milli bir ürün neymiş onu da bütün Türkiye ile tanıştırmak için mücadele edeceğiz”