Seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Amatör Spor Kulüpleri ile Şişli'de kahvaltıda buluştu. Rakiplerinin yerel seçim dışında hemen her konuda konuştuklarını vurgulayan İmamoğlu, ''Özellikle son dönemde atılan taklaları hepiniz görüyorsunuz. Taklanın şekli bile değişik. Sporcular iyi anlar. Ben, bu asimetrik ötesi taklaların biçimlerini hayatımda hiç görmedim. Ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını, ne söyleyeceklerini şaşırdılar. Hangi konuya müdahale edeceklerini şaşırdılar'' dedi. Son olarak diploması hakkında haberlerin çıktığını belirten İmamoğlu, ''Ama altını çizelim, olan diplomamla ha'' yanıtını verdi.
Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Amatör Spor Kulüpleri ile Şişli'de kahvaltıda buluştu. İmamoğlu, katılımcıların yoğun ilgisi altında başladığı konuşmasına, ''Evet. Gün geldi çattı. Sadece 48 saat sonra tüm İstanbullu seçmenler sandık başına gideceğiz. Ve bu kutsal şehrin geleceği için hep birlikte yeniden bir kez daha karar vereceğiz'' sözleriyle başladı.
''ONLAR KAZANSA SEÇİM OLMAYACAKTI''
''Bugünkü sözlerime başlamadan önce, bu seçimin anlamını bir kez daha sizler aracılığıyla tüm İstanbullulara hatırlatmak istiyorum'' istiyorum diyen İmamoğlu, ''Bu şehirde yaşayan herkes biliyor ki, 23 Haziran seçimi normal bir seçim değildir. Bu seçim, 6 Mayıs'ta hukuksuz ve adaletsiz bir şekilde gasp edilmiş olan bir seçimin tekrarıdır. Herkes biliyor ki, 31 Mart'ta Ekrem İmamoğlu yerine, Binali Yıldırım kazanmış olsaydı, bırakın 13 bin 700 oyu, tek bir oyla dahi kazanmış olsaydı, 31 Mart gecesi yaşananlar olmazdı. YSK kuruluşundan beri yapmadığı adaletsizliği, 6 Mayıs'ta yapmaya zorlanmazdı. Bu şehirde yaşayan, bu ülkede yaşayan herkes çok iyi biliyor ki, YSK hukuku unuttu ve siyasi karar verdi… 16 milyonun hakkını gasp etti'' şeklinde konuştu.
''BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ''
''Böylesi bir seçim, bu denli sudan gerekçelerle yenilenen bir seçim bu ülkenin tarihinde daha önce görülmedi'' diyen İmamoğlu, şunları söyledi: ''Hepinize hatırlatmak isterim: Geçtiğimiz pazar günü, benim ısrarlı çabalarımla yapılan münazara, 31 Mart ve sonrasında yaşanan hiçbir şeyi aklamaz. Hiçbir şeyi haklı göstermez. Çünkü ortada adil bir seçim yoktur. Adil bir seçime gidiyor değiliz. Bu seçimde de centilmence bir yarıştan, eşit ve adil koşullarda yapılan bir seçimden hiç kimse söz edemez. İmamoğlu bu süreçte kendi şahsi kavgasını yapıyor değildir. İmamoğlu'nun elinden alınan hak, millete ait bir haktır. Alınan İmamoğlu'nun seçilme hakkı değildir. Alınan bu şehirde yaşayan 16 milyonun seçme hakkıdır. Bu nedenle 23 Haziran seçimleri asla ve asla Binali Yıldırım - Ekrem İmamoğlu mücadelesi değildir. 23 Haziran seçimleri kendi nefsinin peşine düşenlerle, milletinin hakkını arayanların mücadelesidir. Bu mücadelede Ekrem İmamoğlu'nun yanında olmak demek; doğrunun, adaletin, hakkın ve haklının yanında olmak demektir. Bu mücadele Ekrem İmamoğlu'nu desteklemek demek, bu ülkede demokrasiyi, kardeşliği, barışı ve milletçe kucaklaşmayı desteklemek demektir. Bu mücadele Ekrem İmamoğlu'nun yanında saf tutmak demek, insana saygının ve kente özenin yanında saf tutmak demektir. 16 milyon İstanbullu 48 saat sonra sandık başına gidip aylardır oynanan oyunu bozduğu zaman, kazanan Ekrem İmamoğlu olmayacak. Kazanan CHP olmayacak. Kazanan İstanbul olacak. Kazanan Türkiye demokrasisi olacak.''
''TARİHE DAMGA VURACAK İRADE''
İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bundan 48 saat sonra hepimizi büyük bir görev bekliyor. Bu şehirde bozulan dengelerin düzeltilmesi için. Sosyal adaletin, yaşam kalitesinin, şeffaf bir yönetim anlayışının kazanması için. Çocuklarımızın geleceğini yönetmek üzere yeni nesil bir demokrasinin bu ülkede hakim olması için. 48 saat sonra sandık başına gitmemiz çok önemli bir görev ve tarihe damga vuracak bir irade olacak. Bu aziz şehirde yaşayan 16 milyonluk İstanbul İttifakı'nı göreve çağırıyorum. Parti kimliklerinizi bir kenara bırakın. Medyadan ve sosyal medyadan zihinlerinizi zehirleyen kirli iftiraları ve yalan haberleri bir kenara bırakın. Sadece ve sadece çocuklarınızı düşünün. Sandık başına gidin ve özgür iradenizle karar verin. İnandığınız aday kimse, etki altında kalmadan, mahalle baskısına boyun eğmeden vurun mührü. Ama oylarınıza da mutlaka sahip çıkın.''
''TAKLANIN ŞEKLİ DEĞİŞİK!''
''Özellikle son dönemde atılan taklaları hepiniz görüyorsunuz'' diyen İmamoğlu, ilginç benzetmelerde bulundu: ''Taklanın şekli bile değişik. Sporcular iyi anlar. Ben, bu asimetrik ötesi taklaların biçimlerini hayatımda hiç görmedim. Ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını, ne söyleyeceklerini şaşırdılar. Hangi konuya müdahale edeceklerini şaşırdılar. Bir yerel seçim yaşanıyor değil mi? Sözüm ona, onlara göre hukuka uygun bir yerel seçim. O zaman yerel seçim konuşun. Konuşmadıkları konu kalmadı. Bu sabah da benim olan diplomamla ilgili bir haber yapmışlar. Ama altını çizelim, olan diplomamla ha. Şu ciddi mevzunun ortasında bunları konuşmayalım, 23 Haziran'dan sonra bol bol güleceğiz. Ya bu kıyamet niye? Ne var bu İstanbul'da? İBB'de ne var? Sizi ne rahatsız ediyor? Kimin elinden neyi alıyoruz?''
''SPORDA DA SEFERBERLİK…''
Sporun, insanlık tarihinin her döneminde çok önemli bir uğraş ve çok değerli bir sosyal etkinlik olduğunu belirten İmamoğlu, ''Ama günümüz dünyasında artık hayati bir önem taşıyor. Bugün spordan uzak olmak, sağlıklı bir yaşamdan uzak olmak demektir. Yalnız sağlığımız için değil, toplumsal birlik ve bütünlüğümüzü güçlendirmek adına da spor konusunu ciddiyetle ele almak zorundayız. İşte bu bakış açısıyla biz; İstanbul halkının sağlıklı ve uyumlu bir şekilde hayatını sürdürebilmesi için, sporu yaşamın her dönemine ve her alanına yayacağız. Amacımız; spora olan ilgiyi toplumun tüm kesimlerinde artırmak, hem takımla hem de bireysel yapılan sporları, herkes için erişilebilir kılmak. Ve tabii ki, daha çok milli sporcu yetiştirmek, her alanda daha çok uluslararası şampiyon yetiştirmek olacak. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk spora nasıl büyük bir önem vermiş, onu her alanda geliştirmeyi nasıl bir ulusal bir hareket olarak görmüşse, biz de aynı yolda ilerlemeye devam edecek; zeki, çevik ve ahlaklı bir neslin yetişmesine katkı sunacağız. Spor alanında da yeni bir seferberlik başlatacağız'' dedi.
GENÇLERE YENİ SPOR TESİSLERİ
Gençlerin spor imkanlarına erişiminde ciddi sıkıntılar yaşandığını vurgulayan İmamoğlu, ''İstanbul'da örgün eğitim içerisinde yer alan okulların yüzde 65'inin spor salonu bulunmuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 28 ilçesine dağılmış toplam 64 adet spor tesisi bulunuyor. Kamuya ait ise toplam 340 spor tesisi var. Bunlardan 105 tanesi spor kulüplerine tahsis edilmiş, dolayısıyla halka kapalı durumda. Bu rakamlar, 16 milyonluk İstanbul gibi büyük bir şehir için yeterli değil. İstanbul gibi nüfus yoğunluğunun bu kadar yüksek olduğu bir şehirde tesisleşme açısından çok ciddi eksiklikler bulunuyor. İBB'nin Adalar, Adalar, Arnavutköy, Bağcılar, Büyükçekmece, Çatalca, Esenyurt, Gaziosmanpaşa, Kağıthane ve Şile gibi birçok ilçesinde hiçbir spor tesisi bulunmuyor'' diye konuştu.
GENÇLİK MERKEZLERİ
''24 Haziran sonrası spor konusu da özel ilgi alanlarımızdan biri olacak'' diyen İmamoğlu, ''Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde Yaz ve Kış Spor Okulları düzenlenecek, mevcut uygulamaları daha da yaygınlaştıracağız. Tesisleşme anlamında önemli bir atılım yapacağız. İstanbul'da 30 adet yeni kapalı spor salonu ve 30 adet yüzme havuzu yapacağız. Yine 10 ilçede tamamlayacağımız Gençlik Merkezleri de gençlerimizin bir araya gelip, eğitmen ve antrenörlerle spor yapabilecekleri imkanları sunacak. Bu tesisler, İBB'nin spor tesisi bulunmayan ilçelerinden başlayarak tüm İstanbul'da tamamlanacak. Hepsi engelli erişimine uygun olarak inşa edilecek. Tüm bu tesisler, İstanbul'da yaşayan herkesin kullanımına, indirimli veya ücretsiz olarak, gün ve saat kısıtlaması olmadan açık olacak. Örneğin 18-25 yaş arası öğrenci olmayan gençlerimiz, Genç-Kart'ı ile ulaşımda olduğu gibi spor tesislerinden de yüzde 40 indirimli olarak faydalanabilecek'' şeklinde konuştu.
''SPOR SALONU OLMAYAN OKULLAR İBB TESİSLERİNDEN ÜCRETSİZ YARARLANACAK''
''Uzun vadede spor tesisi olmayan mahalle kalmayacak ve okullarla bağlantı kurulacak'' diyen İmamoğlu, şunları söyledi: ''İBB spor tesislerinden spor salonu olmayan okullar ücretsiz yararlandırılacak. Temel spor branşlarından atletizme özellikle eğileceğiz. Bu konuda da maalesef İstanbul'un kamu yatırımı açısından ciddi eksiklikleri bulunuyor. İstanbul'a 3 adet atletizm pisti kazandıracağız. İstanbul bu konuda ulusal ve uluslararası bir merkez haline gelecek. İşte o zaman biz olimpiyatların peşinden koşmayacak, İstanbul'u bir olimpiyat kenti haline getireceğiz. Özellikle amatör branşlar, kulüpler ve ligleri destekleyeceğiz. En çok öncelik verdiğimiz konuların başında bu yer alıyor. Tesisleşme, amatör spor kulüplerinin imkanlarını geliştirme anlamında size söz veriyorum, İBB yanı başınızda olacak. Belediyenin imkanlarını, parasını, sponsorluklarını, öyle taraftarı bile olmayan kulüplerin zenginleşmesi, milyon dolarlık transferler yapması için israf etmeyeceğiz. Bizzat gençlerimize harcayacak, amatör kulüplerimize destek olacağız. Ulusal, uluslararası turnuva ve etkinliklere ev sahipliği yapacağız. Özellikle engellilere yönelik, okullar arası paraolimpik turnuvaları mutlaka hayata geçireceğiz. İstanbul'da spor alanında temel hedeflerimizden bir tanesi kısa vadede amatör branşların, semt takımlarının her alanda desteklenmesi ve uzun vadede de hızla tesisleşmeye gidilip, İstanbul'un her yanında spor tesisi olmayan tek bir mahallenin bile kalmaması. E-Spor günümüzde dünyada yükselen bir trend. Gençlerimizin e-sporu evlerine kapanıp yapmasındansa bir araya gelerek sosyalleşmelerini sağlayacak, aynı zamanda, imkanı olmayanların da, her türlü ekipmana ulaşabilecekleri E-Spor Merkezleri kuracağız. Okullar arası turnuvaların bu merkezlerde düzenlenmesi desteklenecek. İstanbul düzeyinde herkesin katılabileceği yerel E-Spor Ligi kurulacak. Bu liglerde başarılı olan gençlerimiz, takımlarımız profesyonel anlamda desteklenecek.''
YÜRÜ BE İSTANBUL, YÜRÜ!
İstanbul'u yürünebilir bir şehir haline getirmeyi amaçladıklarını kaydeden İmamoğlu, ''Tüm bu spora yönelik projelerimizin yanı sıra çok daha temel bir şeyi vurgulamak istiyorum ki, o da şu: İstanbul, herkes için Yürünebilir Bir Şehir haline gelecek. Fiziksel olarak yaya ulaşımını iyileştirmekle kalmayacağız. Şehirde yürüyen, hareket eden İstanbulluların da teşvik edileceği bir sistem kurmak istiyoruz. Bu sayede kent hareketliliğini arttıracağımıza, daha sağlıklı nesillerin gelişimini destekleyebileceğimize inanıyoruz. Bu amaçla bir mobil uygulama geliştiriyoruz. Bu uygulama tamamıyla ücretsiz ve herkesin kullanımına açık olacak : Yürü Be! İstanbul Yürü Be! İstanbul uygulaması ile İstanbullular yürüdükçe puan biriktirecek. Biriktirdikleri puanlar ile Büyükşehir Belediyesinin ulaşım, kültür-sanat ve diğer sosyal etkinliklerinden ücretsiz faydalanabilecekler. Bütün dünya, kentlerde nasıl hareketli bir yaşam sağlarım, obezite gibi çağın hastalıkları ile nasıl baş edebilirim diye kafa yorarken, biz de İstanbul için bugünden 'adımlarımızı' atmaya başlayacağız'' şeklinde konuştu.
SPORDA DA EŞİTLİK
''Amacımız, İstanbul'un çocuklarını, gençlerini; Kadıköy'ünde, Bağcılar'ında, Bakırköy'ünde, Esenler'inde, Sultanbeyli'sinde eşit imkanlara kavuşturabilmek'' diyen İmamoğlu, şunları söyledi: ''Tesisleşme anlamında atılım yaparken, İstanbul'u daha yeşil, daha yaşanabilir bir kent haline getirerek çocuklarımızın sokakta, parkta birlikte oyun oynayabileceği, spor yapabileceği imkanları oluşturacağız. Böylelikle gençlerimizin beden ve ruh sağlığını korurken, aynı zamanda çağımızın çok ciddi sorunlarından birisi olan uyuşturucu kullanımından da uzak durabilmelerini sağlayacağız. Kaynaklarımızı, Formula 1 pisti, Olimpiyat stadı gibi, gerekli fizibilite yapılmadan, yüz milyonlarca dolar harcanmasına rağmen kullanılamayacak hale gelen işlerle çarçur etmeyecek; doğru ve akılcı projeler geliştireceğiz. Spora ilişkin politikalarımızı da bu konunun uzmanları, bu konunun aktörleri ile birlikte yürüteceğiz. Ortak masalar kuracağız. Biz hem sporu herkes için erişilebilir hale getirmek amacıyla projelerimizi hazırladık, hem de bireysel ve takım sporlarına profesyonel anlamda destek sağlayabilmek, daha çok milli sporcu yetiştirebilmek, olimpiyat düzeyinde daha çok başarı kazanabilmek için planlar yaptık. Bu yönde adımlarımızı hep birlikte, kararlılıkla atacağız.''
''TOPA İYİ VURURUM İYİ DE TUTARIM''
''Rakibimizin kaybetme telaşıyla, başta sizler olmak üzere her kesime ne tür vaatler sunmaya başladığının farkındayız'' diyen İmamoğlu, Kazanırlarsa bütün amatör spor kulüplerine 100'er bin liralık bağıştan tutun droneculara parkları açmaya kadar neler neler. Her gün şapkadan yeni bir tavşan çıkarıyorlar. Benim şapkamda tavşan yok. Yıllarca sporla uğraşmış, bir o kadar da yöneticilik yapmış bir insanım. Bu arada topa da iyi vurmayı bilirim. İyi de kurtarırım. Bu işlerin ciddiyet istediğinin farkındayım. Bunların devlet adamlığı ciddiyetine sığıp sığmadığını sizlerin yorumlarına bırakıyorum. Ama şurası bilinsin ki, biz seçim öncesi vaatlerde bulunup, seçimden sonra o vaatleri unutacak zihniyetten gelmiyoruz. Biz seçim kazanmak için her şeyi mubah görenlerden değiliz. Bizim özümüz neyse, sözümüz de o. Biz asla yapamayacağımız şeyi vadetmeyiz. Asla seçim kandırmacası yapmayız'' şeklinde konuştu.
HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK
İmamoğlu, sözlerini şöyle noktaladı: ''Bugün burada, spor adına vaat ettiklerini hayata geçirme yolunda önemli adımlar atmış bir Belediye Başkanı olarak karşınızda bulunabilirdim. Ancak biliyorsunuz, Belediye Başkanlığım kesintiye uğratıldı. Bu süreçte yaşananlar, hayatın her alanında, gerçek sporcu ruhuna ve ahlakına ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu bir kez daha ortaya koydu. O nedenledir ki, hepimize düşen görev çok tarihi bir görevdir. 48 saat sonra, etrafınızda kim varsa sandığa taşıyın. Kararsızları ikna edin. Yaşlıları, yardıma muhtaç olanları, hastaları sandığa taşıyın. Bu defa iyiliğin, barış dilinin, kardeşliğin kazanmasının yolunu açın. 24 Haziran günü yapacağınız katkıyla ne büyük bir değişim sağladığınızı göreceksiniz. 24 Haziran'dan itibaren bu şehir artık adil bir şehir olacak. Yalnız spor sahalarında değil, siyaset sahasında da; "fair-play"in hakim olduğu, kazanıp kaybetmenin değil, dostça, kardeşçe yarışmanın önemsendiği, maç başladıktan sonra kuralların değiştirilmediği bir anlayışa çok ihtiyacımız var. Ben 23 Haziran'da bu anlayışın kazanacağına yürekten inanıyorum. Ve diyorum ki: İyi oynayan kazanacak… Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak.''
Editör: Turgut Bozgeyik