Gerek mobil gerekse AAA oyunlar konusunda sık sık yeni gelişmeler duyuyoruz. Hızlarına ayak uydurmak gerçekten zor. Her ne kadar biz bu oyunları son 15 yılın getirisi gibi görsek de aslında Dünya’nın ilk video oyunu 18 Ekim 1958 tarihinde oyunculara sunulmuş. O günden bu yana ise epey yol kat etti. Artık neredeyse gerçek gibi görünen grafikler, faklı boyutlar, interaktif ve çoklu oynanabilen oyunlar hayatımızın içine girmiş durumda. Oyunun evremi hızla devam ederken hayatımıza da yeni terimler yeni aktiviteler katılıyor. Bunlardan biri de e-spor. Bu neden mi önemli çünkü 2020 yılına kadar bu sektörün yaklaşık 23 milyar dolarlık bir pazara dönüşmesini bekliyor.
Teknoloji ve oyun sektörü ile ilgilenenlerin yakından bildiği ancak pek çok kişinin de haberdar olmadığı bir alan E-SPOR. Eğlenmek için oynadığımız, çocukları uzak tutmaya çalıştığımız bu video oyunlar artık milyar dolarlık bir endüstri hâline gelmiş durumda. Yapımı da son derece yüksek maliyete sahip olan video oyunlar, e-spor ile artık oynayanlarına da ciddi paralar kazandırıyor. Oyun maliyetlerine bakacak olursak meselâ; Assassins Creed 2; 24 milyon dolar (2009), Call of Duty: Elite; 50 milyon dolar (2011), God Of War 3: 44 milyon dolar (2010) gibi rakamlara mâl olmuş.
E-spor kuralları baştan yazacak!
Elektronik sporun kısaltması olan e-spor, dünya çapında pek çok oyuncu ile beraber, bireysel ya da takım olarak oyun oynadığınız bir spor dalı. Nasıl bir futbol veya basketbol maçında oyuncuların hamleleri, uyguladıkları strateji, takım oyuncularının yetenekleri vb. hakkında seyirci heyecanlanıp fikir yürütüyor veya oyunculara coşkuyla müdahale ediyorsa e-spor müsabakalarında tüm bunlar geçerli. Hatta öyle ki iyi oyuncular ciddi meblağlara başka takımlara transfer alabiliyor. Neyse ki henüz bu spor dalında ortalığı döner bıçağı birbirine katan birileri yok. Oturduğu yerden spor mu olur diye düşünenler için hemen belirteyim, bu spor dalı da diğer sporlardaki gibi hem fiziksel hem de zihinsel efor gerektiriyor. Sektörün hızla büyümesi ise hevesli izleyiciler ve kazançlı sponsorluk fırsatları markaları da cezbediyor. E- spor turnuvalarına sponsorluk için ciddi paralar ödeyen markalar ise araba markalarından tutun, içecek markalarına kadar uzanıyor.
Bu denli paranın döndüğü yerde doğal olarak bahis siteleri de yerini alıyor. Özellikle Uzak Doğu’da çok sayıda takipçisi olan e-spor turnuvalarında bahislerde dönen paralar dudak uçuklatıyor. Yasa koyucular ise önüne geçmek için ellerinden geleni yapıyor. Bu gibi durumların sonucunda doğan bir oluşum da ESIC. E-sporların sportif bütünlüğünü korumaya çalışan oluşum manipülasyon ve doping dahil her türlü hilenin bozulması, önlenmesi, araştırılması ve kovuşturulması konusunda hizmet veriyor. Bir nevi FİFA gibi.
Gaziantep'te faaliyet gösteren Hızır Game CafeBu Kafeler arasında yer almaktadır...
(Yurthaberler)