12 yaşındaki çocuğa cinsel istismar suçundan tutuklanan Fatih Nurullah ismiyle tanınan Uşşaki tarikatı lideri Eyyüp Fatih Şağban'ın ifadesi ortaya çıktı. Çocuğu 'dede şefkatiyle öptüğünü iddia eden Şağban, ailenin 70 bin lira için kendisine kumpas kurduğunu söyledi.
Çocuğa cinsel istismarda bulunan ve tutuklanan Uşşaki tarikatı lideri Eyyüp Fatih Şağban'ın ifadesi ortaya çıktı.
Çocuğun ailesinin yanında hizmetli olarak çalıştığını belirten Şağban ifadesinde, “F.A., eşi E. ve kızları Y. yanıma gelirler, el öperlerdi. Çocuğun yaşı küçük olduğu için yanağından öpmüşümdür. Bu öpüş örf ve adet içerisinde dede şefkati ile yapılmıştır. Hiçbir zaman taciz ve sarkıntılık yaşanmamıştır." dedi.
Sözcü'den İsmail Saymaz'ın haberine göre Şağban, “Bulunduğum üst kata yemek- içecek getirdiği olmuştur ama yanında annesi veya kardeşleri bulunurdu. Nadiren yanıma tek başına geldiği olmuştur. Y. ve kardeşleri örf ve gelenek gereği elimi öpmüşlerdir. Benim de sevgi çerçevesinde onları yanağından öpmüşlüğüm vardır” diye konuştu.
İstismarı kabul ettiğine dair telefon kayıtları dinletilen ve kayıtları inkar etmeyen Şağban, “(Bu kayıtlarda) Baba F.A.'nın ‘Dudağından öptün öyle mi?' dediği, benim ‘He öyle' dediğim olay, aslında Y.'nin elini öperken bana sarılmasından ibarettir. Bunun ötesinde bir şey olmamıştır. Bu konuşmalarda yönlendirme vardır. Beni zora sokarak lafı buraya getirmiştir. Cümleler ilk duyulduğunda yanlış anlaşılsa da F.A. ile aramızda eskiye dayalı manevi geçmişimizden dolayı onu yatıştırmak üzere kurulmuş cümlelerdir. Kızlarını kullanarak, aralarında kararlaştırdığı 70 bin TL'yi benden almak amaçlı kumpas kurmuşlardır. Bu parayı ödemediğim için bu hadiseler olmuştur. Daha önce benden hiç para istememişlerdir. O yaştaki çocuğun bu iddiada bulunması kurulan komplonun ürünüdür” ifadelerini kullandı.
İşte İsmail Saymaz'ın yazısından Fatih Nurullah'ın ifadesinin tamamı:
Türkiye günlerdir gerçek ismi “Eyyüp Fatih Şağban” olan Şeyh Fatih Nurullah'ın 12 yaşındaki kız çocuğunu istismar etmesini konuşuyor.
Tutuklanan Nurullah'a “çocuğun zincirleme şekilde cinsel istismarı ve hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. İddianamenin kabulü ile gizlilik kararı kalktı ve Nurullah'ın ifadeleri gün yüzüne çıktı. Bütün ayrıntıları ile ilk kez bugün SÖZCÜ'de yayınlanan ifade tutanakları, Türkiye'de tarikat ve cemaatlerin nasıl ekonomik ve dinsel çıkar örgütüne dönüştüklerini ortaya koyuyor.
Dede şefkati!
Fatih Nurullah'ın ilk ifadesi 28 Ağustos'ta Akyazı Jandarma Komutanlığı'nda alındı. Nurullah, emekli olduğunu ve 8 bin TL gelirinin bulunduğunu vurguluyor. Bu geliriyle Sakarya Kuzuluk'taki villayı nasıl alabildiğini açıklamıyor.
İki yıldır müritleriyle birlikte bu villada yaşıyor.
Müritleri ona gönüllü hizmet ediyor.
İfadesinde, istismar ettiği Y.'nin dedesi ve babaannesinin iki yıldır villasında hizmetli olarak çalıştığını kaydediyor.
Y.'nin babası F.A.'nın geçen şubat ayında villanın tesisat işi için Sakarya'ya geldiğini ve ailesini beraberinde getirdiğini belirtiyor. Çocuğa dede şefkati ile yaklaştığını savunarak şöyle devam ediyor:
“F.A., eşi E. ve kızları Y. yanıma gelirler, el öperlerdi. Çocuğun yaşı küçük olduğu için yanağından öpmüşümdür. Bu öpüş örf ve adet içerisinde dede şefkati ile yapılmıştır. Hiçbir zaman taciz ve sarkıntılık yaşanmamıştır.”
Kumpasmış
Nurullah, Akyazı Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki ifadesinde ise villada bulundukları sürede anne E.A.'nın yemek ve çay pişirdiğini, kızı Y.'nin hazırlanan çayları kendisine getirdiğini anlatıyor. Baştan sona kölelik düzeni…
Nurullah, “Bulunduğum üst kata yemek- içecek getirdiği olmuştur ama yanında annesi veya kardeşleri bulunurdu. Nadiren yanıma tek başına geldiği olmuştur. Y. ve kardeşleri örf ve gelenek gereği elimi öpmüşlerdir. Benim de sevgi çerçevesinde onları yanağından öpmüşlüğüm vardır” diyor.
Savcılıkta Nurullah'a, istismarı kabul ettiğine dair telefon kayıtları dinletildi.
Kayıtları inkar etmiyor.
Ancak baba F.A. tarafından yönlendirildiğini savunarak, şöyle diyor:
“(Bu kayıtlarda) Baba F.A.'nın ‘Dudağından öptün öyle mi?' dediği, benim ‘He öyle' dediğim olay, aslında Y.'nin elini öperken bana sarılmasından ibarettir. Bunun ötesinde bir şey olmamıştır. Bu konuşmalarda yönlendirme vardır. Beni zora sokarak lafı buraya getirmiştir. Cümleler ilk duyulduğunda yanlış anlaşılsa da F.A. ile aramızda eskiye dayalı manevi geçmişimizden dolayı onu yatıştırmak üzere kurulmuş cümlelerdir. Kızlarını kullanarak, aralarında kararlaştırdığı 70 bin TL'yi benden almak amaçlı kumpas kurmuşlardır. Bu parayı ödemediğim için bu hadiseler olmuştur. Daha önce benden hiç para istememişlerdir.”
Nurullah, taciz ve tecavüz iddiasının küçük Y.'ye öğretildiğini savunarak, “O yaştaki çocuğun bu iddiada bulunması kurulan komplonun ürünüdür” diyor.
“Neden komplo kursunlar?” sorusuna karşılık Nurullah'ın verdiği yanıt, şeyhlerin kurduğu saltanatı apaçık kanıtlıyor.
Nurullah, şöyle konuşuyor:
“Bu aile Kuzuluk'taki dergahımıza dönme beklentisi içerisindeydi. Onun yerine almış olduğumuz ailenin istikrarlı şekilde devam ettiğini duyunca ümitleri kesildi. Maddi sıkıntılarından dolayı bu kumpası kurmuş olabilirler.”
Bu ifade gösteriyor ki Nurullah'ın hizmetini gönüllü şekilde görmek için onlarca aile sırada bekliyor. Biri ayrılsa 10'u geliyor.
Babaya iftira
Nurullah ifadesinde, “Baba F.A.'nın kızı Y.'yi dört sene önce taciz ettiği yönünde bir duyum aldım” iddiasını dile getiriyor.
“Duyumun” kaynağı, tarikatın Sungurlu'daki kadın lideri…
Avukatı Burak Yılmaz, daha da ileri giderek, “Psikolojik sorun varsa bu durumdan kaynaklanmaktadır” diyor.
Ne hikmetse Nurullah, baba F.A. ve ailesinden şikayetçi olmuyor!
!#**h24722**#!