Zafer Partisi Kurucular Üyesi Mehmet Pamuk kanayan yaraya parmak bastı.
Zafer Partisi Kurucular Üyesi Mehmet Pamuk, Gaziantep Şehir Hastanesi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gaziantep Şehir Hastanesi 'nin 9 yıl 9 ay 12 gün süren inşaat sürecini anlatan Pamuk'un açıklamalı şöyle:
"4 Şubat 2024’te büyük umutlarla açılan Gaziantep Şehir Hastanesi, kâğıt üzerinde Türkiye’nin en büyük sağlık projelerinden biri olarak tanıtıldı. Yüzölçümü 330 bin metrekare, yatak kapasitesi 1.875 olan bu dev kompleks; şehir hastanesi, fizik tedavi ünitesi ve çeşitli sağlık birimlerini bünyesinde barındırıyor. Ancak yaklaşık 9 yıl 9 ay 12 gün süren inşaat sürecinin ardından ortaya çıkan tablo, bu yatırımın topluma ne kadar hizmet ettiği konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor. Mimari olarak görkemli olan hastane, işlevsellik ve hizmet kalitesi bakımından sınıfta kalıyor. İçeri girer girmez yön bulmakta zorlanıyor, oturacak sandalye bulamıyorsunuz. Fizik tedaviye gelen hastalar saatlerce ayakta bekliyor. Yoğunluk fazla, ama personel ve donanım bu yükü karşılamaktan uzak. Bir doktora ulaşmak için 15-20 gün öncesinden randevu almanız gerekiyor. Randevu günü geldiğinde doktor sizden röntgen, MR, EMG, epikriz gibi tetkikler istiyor. Röntgen aynı binada yapılabiliyor ancak EMG, epikriz başka binalara ve farklı birime; farklı katlara veya uzak birimlere yönlendiriliyor. Bu işlemler bir günü değil, haftaları alabiliyor. MR için çoğunlukla 15-20 gün sonraya randevu veriliyor. Epikriz için “Biz sizi ararız” deniliyor, bir deftere not alınıyor, ancak arayan olmuyor. Siz aradığınızda ise ya ulaşamıyorsunuz ya da telefonlar yüzünüze kapanıyor. Sistemsizlik ve ilgisizlik vatandaşı çileden çıkarıyor. Süreç kısır döngüye dönmüş durumda Doktor → Tetkik → Bekleme → Yeni doktor → Yeni karar → Yeni bekleyiş. Fizik tedaviye yönlendirme bile haftaları buluyor. Teşhis ve tedavi süreci 40-45 günü geçiyor. Devasa bir bina yapılmış; ama içi nitelikli hizmetle doldurulmamış. Umutlar yerini hayal kırıklığına bırakıyor. Daha da düşündürücü olan, adalet duygusunu zedeleyen uygulamalar. Beyin ameliyatı geçirmiş, bir lobu alınmış, ağır engelli bir vatandaş, ÖTV muafiyetli araç hakkı için 90 puan üzeri rapor alması gerekirken; komisyon, puanı 87’ye düşürerek bu hakkı elinden alabiliyor. Tıbben gerekli puanı almasına rağmen yapılan bu keyfi işlem, sistem eksikliğinden çok vicdan sorununu gösteriyor. Tüm bunların yanında, hastanenin neredeyse her bölümü Suriyeli hastalar ve çocuklarıyla dolu. Etrafında konuşanları duydukça suriye, iran, yada ırak’tamıyım şaşkın şaşkın bakınıyorsunuz. Zaten yetersiz olan sistem bu yoğunlukla daha da işlevsiz hâle geliyor. Randevular uzuyor, hizmet yavaşlıyor, memnuniyet azalıyor. Halk arasında yayılan “Hastane bizim ama hizmet başkasına” algısı, sağlık hizmetiyle birlikte toplumsal huzuru da zedeliyor. Gaziantep Şehir Hastanesi’ne harcanan yıllar, aktarılan kaynaklar ve verilen emek ne yazık ki sahada karşılığını bulamamış durumda. Sağlıkta adalet; sadece bina yapmakla değil, o binayı nitelikli, erişilebilir ve hakkaniyetli hizmetle doldurmakla mümkündür. Bugün bu denklem Gaziantep’te işlememektedir. Bir sağlık kurumu; sadece betonarme yapılarla değil, adaletli işleyen sistemlerle, insana değer veren yaklaşımlarla anlam kazanır. Aksi takdirde bu dev yapılar umut değil, yılgınlık üretir. "