TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve Prof. Dr. Emre Kongar, iktidarın sansür aygıtı RTÜK’ün TELE1’e verdiği ekran karartma cezasına tepki gösterdi.
İktidarın sansür aracı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), TELE1’in lisansını iptal etmeye yönelik bir hamle yaptı. RTÜK, TİP vekili Serra Kadıgil’in sözleri nedeniyle TELE1’e üç gün ekran karartma cezası verdi. Üst Kurul, TELE1’in din, mezhep ve ırk ayrımı yaparak halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiğini iddia etti.
YANARDAĞ: ASIL AMAÇ LİSANS İPTAL ETMEK
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, 18 Dakika’da RTÜK’ün haksız ve hukuksuz cezasına tepki gösterdi. Merdan Yanardağ şunları dile getirdi:
“Değerli seyirciler. RTÜK, bir programda TELE1’i halkı din, mezhep ve ırk ayrımı göstereme suçlamasıyla üç gün ekranını karartma kararı vererek cezalandırmaya kalkıştı. kalkıştı diyorum buna karşı mücadele edeceğiz. her şeyden önce şunu belirtilelim. TİP vekili Serra Kadıgil, Diyanet’i eleştirdi. Diyanet’i eleştirirken iktidara geldiklerinde kapatma vesaire gibi partisinin görüşlerini sıraladı. Bütün inançlara eşit olacak bir koordinasyon merkezi olarak yeniden düzenlenme talep etti. İhtiyaç fazlası İmam hatipleri eleştirdi. Eğitimin İmam hatipleştirmesi sol muhalefetin en önemli eleştiri alanlarından birisidir.
Yayın canlı yayın. TELE1 bu konu da kanaatte belirtmemiş. Canlı yayın konuğu görüşlerini anlatmış. Bu sabah Enver Aysever kendi kanaatini açıkladı. Hakkıdır.
“RTÜK AKP’NİN TALİMATINI UYGULADI”
Bir TELE1’e ait bir görüş değil iki canlı yayın üç kürsü dokunulmazlığı var. Kürsü dokunulmazlığı var. Kürsü dokunulmazlığı TBMM’deki kürsü demek değildir. Kamu alanındaki her konuşmaya girer ve yargılanamaz. TV programları da bir elektronik mitingdir zaten. Bu yayında yüzbinlerce insana ulaşırsınız. Kadıgil’e bir dava açılamaz açılmadı da. Ama RTÜK, AYM dahil bütün mahkemelerin üzerine çıkarak AKP’nin talimatını uyguladı.
Çünkü, Diyanet’i Emevi ideolojisini bedevi gericiliğini cahiliye gericiliğini bu topluma bir din diye dayatan Diyanet’i eleştirildi diye.
“DİYANET’İN BAŞINDA ATATÜRK’E LANET OKUYAN BİRİSİ VAR UNUTMADIK”
Niye? Çünkü AKP iktidarı Diyanet’i kurduğu sistemin merkezin oturtmak istiyor. Nedeni bu. Kim var bu Diyanet’in başında bu ülkenin kurucusu ulusal kurtuluş savaşının komutanı ve Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e lanet okuyan birisi var. Biz bunu unutmadık. İşledikleri suçların bedelini hepsi ödeyecek. Bağımsız yargı içinde ödenecek. Zannetmeyin bunlar unutulacak. Kendi kahramanlarına hakaret edilen bir ulus iflah olmaz. Kendi kahramanlarına hakaret ettiren bir ulus millet olmayı hakketmemiştir. Siz Diyanet’in başkanı Ayasofya’nın açılışında Atatürk’e hakaret eden Diyanet başkanına bir şey yapmayacaksınız; yine bir icazet töreninde bir diyanet görevlisi Mustafa Kemal’e kafir diyecek işlem yapılmayacak; yargı işlemeyecek…
Diyanet kuruluş amaçlarından sapmıştır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden aslında bunların kendisidir diyen eleştiriyi suç sayacaksınız.
“RTÜK’ÜN KARARI KİN VE DÜŞMALIĞA TAHRİKTİR”
Ben bu RTÜK’ün kararını kin ve düşmanlığa tahrik olduğunu düşünüyorum. RTÜK’te bu kararı verenler kendilerine gelsinler hadlerini bilsinler. TELE1 din mezhep ve ırk ayrımı gözetmez.T ELE1 bunu yapmaz savunduğu yayıncılık ilkelerine aykırıdır. Tam tersi TELE1 bunlarla mücadele etmek için kurulmuştur.
“UZAYA KAÇSAN KURTULAMAYACAKSIN”
Ebubekir şahin bunun hesabını vereceksin. Biz bunu unutmayacağız. Kemal Burkay’ın şiiri var ya Türkiye Akdeniz olacak. Bu ülkede iklim değişecek.
Şahin’in TELE1’e özel bir kini var. Bütün yandaş kanalların yayınladığı haberleri yayınladık diye bize ceza verdiler. Murat Taylan anlattı; ‘vay canına bilmiyorum’ dedi. Bunu unutmadık. Bu özel kin gütmektir. Şahin, bunu unutmayacağız. Seninle bağımsız yargı önünde hesaplaşacağız. Uzaya kaçsan kurtulamayacaksın.
“DİYANET’İN TÜİK’TEN DIŞİŞLERİ’NDEN NE FARKI VAR?”
Ne kinin var? bağımsız bir kurumun başkanısın güya. Hukuk içinde hareket etmek zorundasın. Diyanet’in eleştirisinden çıkan sonuç bu mu? Diyanet’in TÜİK’ten Tapu Kadastro’dan Dışişleri Bakanlığı’ndan ne farkı var? Eleştirilemez mi?
“ASIL TAHRİK BU KARARDIR”
Asıl tahrik bu kararın kendisidir. Görev yaptığınız süre boyunca TELE1’e yakındığınız tavrı demokrasi içinde kin tutmadan hesabını soracağız. Çünkü biraz önce hocam söyledi. Asıl niyet TELE1’in lisansı iptal etmek.
TELE1’in ekranı üç gün kararacak ama kapanmıyor. Ama burada verdikleri ceza önemli. O maddeden dolayı bize bir daha ceza verirlerse temelli kapatmış oluyorlar. Kararın önemi burada. Ebubekir şahin, diğer bütün üyeleri bir kenara bırakıyorum. Kişisel olarak sorumlusun. Kasıtlısın. Öyle anlaşılıyor. Gece yarısı sabah 03.00’de tweet atıp Abdülhamit Han’a hakaret edenler karşılığını görecekler diyorsun.
“KARANLIKTA HALKIN İRADESİNİ ÇALMAK İSTEYECEKLER”
Bizim sana kinimiz yok. RTÜK başkanı olana kadar senin adını tanımıyordum. Sizden önceki RTÜK başkanı da özel bir kin içinde değildi.
Türkiye seçimlere giderken Türkiye’yi karartmak asıl. Çünkü karanlıkta numara çevirecekler. Karanlıkta halkın iradesini çalmak isteyecekler. Çünkü TELE1 oyun bozan bir kanal. Bütün dert dava bu. Türkiye boyun eğmeyecek. Türkiye buna sesini yükseltmezse Türkiye karartılmış olacak.”
KONGAR: TELE1 ŞEREF VE HAYSİYETİNDEN VAZGEÇMEYECEKTİR
Türkiye’nin önde gelen sosyoloğu Prof. Dr. Emre Kongar, iktidarın sansür aygıtı RTÜK’ün TELE1’e verdiği ekran karartma cezasına tepki gösterdi. Emre Kongar, “Bu kanal şerefli ve haysiyet bir kanalladır. Asla bunlardan vazgeçmeyecektir . Geri kalanlar kendi şeref ve haysiyetlerini düşünsünler” dedi.
İktidarın sansür aygıtı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Türkiye’nin sayılı bağımsız medya kuruluşlarından olan TELE1’e üç gün ekran karartma cezası verdi. Kurul, cezanın gerekçesi olarak TİP Vekili Serra Kadıgil’in canlı yayında söylediği sözler olarak gösterdi.
18 Dakika’da Prof. Dr. Emre Kongar, TELE1’e verilen cezaya tepki gösterdi. Kongar şunları dile getirdi:
“Türkiye için kara bir gün. Türkiye Cumhuriyeti’nde demokratik rejim için kalan kırıntıları için kara bir gün. Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyet’te koltuklarını makamlarını Atatürk’e İnönü’ye ve Cumhuriyet’in laik olmasına borçlu olanlar bindikleri dallarını kesiyorlar. İnsan hakikaten ne diyeceğini şaşırıyor. Bütün bir tarihe demokrasi haklardan yararlanarak halkların duygularını okşayarak dinlerine mezheplerine gönderme yapanların hiçbiri tarihte iktidarlarını sürdürememiştir. Sadece kendileri için değil ülkeleri için de hüsran ile karşılaşmıştır.
“TELE1 BUNLARI AŞAR HİÇ KUŞKUNUZ OLMASIN”
Bütün bunlara rağmen hem haksız hem hukuksuz hem kararı alan merciin yetki aşımına bağlı. Görevini kötü kullanmaya bağlı bir karar. Arkasında da lisansı kaldırmaya dönük süreç başlatılıyor. TELE1 bunları aşar hiç kuşkunuz olmasın. Ama Türkiye bu durumu aşar mı? Türkiye ancak bu iktidardan kurtularak bunları aşar. Bu iktidar kurtulacağız. Bu sorunların başka çaresi yok. Bu iktidardan seçimlerde kurtulacağız. Bu karanlıktan kurtulacağız. Seçimlerde garanti mi bilmiyoruz? Altılı masa, Sosyalist Güç Birliği, Emek ve Özgürlük, CHP, HDP, İYİ Parti, TİP, TKP.. Birçok demokrasinin kendilerinin yaşamaları için gerekli olduğunu inananların ittifakları bizi bu iktidardan kurtarmaya yetecek mi? Sorun buradan kaynaklanır.
Şeref , haysiyet ve medya. Şeref başkalarının bir kurum ve kişi hakkında başkalarına saygısına dayalı niteliklerin toplamına dayanır. Güvenirliğe dayalıdır. Haysiyet şerefe çok benzer başkaları açısından çok önemlidir ama çok önemli farkı var. İnsanların veya kurumların kendi şerefleri hakkındaki yargılarıdır haysiyet.
“TELE1 ŞEREF VE HAYSİYETİNDEN VAZGEÇMEYECEKTİR”
Şimdi değerli izleyiciler ülkelerin kurumların kara günlerinde şerefleri ve haysiyetleri sınava tabi tutulur. Bu kanal şerefli ve haysiyet bir kanalladır. Asla bunlardan vazgeçmeyecektir . Geri kalanlar kendi şeref ve haysiyetlerini düşünsünler”