Makina Mühendisleri Odası (MMO) Gaziantep Şube Başkanı Hüseyin Ovayolu, "İvedilikle yabancıların ülkelerine dönüşü için gerekli çalışmalar uluslararası düzeyde başlatılmalıdır." dedi.
Ovayolu'nun dikkat çeken açıklaması şöyle:
"Suriye’de, Mart 2011’de başlayan ve iç savaşa dönüşen rejim karşıtı protestolar nedeniyle, nüfusunun yarısından fazlası komşu ülkelere kaçtı ya da ülke içinde göç etmek zorunda kaldı. Yüz binlerce insan öldü, 5,5 milyondan fazla Suriyeli ülkesini terk ederek başka ülkelere sığındı.
En çok Suriyeli sığınmacıya ev sahipliğini Ülkemiz yaptı ve dünyada en çok mülteci bulunduran ülke konumuna geldi. Maalesef Ülkemiz mülteci ülkesi, kentimiz de mülteci kenti konumuna geldi. Ülkemiz, bu denli kapsamlı bir göç dalgasına hazırlıksız olmasına rağmen Suriye’deki yıkıcı iç savaşın başlamasından bu yana 3,5 milyondan fazla Suriyeliyi kabul etti. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 13 Haziran 2019 verilerine göre şehirlerimizde yaşayan Suriyeli sayısı 3 milyon 504 bin 382 kişiyi buldu. Bu verilere göre en çok Suriyeli barındıran şehir 546 bin 296 kişi ile İstanbul oldu. Gaziantep ise 437 bin 844 kişi ile ikinci sırada yer aldı. Nüfus oranına göre ise Kilis % 80,61 ile birinci sırada, % 21,58 ile Gaziantep ikinci sırada yer aldı. Ülke genelinde Suriyeli sayısı nüfusa oranla % 4,41 oldu. İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklama ile Ülkemizdeki Suriyeli sayısının 3,6 milyonu geçtiği, toplamda ise 4,9 milyon yabancı insan bulunduğu belirtilmektedir. İstisnaların dışında İstanbul’a Suriyeli kaydı alınmayacağı ve İstanbul’un Suriyeli kaydına kapalı olduğu da belirtilmektedir. Sonuç olarak Dünyada en fazla mülteci bulunan ülke Türkiye ve akabinde dünyada en çok mültecinin yaşadığı 2 kentten birisinin Gaziantep olduğunu teyit etmektedir. Ancak İçişleri Bakanlığı tarafından alınan bu karar Gaziantep’in 1. Kent olması yönünde alınmış bir karardır.
Sonuç olarak, gerek yeni mültecilerin Ülkeye girişi ile gerekse Suriyelilerin Türkiye’de doğan çocukları ile bu sayı her geçen gün artmaktadır. 2011’den bu yana mültecilerin sığınma, acil ihtiyaçları ve sağlık hizmetlerinden faydalanmaları sağlandı, zaman içerisinde ortaya çıkan ihtiyaçlara göre yeni çözüm yolları uygulanmaya çalışıldı ve hala yapılmaya devam edilmektedir. Türkiye’nin muhatap olduğu göç dalgasının henüz bitmemiş olması ve Türkiye’de barınmakta olan Suriyelilerin büyük çoğunluğunun ileride ülkelerine geri dönmeyecekleri gerçeği ciddi bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.
Kilis ilinden sonra, nüfusa oranla en çok Suriyeli barındıran kentimiz de, Ülkedeki ekonomik kriz ile birlikte ciddi sıkıntılar yaşamaya başlandı ve bu sorun katlanarak büyümeye devam etmektedir. Kentte, sığınmacılar ile yerel halk arasında ki farklı kültür ve yaşam tarzından kaynaklanan sorunlar yaşanmaktadır. Suriyeli sığınmacılara yapılan yardımlar, kiraların yükselmesi, işsizlik oranının artması da ekonomiyi olumsuz etkilemektedir. Her ne kadar Suriyeliler, küçük çaplı açtıkları işletmeler ile ekonomiye katkı sunuyor olsa da işgücü piyasasına girmeleri ile yerel işçilerin ve esnafın iş fırsatlarını ellerinden alındığı da bir gerçektir. Kentte işsizliğin artması ve esnafın kepenk kapatması devam etmektedir. Güvenlik açısından ise kitlesel tepkiler yaşanıyor ve önümüzdeki süreçte yaşanabilecek olması da ciddi bir problem olarak karşımızda durmaktadır. Ayrıca düşük gelir seviyesine sahip, dışlanmışlık hissi içinde yaşayan sığınmacı gençlerin ileriki dönemlerde pek çok suçun kaynağını oluşturabilecekleri de bir gerçektir.
Sanayide 6. kent konumunda olan kentimiz maalesef eğitimde 63. sırada. Nüfusa oranla her beş kişiden birinin Suriyeli olması hatta Suriyeli mültecilerde ki çocuk sayısının oldukça fazla olması, okullarımızdaki Suriyeli yoğunluğunu artırmakta ve eğitimdeki gerilemeye maalesef çözüm bulunamamaktadır. Aynı durum üniversitemizdeki eğitime de yansımaktadır. Mühendislik eğitiminde de ciddi anlamda gerileme durumu söz konusu olmuştur. Suriyeli sığınmacılar artık Türkiye'nin ve kentimizin bir gerçeğidir ve çözüm bekleyen en büyük sorunlarımızdan biridir. Bu sorun sosyolojik gerçekler üzerinden tartışılmalı, toplumsal bir sorun olarak ele alınmalı, çözüm önerileri geliştirilmeli, çalışma hayatı, eğitim, barınma, sağlık, belediye hizmetleri, toplumun alıştırılması gibi alanları düzenleyecek bütüncül bir politika ile çözülmelidir.
Çözüm önerimiz; ivedilikle yabancıların ülkelerine dönüşü için gerekli çalışmalar uluslararası düzeyde başlatılmalıdır. Yabancıların bu hızla ülkemize iltica etmesi ve çoğalması sürdürülebilir bir durum değildir. Bu göç dalgası bu şekilde devam ederse önümüzdeki süreçte Türkiye Cumhuriyeti her anlamda ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacaktır."
Editör: Turgut Bozgeyik