Büyükşehir Belediye Başkan Fatma Şahin, AB fonlarından yerel yönetimlerin yeterince desteklenmediğini bildirerek, “Oysa göç sorununda en büyük yük yerel yönetimlerin üzerindedir. Daha fazla su, daha fazla konut, daha fazla yeşil alan yapmak durumdayız. Bizim doğrudan desteklenecek yeni bir modele ihtiyacımız var” dedi.
Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda 24 Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkenin büyükelçisi ve misyon başkanına, slayt eşliğinde Gaziantep’in tarihi ve turistik mekanlarının yanı sıra Suriyeli mültecilere yönelik yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi.
ŞAHİN: İKİ GAZİNİN BİR ARAYA GELDİĞİ ŞEHİRİZ
Büyükşehir Belediye Başkan Fatma Şahin, Gaziantep’in Roma, Hitit, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetine ev sahipliği yapan çok eski bir şehir olduğunu kaydederek, “Gaziantep, Kurtuluş Savaşı mücadelesinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gazilik unvanı verdiği iki gazinin bir araya geldiği şehirdir. En büyük gücümüz tarihimiz ve kültürümüzdür. Bunun yanı sıra güçlü bir ekonomimiz var, ihracatta Ankara’yı geçmiş Türkiye’nin 5’inci en büyük ihracatını yapan 2 milyon nüfusuyla kuvvetli bir şehiriz. Dünya’nın en büyük sorun olan göç, uluslararası boyuta taşınmıştır, BM ve AB gibi kuruluşların bu soruna kafa yorduğu bir dönemde 500 bin Suriyeliyi misafir eden Gaziantep bir model oluşturmuştur.” dedi.
TARİHİ MEKANLARI TEK TEK ANLATTI
Kentte bulunan tarihi mekanlar hakkında bilgi veren Şahin, şunları aktardı: “Bölgenin en eski antik kenti olan Dülük Antik kentinin, inanç turizm açısından çok önemli bir yeri var. Karkamış antik kentinde, Geç Hitit döneminin tüm kalıntılarını görebiliyorsunuz, mayıs ayında Aqua parkımızı açıyoruz. Rumkale’de hem coğrafik güzelliği hem de inanç turizmi açısından Anadolu’nun en güzide köşelerinden birisidir. Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde bulunan Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi'nin kalıcı listeye alınması için çalışmalar başlattık. Yesemek, Hitit döneminin hem açık hava müzesi hem de Anadolu ve Dünya’nın bu konudaki atölyesidir. Yesemek, taşocağı kısmında yapılan çalışmalarda Dünya’nın en önemli Hitit medeniyetine ait eserlerin çıktığı mekan olarak tanımlanıyor. Hem tarihi hem de Huttuşa’ya giden eserlerin bile hammaddesini atölyesinin burada olduğu çok önemli merkezimizdir. Burasının gelecek yıl kalıcı listeye alınması için büyükelçilerimizden destek isteyeceğiz. Roma döneminin ihtişamını ve güzelliğini Fırat’ın etrafında birleştiren Zeugma, mozaikleriyle çeşitliliğiyle derinliğiyle o dönemin en kuvvetli sanat eserlerine şahitlik eden önemli bir merkezdir. Yine burasını da Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü Dünya Kültür Mirası Kalıcı Listesine aldıracağız. 5 antik kenti olan şehrimize bir arkeoloji enstitüsü yakışır dedik. Büyükşehir Belediyesince hazırlanan ve Avrupa Birliği (AB) tarafından desteklenen "AB-Türkiye Anadolu Arkeoloji Enstitüsü Projesi" hazırladık. 2018 yılında ihalesi yapılarak, bütün antik kentte bulunan eserlerin bir endüstriye dönüşeceği, bunun merkezinin de Gaziantep olacağını büyük bir gururla söylüyorum.”
TÜRKİYE DÜNYANIN SİGORTASIDIR
Suriyeli mültecilerle son 6 yıldır birlikte yaşadıklarını anlatan Şahin, “Suriye’deki iç savaşta en çok çocukların ve kadınların etkilendiği, binlerce insanın toprağından olduğu bu coğrafya, bu olumsuzluklara tanıklık etti. Türkiye, ya sınırları kapatacak insanların ölümünü seyredecekti ya da açık kapı politikasıyla ölümleri engelleyecekti, Türkiye, açık kapı politikası uygulayarak bir komşuluğun, bir kardeşliğin gereğini yaptı. 2011’in nisan ayıyla birlikte başlayan göç dalgası, 2014 itibariyle 3 milyon 106 bin kişiyi buldu. Türkiye, Dünya’nın sigortasıdır. Türkiye’nin kapsayıcılığı, kuşatıcılığı olmasaydı göç, daha da büyüyecekti. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bu göçten en çok Hatay, Şanlıurfa ve Gaziantep etkilendi. Gelen göçün yüzde 70’i bölgemizdedir. Türkiye’de çok büyük mali yük oluştu, bu durumun sürdürülebilirliği açısından diğer paydaşların daha yoğun desteğine ihtiyacımız var.
SURİYELİ 3 BİN ÇOCUĞU BİZ OKUTUYORUZ
Nüfusumuzun yüzde 20’sini misafir ediyoruz, bunların sadece yüzde 10’u kamplarda, yüzde 90’ı şehirde yaşıyor. Yerel yönetim olarak durum değerlendirmesi yaptık. Valiliğimiz ve Milli Eğitim Müdürlüğümüzle birlikte 18 yaş altındaki 107 bin eğitime ihtiyacı olan mülteci çocuğu belirledik. Bu yüzden hiçbir belediyenin okulu yokken biz okul açtık. Yetim ve öksüz Suriyeli 3 bin çocuğu biz okutuyoruz, özel okula giden bir öğrencinin neye ihtiyacı varsa biz karşılıyoruz. O kadar çalışmalarımıza rağmen hala 40 bin öğrenci eğitim hayatının dışında kaldı. 4 bin derslik eğitim yuvalarının inşaatı devam ederken 4 bin dersliğe daha ihtiyacımız var.
SU TÜKETİMİ YÜZDE 30 ARTINCA
Mültecilerle berber su tüketimimiz yüzde 30 arttı. Gelen misafirlerle birlikte barajımızın kapasiteyi kaldıramadığını gördük. Türkiye’nin en büyük barajını yapmak durumunda kaldık. Türkiye'nin Melen İçme Suyu Projesinden sonra en büyük ikinci içme suyu projesi olan Düzbağ İçmesuyu Projesiyle 120 kilometre öteden su getireceğiz.
AB FONLARINDAN YARARLANAMIYORUZ
AB fonlarından yerel yönetimlere yeterince kaynak artırılmamasından dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Oysa en büyük yük yerel yönetimlerin üzerindedir. Daha fazla su, daha fazla konut, daha fazla yeşil alan yapmak durumundayız. O yüzden bizim doğrudan desteklenecek yeni bir modele ihtiyacımız var. Gaziantep Büyükşehir olarak ilk kez bünyemizde Göçmen Şube Müdürlüğü kurduk. Şehirdeki ırkçılığı yükseltmemek için kendi vatandaşlarımıza sunduğumuz hizmetleri, Suriyeli mültecilere de vermeye çalışıyoruz. Büyükelçilerimizin şehrimizde yaşadığımız sıkıntıları yerinde görmesini bizim için çok önemli.”
BERGER: GAZİANTEP DEYİNCE AKLA MÜLTECİLER GELMEMELİ, BUNUN ÖTESİNDE BİR ŞEHİR
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ise, bölgede 60 okulun temel atma törenine katıldıklarını belirterek, “Yine birtakım merkezlere de destek verdik, şu ya da bu şekilde yürütülen çalışmalar belediyelere de fayda sağlayacaktır. Ama belediyelere yönelik proje çalışmaları var, bu konuda planlamalar yapılıyor. Mülteci konusunda belediyelerin kamu yönetimini birazcık daha zorlaması lazım. Mültecilere yönelik fon kaynaklarıyla ilgili olarak birtakım görüşmeler yapılacak. Bu kapsamda belediyelere ilişkin desteklerde bir artışa gidilecektir. Gaziantep deyince akla mülteciler gelmemeli, bu şehir bunun ötesinde mükemmel bir şehirdir” dedi.
Berger’in başkanlığındaki büyükelçi grubu, başkanın sunumundan etkilendiklerini dile getirdi.
Program, Büyükşehir Belediyesinin aldığı Europrıze ödülleri önünde çektirilen toplu fotoğrafla sona erdi.