CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Konya'da halka seslendi. İnce, Batı'ya karşı dik durabilmek için ilk önce 80 milyonun biraraya gelmesi gerektiğini belirterek, "Sloganımız 3B... Barışacağız, büyüyeceğiz, bölüşeceğiz. Her aileye ev, her eve iş... Ak Parti'ye oy veren kardeşlerimize sesleniyorum. Tam 12 sene çocuklarımızın sorularını çalmışlar. Hazineden paranızı, çocuklarınızın sorusunu, sandıkta da oyunuzu çaldırmayacağım" dedi.
Muharrem İnce’nin konuşmasından satırbaşları şöyle;
“Meydanlarda çöplük, tezek diyenler var. Bunlara cevap vermeyeceğiz, testinin içinde ne varsa o akar.”
“Ak Partili kardeşlerim size sesleniyorum. Eğitimin canına okudular. O tezek desin, ben gelecek diyeceğim gelecek. O çöplük desin, ben kuantum diyeceğim, uzay madenciliği, nano teknoloji diyeceğim. Eğer Türkiye bu yılları kaçırırsa, emin olun 100 yıl yoksul kalır.”
“Benim çağrım da tıpkı Mevlana'nın çağrısı gibi. Türkiye'yi barıştırmak, uzlaştırmak, bir büyük şemsiye altında toplamak, korku yerine umut, nefret yerine sevgi, çatışma yerine uzlaşma demek için gel diyoruz, gel.”
“GENÇLERE SÖZ VERİYORUM… İŞ BULAMADIN, İKİ YIL DAHA KREDİ ALMAYA DEVAM EDECEKSİN”
“Gençlere söz veriyorum. Üniversiteyi bitirdin, iş bulamadın. İki yıl daha kredi almaya devam edeceksin. Sınava giriyor çocuklar, para istiyorlar. 81 milyonluk bir devlet çocuklarına sınav yapmak için para alıyorsa yazıklar olsun. Müzeleri gezmek, tarihimizi kültürümüzü çocuklarımızın öğrenmesi; eğitimin bir parçasıdır. Cumhurbaşkanı olduğumda öğrenci kimliğini gösteren herkes müzelere bedava girecek.”
“Gençler, Türkiye’de güneş enerjisi deyince akla Konya geliyor. Bu bizim geleceğimiz. 100 enerji harcıyorsak potansiyelimiz 130. Tükettiğimizi üretiriz, 30 da artar. Ama depolamak zor iş. Her yıl 10 bin öğrenciyi yurtdışına göndereceğiz; tahsillerini artırsınlar, bu işi öğrensinler. Bilgisayar mühendisi sayısını 10 katına çıkaracağız. Bütün bunları her beraber yapacağız. Kavga etmek, bağırıp çağırmak yok. Mevlana gibi.. Kürt, Türk, Alevi, Sünni; gel kardeşim.”
“ÇİFTÇİYE BORÇ ÖDENECEK… ÇİFTÇİ HAK ETTİĞİ YERE GELECEK”
“Türkiye Cumhuriyeti, çiftçiye olan borcunu ödeyecektir. Mazotu ya 3 lira yapacağız, ya da 3.5 lira yapacağız. 2.5 lira yapamayız, doğruya doğru. Yapabileceğimizi söyleyeceğiz.”
“Buğdayın ana vatanı Türkiye. 20 milyon ton üretiyoruz, 5 milyon ton da dışarıdan alıyoruz. Yani, 1 milyar dolarlık buğday alıyoruz. Ya bu parayı dışarıya vereceğine, Suriyelilere vereceğine çiftçiye versene. Türkiye, saman alıyor, et, bezelye, nohut alıyor. Yazıktır günahtır. Yerel besleneceğiz yerel. Çocuklarımız GDO’lu yiyecekler yemeyecek. Yerli tohumları yeniden ihya edeceğiz. Yaşı 50’nin üzerinde olanlar bilir. O domateslerin, salatalıkların kokusunu özlediniz değil mi? Bunlar öyle vicdansız, merhametsiz insanlar kı; kuş gribi diyerek köylünün elinden tavukları bile aldılar. Köylü çocuğu olarak; çobanlık yapmış, ekin tarlalarında büyümüş, trakttörü römorkla geri geri yanaştıran biri olarak size söz veriyorum; bu köylü milleti, bu çiftçi hak ettiği yere gelecek. Söz veriyorum size!”
“2002’de milletvekili oldum. Rahmetli babam kamyoncuydu, celepti aynı zamanda. Kurban bayramı sabahı babamın evindeyim, tek tek gelip sattığı insanlar kurbanlıkları alıyor. Dedim ben ahıra girecek miyim. Dedi ki gireceksin. Dedim, ama milletvekili oldum. Dedi ki, vallaha baban takmaz onu. Milletvekiliyken ahırı temizlemiş biri olarak bu çiftçinin sorununu çözeceğim ben.”
“ADİL YARGI GEREKİRSE BENİ, GEREKİRSE ERDOĞAN’I YARGILAYACAK”
“Bana soruyorlar ‘Göreve geldiğinde Erdoğan’ı yargılayacak mısın?’ Hayır. İlk önce adil yargı sağlayacağız. O yargı gerekirse beni, gerekirse Erdoğan’ı yargılayacak.”
“İlk dönemine çıraklık, ikinciye kalfalık, üçüncüye ustalık dönemim demişti. Bir de emeklilik dönemim desin, bir şey olmaz. Bunu hep birlikte başaracağız.”
“Burada herkesin buğdayla yakın ilişkisi var. Geçen sene mazot mayısta 4.5 liraydı, şimdi 5.73. Buğdaydaki artış yüzde 11 artmış, mazot fiyatı yüzde 27 artmış. Geçen yıla göre daha fakirsin değerli Konyalı. Ekonomi iyi gidiyor diyor. E nasıl iyi gidiyor? Enflasyon yüzde 10’un üzerinde, gençlerde işsizlik yüzde 20, kime sorsan kirasını ödeyemiyor. Bunların verdiği değerler başka ülkelerinkiyle karışmış, Kemal Sunal filmlerindeki gibi.”
“SEN BU FAKİR MİLLETİN YAPTIKLARINI 15 SENE DE SATTIN”
“Böyle giderse bu ülke kalp krizi geçirecek. Diyor ki, ben bir manifesto hazırladım. Manifesto, ben gelecekte şunları, şunları yapacağım demektir. Ya senin 16 senedir aklın nerdeydi? İngiltere’de dedi ki, faizleri 24 Haziran’dan sonra düşüreceğiz. Doğru söylüyor, benim geleceğimi o da anladı. Kendisi düşürseydi, zaten 16 senede yapardı.”
“Bu milletin toprağını, suyunu, şeker fabrikalarını elinden almışlar. Eyy diyor cehape köprü yaptın mı? Ben sana sorayım sen hiç şeker fabrikası yaptın mı? Sen bu fakir milletin yaptıklarını 15 sene de sattın.”
“Bana, Muharrem İnce sana oyumuzu verelim de, ülkeyi yöneteceğini nereden bilelim diye sorabilirsiniz. 3 Kasım 2002’de milletvekili oldum. 16 yıldır aralıksız hiç milletvekili seçilen 7 kişi var. O 7 kişiden biri benim. Cumhuriyet tarihinde 2 milletvekili olan bir ilden 5 dönem arka arkaya seçilen benden başka kimse yok. Sayın Erdoğan, Mart 2003’te milletvekili oldu. Benden 5 ay sonra. Bir günlükken başbakan oldu. Ey aziz Türk milleti, bir günlük vekile başbakanlığı veriyorsun da bana cumhurbaşkanlığını mı vermiyorsun.
“OKUL ARKADAŞLARIMLA GİDİP TRANSKRİPTİMİ ALACAĞIM”
“Diplomanı göremedik, göster derseniz. Acelesi yok. Onu okul arkadaşlarımla birlikte, mezun olduğum okula gidip, transkriptimi alıp geleceğim.”