Son yıllarda hızla artan ve halk arasında "gül hastalığı" olarak bilinen rosacea, özellikle 30 yaş ve üzeri bireylerde sıkça görülen kronik bir cilt rahatsızlığıdır.
Medical Point Gaziantep Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehmet Uzun, rosacea’nın başlangıçta basit bir kızarıklık gibi görünebileceğini, ancak zamanla daha ciddi cilt sorunlarına yol açabileceğini belirtiyor. Dr. Uzun, "Bu hastalık çoğu zaman akneyle karıştırılır. Ancak doğru tanı konulmazsa tedaviye geç başlanabilir ve bu da kalıcı cilt hasarlarına neden olabilir," diye uyarıyor.
Rosacea: Gül Hastalığı mı, Cilt Sorunu mu?
Rosacea, genellikle yanak, burun, alın ve çene bölgelerinde belirginleşen kızarıklıklar, damar genişlemeleri ve sivilce benzeri kabarıklıklarla kendini gösterir. Özellikle 30 yaş üstü bireylerde yaygın olan bu hastalık, çoğu zaman akne ile karıştırılabilir. Ancak doğru tanı ve tedavi ile kontrol altına alınabilir. Uzmanlar, rosacea'nın zamanla daha karmaşık cilt problemlerine yol açabileceğine dikkat çekiyor. Dr. Uzun, "Erken dönemde tedaviye başlanması, ciltte kalıcı hasar oluşumunu engeller," dedi.
Stres, Baharatlı Yiyecekler ve Güneş: Rosacea'nın Tetikleyicileri
Rosacea’nın gelişimine güneş ışığı, ani sıcaklık değişiklikleri, stres, baharatlı yiyecekler, alkol tüketimi ve sıcak içecekler gibi birçok çevresel faktör katkıda bulunabilir. Dr. Uzun, “Bu faktörlerin etkisiyle hastalık hızla tetiklenebilir ve ilerleyebilir. Bu yüzden hastaların mümkün olduğunca bu tetikleyicilerden kaçınmaları gerekmektedir. Ayrıca, hassas ciltler için uygun bakım ürünlerinin kullanılması da tedavi sürecini kolaylaştırır,” şeklinde uyarıyor.
Lazer ve Medikal Tedavilerle Rosacea Kontrol Altına Alınabilir
Erken tedaviyle, rosacea tamamen geçmese de başarılı bir şekilde kontrol altına alınabilir. Dr. Uzun, tedavi sürecinde topikal ve oral ilaçlar kadar, gelişmiş lazer tedavilerinin de büyük rol oynadığını belirtiyor. “Lazer tedavisi ile damar genişlemeleri azaltılabilir ve ciltteki kızarıklıklar hafifletilebilir. Erken dönemde yapılan müdahaleler, hastalığın ilerlemesini engeller. Bu nedenle uzun süreli kızarıklık ve yanma hissi yaşayanlar, bir dermatologa başvurmalıdır,” dedi.
Psikolojik Etkiler: Rosacea Yalnızca Fiziksel Değil, Psikolojik Sağlığı da Etkiler
Rosacea, yalnızca cilt sağlığını değil, psikolojik sağlığı da doğrudan etkileyebilecek bir rahatsızlıktır. Özellikle yüz bölgesinde görüldüğü için, özgüven kaybı, utanma, kaygı gibi psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir. Dr. Uzun, "Bu hastalık, hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı etkileyebilen bir durumdur. Sosyal yaşamı ve kişisel ilişkileri etkileyebilir. Bu yüzden tedavi sürecinde sadece fiziksel değil, psikolojik destek de göz önünde bulundurulmalıdır," diye ekledi.
Erken Tanı ve Kişiye Özel Tedavi: Rosacea ile Yaşamak Artık Kolay
Dr. Uzun, rosacea ile ilgili farkındalığın artırılmasının önemini vurguladı. "Erken tanı ve kişiye özel tedavi planı ile bu hastalık büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Düzenli dermatolojik kontroller, cilt sağlığını korumada ve hastalığın ilerlemesini engellemede kritik bir rol oynar," dedi. Rosacea’nın yalnızca ciltteki görüntüyü etkilemekle kalmayıp, genel yaşam kalitesini de düşürebileceğini belirten Dr. Uzun, bu konuda uzman bir hekime başvurulmasının gerekliliğini tekrarladı.