Çiftlik Bank’ı duymuşsunuzdur; birileri vatandaşı zengin etmek vaadiyle vatandaştan parayı topluyor, sonra ortadan kayboluyor. ’Kabak’ vatandaşın başına patlıyor; ne saflığı kalıyor, ne salaklığı. Oysa ki, hepimiz bu sistem içinde potansiyel bir ‘salak’ adayı olarak dolaşıyoruz.
Sosyal medyada dolandırılanlar üzerine ‘güzellemeler’ dizilmeye başlandığında üzüldüm, bir an onların yerine koydum kendimi; Salak, sığır, koyun, yolunan kazlar gibi bir sürü sıfat. Bütün bunlar, dolandırıcıya kolayca inandıkları için. Her gün beynimize nakşedilen; güvenmeyeceksin, uyanık olacaksın, kandırılmayacaksın, sevmeyeceksin uyarılarına rağmen, ortalıkta bunca hırsız uğursuz, dolandırıcı gezinirken bunun farkına varmamak ve dolandırılmak.
Acımasızlığın, vahşiliğin kol gezdiği sistemde vatandaş birbirine güvenmeyecekse kime güvenecek. Hakkın, hukukun,adaletin en önemli gerekliliğidir devlet düzeni. Vatandaş ‘nefes aldığı’ topraklarda her an birisinden ‘kötülük’ gelecek şeklinde yaşarsa bunun adı ‘uyanık olmak mıdır. ’Adil’ bir düzen ‘hırsız’, ’üçkağıtçı’, ’dolandırıcı’, ’Mafya’ üretir mi?!
Düzen içerisinde korumasız yaşayan vatandaş, kendisi adına ‘ticari faaliyet’ vadeden birilerine salaklığından değil, bir ‘devlet çatısı’ altında yaşadığından dolayı güven hissedecek. Bu sistemi güvenilmez kılan nedenleri ortadan kaldırmak devletin görevi. Dostun dosta, arkadaşın arkadaşa, kardeşin kardeşe güvenmediği bir toplum düzeni içinde yaşamak insanları yorar. Bir güvensizlik ortamında yaşamaya mahkum olmak; Her an kazık yemeye ve kazık atmaya hazır olmak. Her an suratının ortasına gelecek yumruktan korunmaya çalışarak yaşamak...
Dönün bakın etrafınıza; Kolay ev sahibi, kolay araba sahibi, kolay zengin olmayı vadeden yığınla ‘saadet zinciri’ oluşumu var. Önemli olan bu işleyişlerin hepimizin gözü önünde nasıl çalıştıklarını denetlemekle yükümlü devletin ne yaptığıdır.Vatandaşın biraraya gelerek kurduğu dayanışmaya, yardımlaşmaya dayalı kooperatifleşme benzeri örgütlenmeler devlet tarafından desteklenmedikçe, teşvik edilmedikçe, sistem vatandaşı dolandıran üçkağıtçılar üretecektir.Öyle ya, Din bilgisi ile Ahlak dersi ve Vicdan (böyle bir ders konulmalı en kısa zamanda) derslerimizin 100 numara olduğu bir eğitim sistemimizde elbette vatandaş birilerine güvenecek ve onların yönlendirmesine, aklına ihtiyaç duyacak.Vatandaşın şu soruya sorma hakkı yok mu; Evet ben salağım, yolunacak Kaz’ım, koyunum, sığırım, akılsızım peki çatısı altında yaşadığım devletim benim gibi vatandaşlarını niye koruyamıyor uyanıklardan, hırsızlardan, vicdan yoksunu bezirganlardan. Benim zaafiyetlerimden kaynaklı korunaksızlığımı, Devletin Hak, Hukuk, Adalet şemsiyesinin koruması gerekmiyor mu?