Eline bir HIYAR al ve bir köşe başında DUR. Hiç ses etme.
Avucuna TUZ koyup, “aman ne olur bana BAS” diyecek bir sürü SALAK sıraya girer. KUYRUK uzar. Uzun kuyruğu gören de o kuyruğa girer ve sırasını bekler. İşte bunlar, yolunacak KAZLARDIR. İstediğin gibi YOLABİLİRSİN. *** ÇİFTLİK BANK diye bir çiftlik kurup, 1 koyup 5 alacaksınız diyerek TeVe’lerde KUR’AN okuyarak açılış reklamını yaptıktan sonra para toplayıp 77 000 kişiyi DOLANDIRIP (en az YÜZ TRİLYON lira ile) kaçan 26 yaşındaki ÇOCUK haberini duymayan kalmadı herhalde. (İşin ince taraflarını, paraları nasıl topladığını falan, ancak O Çocuk bilir. Burada anlatmak hem uzun sürer hem de tam olarak mümkün değildir)
Şimdi bir UYANIK daha çıkmış ve “Ben paralarınızı O’ndan alırım” diyerek paralarını kaptıran 1600 kişiden 500 er lira alıp kaybolmuş.
Bir zamanlar bir ÇOCUK daha vardı. BANKER YALÇIN. 80’li yıllarda 18-20 yaşlarındayken süslü-püslü bir yazıhane döşemişti. Ahâli de, Ona PARA verebilmek için sıraya girmişti. Emrinde bi sürü emekli PAŞA ve emekli genel müdür falan da vardı. O zamanların yüzlerce BANKERİNDEN sadece birkaç tanesi hapis yatmıştı. Bu Çocuk da hapislenenlerden biriydi. Çıktıktan sonra ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ.
Banker KASTELLİ de kaç defa yatmış çıkmış ve her seferinde de, millet, Ona para verebilmek için sıraya girmişti. O da öldü gitti.
Son zamanların CET FADIL’ı da, galiba onları örnek almıştı … Bu da, (önceki dolandırıcıklarından dolayı çok tecrübeliydi ki) CÜBBELİ AHMET Hoca’ya, KUR’AN tilâveti ile bir CAMİ temeli attırmış ve yanında SARAY yapımına başlamıştı. KUR’AN’ı elinden; Allah-Peygamber, Din-İman lafını da dilinden düşürmüyordu. DOLANDIRICIKLARI saymakla bitmez. Şimdilerde ortalıkta görünmüyor. Galiba yeni marifetleri için hazırlık yapıyor.
Bir gün avucunda bir TUTAM TUZ ile bir yerlerde görünürse hiç şaşırmayın. *** Bu ahâli AKILLANMAZ ! Hele de ALNI SECDEYE DEĞİYORSA hiç tereddüt kalmaz, MÜ’MİN Gardaşlarımız para vermek için hiç NAZLANMAZ.
Ben her fırsatta söylüyorum: “Ben DOLANDIRICIDAN YANAYIM “
Bu paralar onlara HELÂL ü HOŞ olsun, AFİYETLE yesinler.
Siz ne dersiniz ? Siz de benim gibi, HELÂL eder misiniz ?
(Not: SANÂYİ ile SANÂİ’yi karıştırmayın. Bu iki kelime birbirinin zıddıdır, tersidir. SANÂYİ = San’atlar, zanaatlar demektirENDÜSTRİ de aynı manâdadır. SANÂİ ise, düzme, tertipli işler HİLELER, TUZAKLAR demektir. Ki, HIRSIZLIK, RÜŞVET, İFTİRA, YALAN ŞAHİTLİK, UYDURMA DELİL falan, hepsi bunun içine girmektedir. Ki, bu işler son 15 senede RESMİLEŞMİŞ hâldedir.)