Nasıl mı? Yavuz Selim, Şia akımının anadoluya sirayet etmemesi için İrana gitti, orada Şia zihniyetinden 1000 tane gizli pers milliyetçisi sapık alimi Anadoluya getirmek suretiyle medreselerimizde muallim yaptı. Sonra mısıra gitti. Tüm sehabilerin mezarlarının yıkılmasına ve Peygamber efendimizin mezarına tünel kazarak girilmesine fetva veren 1000 kadar, sapık arap milliyetçisi Eşari(şimdiki adı Vehhabilik) alimi anadoluya getirmek sureti ile muallim yaptı. Mısır ve İran seferinden önce Türk olan İmamı Maturidinin ekolü medreselerimizde geçerli idi.
Bu ekol, akılcılığa ve deneye dayalı eğitim veriyordu. Bu pers ve arap alimler naklici idiler. İçtihat kapılarını kapattılar. Maturidinin ekolünü rafa kaldırdılar. İçtihat yapan Türkmen alimleri kafirlikle suçlayıp bertaraf ettiler, bir köşeye ittiler ve medreselere hakim oldular. Nakilci Şia ve Emevi eğitim şekli ile yeni bir icat, buluş veya keşif yapamadılar. Zamanın bilgisayarı kadar önemli olan matbaa ile Osmanlıyı 150 yıl sonra tanıştırdılar.
Kısaca, avrupanın teknolojisi karşısında osmanlı devletini bir kızılderili kabilesine çevirdiler. Osmanlı batının teknolojisi karşısında hükmen mağlup sayıldı. İşte bu Türk düşmanı 2000 alimin çocukları, torunları cemaatler, tarikatlar, vakıflar kurarak ingilizlerle işbirliği yaptılar ve Osmanlıyı yıktılar. Sonra tam osmanlıdan kurtulduk derken, sevinçleri kursaklarında kaldı. Birden Mustafa Kemal ve arkadaşları çıkınca hesapları bozuldu. Birden rol değiştirdiler, Mustafa Kemal bu cumhuriyeti kurmada muvaffak olmasın diye geri Osmanlıcı olmaya karar verdiler. İngilizlerle gizli çalışmaya devam ederken, Mustafa Kemale İngiliz Kemal demeye başladılar. Mustafa Kemali kafirlikle suçladılar, kendileri dindar göründüler.
Asırlarca kamufle olabilmek için birbirlerine dindarlık tasladılar. İşte bu 2000 alimin torunları 600 yıl sonra günümüzde Amerikanın, İngilterenin ve İsrailin desteği ile 15 temmuz darbesine teşebbüs ettiler. Allaha şükür muvaffak olamadılar. İşte cumhuriyetimizin kuruluşunun bu 100. Yılında yine faaliyetteler. Yıpratma taktiğine devam ediyorlar. Bizim saf müslümanların bazıları da bunların gazına gelerek, kendi devletine zarar veriyorlar. Bunları yutmayalım. Daha yedekte tuttukları, adı duyulmamış ne fetolar var bilesiniz.
Ancak 15 temmuz gecesi Türk Devletinin sahipsiz olmadığını, devletin teminatı ve siğortası olan Ülkücülere çarpıldılar. Bir kez daha cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünü, egemenlik ve çocuk bayramını kutlar, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına Allahtan rahmet diliyorum.