7 Şubat 2023 günü CHP il örgütümüzün görevlendirmesiyle Nurdağı ve İslahiye ilçelerimizde görevlendirildik. Oradaki yıkıntılara, acılara tanıklık ettik.
7 Şubat 2023 Tarihe şöyle not düşmüşüm:
- Deprem bir kez daha gösterdi ki biz vatandaşlara, "çaresiz" yöneticiler değil çare üreten yöneticiler gerek!
- Deprem bir kez daha gösterdi ki, "geçmiş olsun' demekle geçmiyor, kalıyor.
- Deprem bir kez daha gösterdi ki koltuğa oturmaya değil,her şeyi öngörebilen ve önleyen yöneticiler gerek.
- Deprem bir kez daha gösterdi ki, bir insanın yapabileceği en fazla oturup derdine yanmakmış!
- Deprem bir kez daha gösterdi ki;
Çürük bina öldürüyor,
öngörüsüzlük öldürüyor,
bilime sırt çevirmek öldürüyor,
cehalet öldürüyor,
çaresizlik öldürüyor,
zamanında yapılması gerekenlerin zamanında yapılmaması öldürüyor,
plansız yerleşim alanları,
inşaatın sağlam yapılmaması öldürüyor,.... öldürüyor.
O yardım çığlıklar, o sesler,o yardım bekleyen iki satır yazılar...
Acı çok büyük!
Bekliyoruz ve ağlıyoruz!
Elimizden başka bir şey gelmiyor.
Ne yazık ki 'geçmiş olsun' demekle geçmiyor,geçmeyecek!
6 Şubat 2024 günü, sabah saat 03.45'te, Gaziantep İbrahimli'de artık derin bir "yara" olarak kalmış yıkılan Polat Sitesi önünde;
CHP grup başkanvekili Gökhan Günaydın ve 10 milletvekilimiz ile birlikte CHP il örgütümüz, Sivil Toplum Platformu üyeleri ve depremde ölen vatandaşlarımızın yakınlarının katılımı ile toplandık. 04.17'de saygı duruşunda bulunduk.
Sonra Genel başkanımız Özgür Özel'in İslahiye ve Nurdağı programına katıldık. Bir kez daha gördük ki acı "Geçmiş olsun" demekle geçmiyor. Kaybedilenler gelmiyor.
İslahiye ve Nurdağı'nda çalışma arkadaşlarımla geçen bir yılda neler yapılmış diye bir bakındık: Deprem evleri yapılmaya devam ediyor. Enkazlar, yıkıntılar kaldırılmış!
Peki,içimizdeki "enkaz", "yıkıntı" ve acılar kaldırılmış mı?
Velhasılı, toplımsal hayatımızı düzenleyen siyaset kurumuna önemli görevler düşmektedir.
Esasında, hayatımızda olup biten her şey alınan bir siyasi karar neticesinde değil midir?
Eğitimimiz, sağlığımız,barınmamız, beslenmemiz,giyimimiz, kültürümüz, hayat yolculuğumuz... siyasi bir kararın yansımasıdır.
Deprem bir doğa olayı gibi hissedilmeliydi! Bir felaket gibi hissedilmemeliydi!
Siyasi kararları alanlar, iktidarlarını siürdürmek için değil olabilecek felaketleri önlemek için almalıdırlar!
Fay hatlarının üzerine kurulmuş çok katlı ve depreme dayanıksız evleri gördükçe yaşadığımız bu felaket bir siyasi tercihin sonucudur.
Güvenli bir gelecek,dünün ve bugünün alınan siyasi kararlarının sorgulanmasından geçer!
Felaketleri önleyecek olan bilimsel temelli alınmış doğru siyasi kararlardır.
Acı hepimizin acısı. Yeni acılar yaşanmaması için çocuklarımızın huzurlu bir ülkede yaşamasını istiyorsak, siyasi kararların niçin alındığını sorgulamamız gerekiyor.
Velhasılı 6 Şubat depreminin birinci yıldönümünde depreme dayanıklı şehirler kurmalıyız.
Yerel seçimler arifesindeyiz,ranta değil, bilimsel bilgiye önem veren yerel yöneticiler seçmeliyiz..
6 Şubat'ın yıl dönümünde kaybettiğimiz bütün yurttaşlarımızı saygıyla anıyorum.