?>

Aha, işte şimdi ÇIKTIK sayılır AY’a...

Mümtaz Şahin

4 yıl önce

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı TÜBİTAK’ın (yani Türkiye BİLİMSEL Araştırma Kurulu’nun) Ankara Mamak’ta bulunan binasındaki toplantı odası için 9 Mart 2021’de 964 000 (yani, eski parayla bi TRİLYONA yakın) liralık sözleşme imzalanmış. Bakın hele neler neler yapılmalıymış: “170 m2’lik odada ses yalıtımı ve GİZLİ IŞIK aydınlatması sistemi kurulacak. Duvarlar mermer ve MDF malzemesi ile kaplanacak. KAPILAR DEĞİŞTİRİLECEK, yeni kapılarda ÖZEL İMALAT KULPLAR TAKILACAK. Pencerelere motorlu ve ahşap jaluzi takılacak.” Bence, yani BANA GÖRE gayet CÜZ’İ bi meblağ ve MÜTEVAZI bi tadilat. İçinin mefruşatı için ne kadar harcanır, şimdilik orası meçhuldür ve belki de buna yakın olacaktır. Ve yine Bence, binanın diğer katlarında JAKUZİLİ banyo, SAUNA ve yüzme HAVUZU da olmalıdır. Çünki, KIZILAY’dan geri kalınmamalıdır. Bakın hele, KIZILAY’ımız, İstanbul Genel Başkanlık Makamı için 2016’da İstanbul Rumelihisarı yakınlarında Boğaz manzaralı 450 metrekare büyüklüğünde YÜZME HAVUZLU KÖŞKÜN aylığını 12 000 DOLAR'a (yani şimdiki parayla 100 000 liracık kadara) kiralamış ve FAKİRLER, âcizler ve öksüz-yetimler için faaliyetini buradan yürütmeye başlamış ve burada ASKIDA PİZZA Procesi bile başlatmış ve ahâliden 10 lira bağış alabilmek için SMS yayınına bile geçmişti ya, neyse … Meğer, BENCE, yani bana göre, şimdiye kadar TÜBİTAK’ın toplanacağı bööle İTİBARLI bi toplantı SALONU yokmuş ki toplanıp da bi şeyler İCAD edip bazı şeyleri KEŞFETMİŞ olamıyorlarmış. Ya da, toplantı salonundaki koltuklar eskiymiş ve rahat oturulamıyormuş ve belki de KAPI TOKMAKLARI da tam olarak AVUÇLANAMIYORMUŞ da salona girerken moralleri bozuluyormuş ki, bi İNIVEYŞIN (innovation) yapılamıyormuş !? Tabii ya, bunca BÜYÜK ilim adamlarımızın ööle İTİBARSIZ, sönük-sünepe salonda tam verimli çalışması mı olurmuş ki ... ? Olamıyormuş netekim. Ama şimdi o 170 m2’lik salonda 13 kişilik BİLİM Kurulu üyeleri KOŞARAK bile bi şeyler AKL EDEBİLECEKLERDİR mutlaka ve inşaAllah. Biliyorsunuz ki, bizde İTİBARLI olmak, yani hatırı sayılmak, MUTEBER bir insan olarak kabul edilmek ve DEĞERLİ olarak anılmak, yani SAYGIN olmak; yapılan masrafın fazlalığı, gösterilen ŞATAFATIN ihtişamı, SALTANATIN azâmeti ve ŞÂŞAANIN parlaklığı ve göz KAMAŞTIRICI olmasıyla ölçülür. Bunlar ne kadar fazlaysa “İTİBAR” o kadar çok demektir. "GÂVURLAR" bunu bilmezler ve bilemedikleri ve öğrenemedikleri için de, bizim SARAYIMIZDA ve salonlarımızda olan bitenleri GISGANIRLAR ya, neyse … Esasen, TÜBİTAK’ın bağlı olduğu Bakanlığın Sayın Bakan’ı VARANK beyefendi, arada bir ve hatta sık sık yeni bir FÜZE denemelerinin başarıyla sonuçlandığını anlatıp dururken, 11 Nisan’da da, AY MİSYONU İÇİN İLK ATEŞLEME töreninde “Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Ay’a gönderilecek insansız araçta kullanılması planlanan milli ve özgün hibrit roket motorunun, ilk ateşlemesini yaptığını. Delta V Uzay Teknolojileri A.Ş.’de gerçekleştirilen testte hibrit roket motorunun ilk sınavını başarıyla geçtiğini” müjdelemişti de gururdan koltuklarımız kabarmıştı. İşte bu MÜJDE ile 2023 yılını iple çekmekteyiz. Bundan sonra TÜBİTAK'a düşen iş, sırf gençlerimizi teşvik etmiş olmak ve yeni Türkçe lisana göre, MOTİVE edip PERFORMANSLARINI artırmak için, gençlerimizin İCAD ettiği; NAMAZ ÖĞRETEN SECCADE; ZİKİR ÇEKEN TESBİH gibi icadlara da ödül vermesi lazımdır diye düşünmekteyim (ama belki de verilmiştir bilememekteyim) Çünki; KUR’AN okunduğunda çok çabuk BÜYÜYEN FASÜLYE fidesi mucidine TÜBİTAK tarafından ödül verilmiş idi. Ve bununla kalınmamış; “2016 Yılı Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması” çerçevesinde hazırlanan “TİLLO EVLİYALARININ KERAMETLERİ projesini" Bölge elemeleri anlamına da gelen bölge sergisine davet edilen projeler arasında yer alan “KANSER HASTALIĞINI YENMEDE DİNİ İNANCIN, DUANIN ve Olumlu Düşüncenin Etkisi Üzerine Bir Araştırma Projesini; “Kötü söz söyletilen kavanoz” ve falan filan PROCESİNİ kabul etmişti. İşte görüyorsunuz ya, böyle PROCELERİN teşvik edilmesini sağlamak için kabul edilmek suretiyle geliştirilecek yep yeni proceler sayesinde bu gidişle 2023 kalmaz UÇARIZ ve FEZANIN bütün derinliklerine ulaşırız diye AKLETMEKTE ve FİKREYLEMEKTEYİM. Ne o, inanmadınız mı yoksa ? inanmayanınız varsa eğer, Google amcaya sorup öğrensinler veya birkaç sene evvelini akıllarına getirsinler yeter.
YAZARIN DİĞER YAZILARI