?>

Artistle Münafık Arasındaki Fark

Burhan Bozgeyik

2 yıl önce

Artistlik, san’atlar içerisinde en zor olanıdır. Senarist, rejisör, yapımcı üçlemesinin elinde şekillenir. Kendisine biçilen rolün en iyi şekilde hakkını vermeye çalışır. İyi rol yaptığı nispette film piyasasında yükselir. “Aranan kişi” olur. Bazen iyi, bazen kötü adam olur. Rolünü çok iyi oynayanlar seyirciye öylesine tesir eder ki; seyirciler onun artist olduğunu unutur. Kötü adam rollerinin kralı Erol Taş’ı dövmeye kalkar. Kurtlar Vadisi dizisinin efsane karakteri Süleyman Çakır (Oktay Kaynarca), rol gereği vurulup öldüğünde gıyabî cenaze namazını kılar.  Artistlerin dizilerde rol icabı farklı karakterlere bürünmesi seyircinin kafasını karıştırsa da, kısa zamanda bu tuhaf duruma da alışır. Meselâ, Barış Bağcı, “Diriliş Ertuğrul” dizisinde Moğol Kumandanı Baycu Noyan karakterini oynuyordu. “Kötü adam” rolünü çok iyi oynadı. Aynı artist, bu defa “Alparslan Büyük Selçuklu” dizisinde seyircinin karşısına Tuğrul Bey rolü ile çıktı. “İyi adam” rolünü de çok iyi oynuyordu. Adı üstünde “artistti” ve artistlik yapıyordu. Artistlik ve artistlerin farklı rollere bürünmeleri deyince, çok çarpıcı bir misal daha verelim. Gürkan Uygun. Kurtlar Vadisi dizisinin meşhur “Memati Baş”ı…. “Teşkilat” dizisinin bir önceki sezonunda vatan hâini “Yıldırım” rolünde idi. “Hâin rolünün” hakkını hakkıyla verdi. Kötü adamı çok iyi oynadı. Ekran başındaki seyircileri hayli öfkelendirdi. Seyredenler, “Vay hâinoğlu hâin!” diye öfkelerini dile getirdiler. Aynı isim, aynı dizinin bu seneki bölümlerinde bu defa seyircilerin karşısına “Efkar” karakteri ile çıktı. Bu defa vatanperver biri idi. Rolünü yine çok iyi oynuyordu. Bu defa da seyircilerin gönlünde taht kurdu. Zira rolünün hakkını veriyordu. Artistlerin bu şekilde san’atlarını icra etmelerini niçin anlattık? Sözü asıl konumuz olan münafıklara getirmek istiyoruz. Münafıkların anlaşılması için bu artistlerden örnekler verdik. Bakınız yukarıda örneğini verdiğimiz ve daha pek çok örnek verebileceğimiz artistler, kendilerine verilen rolleri en iyi şekilde oynamaktadırlar. Münafıklar da öyle... Kendilerine verilen rolleri mükemmel şekilde oynamaktadırlar. Belki de en meşhur artistleri ceplerinden çıkaracak derecede bir mahâretle… Artistler, en kötü adam rolünü oynasalar da onların verdiği zararlar filmde kalmaktadır. Münafıkların verdiği zararlar ise filmdeki gibi değildir, gerçektir ve müthiş tahribat yapmaktadır. “Lawrence”yi (Lavrens) hatırlayınız. Bir adam koca imparatorluğun kolunu kanadınız kırmıştır. Yaptıklarının sonunda, Suudî Arabistan, Ürdün, Mısır, Irak, derken Filistin, Suriye elimizden çıkmıştır. Diyeceksiniz ki ona “münafık” denmez, “ajan” denir, öyledir ama o uzun bir müddet “Müslüman” rolüne bürünmüştür. Kendisi söylüyor; “Kendimi rolüme öylesine kaptırmıştım ki, kimsenin olmadığı zaman da namaz kılıyordum” diyor.  İslâm tarihindeki meşhur münafıkların yaptıklarını hatırlayınız. Asr-ı Saadet’teki meşhur münafık Abdullah b. Übey b. Selül’ün yaptıklarını ve Şiiliğin temelini atışını; Şii vezir Alkame’nin Moğollarla işbirliği yaparak 750 bin Bağdatlı Müslüman’ın hunharca katledilmesine zemin hazırlamasını, Selçuklu ve Osmanlı Devleti’nin içerisindeki münafıkların yaptıklarını hatırlayınız.  Kur’an-ı Kerim’i okuduğumuzda münafıkların ne kadar tehlikeli bir mahluk olduklarını anlamaktayız. Rabbimiz (cc) bizleri münafık tehlikesine karşı îkaz buyurmuştur. Bunlar rollerini öylesine mükemmel oynamaktadırlar ki, bir zamanlar komünist iken bir anda takva ehli bir Müslüman olabilmekte, bir zamanlar her türlü haltı yemelerine mukabil, birden tavır değiştirip ahlak timsali bir kişi rolüne bürünebilmektedirler. Bunların dışı yeşil, içi kızıldır. Gerçekte kalblerinde zerre kadar merhamet yoktur. İsterse bütün Müslümanlar cehenneme gitsin, umurlarında bile değildir. Teşkilat dizisindeki Yıldırım gibi, ecnebilerle iş birliği yapmaktan, vatanını satmaktan çekinmezler.  Artistle münafık arasında fark şudur: Artist kötü adam rolü ve bazen de kâfir rolü oynadığı için tevbe eder ve kâfir rolü için de tecdid-i îman eder (Zira kâfir rolünü oynamak da küfürdür), paçayı kurtarır. Ancak münafık öyle değildir. Hem dine, hem vatana, hem ümmete ihanet ettiği için cehennemin en dibini, veyl deresini boylayacaktır. Veyl olsun, o münafıklara…
YAZARIN DİĞER YAZILARI