-Türkler daha Türk adını almadan önce Irk adı UR idi. UR Medeniyeti denirdi. URARTU'lar da bu soydandır. URUK, IRIK, IRK sözcükleri ve TURANİ ve GURANİ sözcükleri de hep UR kökünden türetilmiş sözcüklerdir.  Türk Dil Guruplarına aynı zamanda TURANİ DİLLER de denilmektedir.  Türk boylarına da TURANİ kavimler denilmektedir. Türkler, TURAN ELİ denilen Türkistandan dünyaya dağılınca, yabancılaşmalar başlamıştır. Bu yabancılaşmanın önüne geçmek için TURANCILIK adında Siyasi bir akım başlatıldı. Bu akımı başlatanların başında DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK sözü ile ön plana çıkan Gaspıralı İsmaildir. Mustafa Kemal Atatürktür ve Sosyolog Ziya Gökalptir. TURANİ kavimleri bir araya toplamak idealine TURANCILIK denildi. Turan sözcüğünün anlamı bir araya toplanmak demektir. Türkler için Turancılığın günümüzdeki adı TÜRK BİRLİĞİDİR. Türklerin(cihan hakimiyeti mefkuresi) dünya hakimiyeti idealine KIZIL ELMA denildi.  -Türkçü ve Turancı düşünür Ziya Gökalpin görüşlerine önem veren Mustafa Kemal ATATÜRK, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerini Türkçülük üzerine inşa etmiştir. Göktürk'lerden sonra ilk defa Türk ismini öne çıkaran ve Devlet adı yapan Atatürk'tür. Aynı zamanda Atatürk'ün bir Türk Milliyetçisi ve Turancı olduğunu yazılarından anlıyoruz. Bakın e diyor: -Türk Birliği’nin bir gün mutlaka hakikat olacağına inanan Atatürk, ileri görüşlü bir devlet adamı olarak çok uzun yıllar öncesinden Sovyetler Birliği’nin dağılacağını tahmin etmiş ve Türkiye’yi yönetecek olanların o günlere hazırlıklı olmalarını isteyerek kendisinden sonraki devlet adamlarına bir siyasi vasiyet niteliğindeki şu sözleri söylemiştir: -“Sovyetler Birliği bugün dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yakında ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim bu dostumuzun yönetiminde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprüleri sağlam tutarak... Dil bir köprüdür; tarih bir köprüdür; inanç bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekir.” (29 Ekim 1933) -Türk Birliği’nin bir gün mutlaka hakikat olacağına inanan Atatürk Finlandiya(FİNOGUR) da yayın yapan “TURAN“ adlı bir gazete çıkarttırmış ve el altından bu gazetenin finansını bizzat devlet bütçesinden sağlamıştır. Bu gazete Atatürk’ün ölümüne kadar yayımlanmıştır. Peki biz TURAN'a, yani TÜRKBİRLİĞİNE hazırlandık mı, hazır mıyız. Atatürkün işaret ettiği gibi, 1991 de Rus imparatorluğu dağıldığında Türk Devleti hazır değildi maalesef... Ancak Alparslan Türkeş ve Başbakan Süleyman Demirelin birlikte Türki Cumhuriyetlere seyahatleri ve alınan önemli kararlar TÜRKBİRLİĞİ  için ilk önemli bir adım oldu. Bir duraklama dönemine girildi ve bu temelin üzerine yine 2020 li yıllarda mhp nin Cumhur ittifakına girmesi ile Görüşmeler başladı ve önemli adımlar atıldı.  - Atatürk, Türk Birliği konusunda şöyle der: “Türk Birliği’nin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapatacağım. Türk Birliği’ne inanıyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak, dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türklüğün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak; güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecektir.” (İsmet Bozdağ, Atatürk’ün Sofrası, s. 138) -Günümüzde Turan ve Turancılık ve Türk Birliği ideali çokça konuşulmaya balandı. Turan adlı partiler, dernekler kuruldu.. İnşallah Atatürkün Türk Birliği oluşmadı diye açık kalan gözleri huzur ile kapanacaktır. Mekanı cennet olsun. Bu nedenle ödev olarak Turan konusunu seçtim.