?>

Bence o TRENİN LASTİĞİ PATLAMIŞTIR !?

Mümtaz Şahin

4 yıl önce

Diyorlar ki, "Ulaştırma Bakanı ADİL Bey’i kim YANILTTI ?" Efendim mesele şu:   Bir GELİN gibi SÜSLENEN ve beyaz eşya yüklenen, ilk ihracat TRENİNİN ÇİN’e uğurlanma TÖRENİ evvel gün yapıldı diye SEVİNMİŞTİK ya … Meğer, 4 Aralık saat 14 00’ da Kazlıçeşme’den kalkan tren, törenin ardından SÜS pankartları sökülerek tekrar Halkalı istasyonuna getirilmiş ve orada bırakılmış.   Yani İHRACAT falan YAPILMAMIŞ. Sadece TÖRENİ yapılmış. Evet, Bence o Trenin LASTİĞİ PATLAMIŞTIR ve TAMİR için tamirhaneye çekilmiştir ve LASTİK tamircisi aranmaya başlanmıştır.   Ama eğer, işin içinde bir “KANDIRMA” varsa bu iş de (Merhum) KELLE MUSTAFA’nın başına gelenler gibi olmuştur:   Antep’in eski halini bilenler bilir. Yazlık pavyonlar İstasyon caddesindeydi. Şehirlerarası otobüsler de oralardan kalkar ve başka yerden gelenler de oradan geçer giderdi.   Hayatları yazılabilse ciltlere sığmayacak kadar eğlenceli kitaplar olacak bizim grup (Kelle Mustafa, Altay, Necati, Yavan Mamet, Eş.. Ahmet, P.. Metin) sık sık yaptıkları gibi, lokantanın birinde epeyce içtikten sonra biraz da “MÜZİK ALMAK” üzere oradaki bir pavyona gitmişler. Vakit gece yarısını epeyce geçince de evlerine dağılmak üzere ayrılmışlar. KELLE ile P.. METİN kalmış. METİN, Urfa’dan gelip Ankara’ya giden bir otobüsü durdurup “aha bu Belediye otobosu, senin evinin önünden geçer” diyerek KELLE’yi içeri atmış. Maavine yol parasını da vermiş. KELLE, otobüsün arka koltuğuna oturur oturmaz uyumaya başlamış.   Bir müddet sonra, bozuk asfaltta tekerlerden gelen takır-tukur gürültüye uyanmış ve bunun, evin yanındaki inşaattan geldiğini sanmış ve işçileri azarlamak için gözünü açtığında da;   “DENİZ kenarında olduğunu görmüş”.   Maavini çağırmış, “Ben neredeyim lan” demiş. Maavin de, şu anda TUZ Gölü kenarında olduklarını ve Ankara’ya gittiklerini söyleyince, KELLE ayılmış, anlamış ve “Allah nalet ede lan Metin” diye sövmeye başlamış. Çaresiz, inmiş Ankara’da. Kısa kollu gömlek, sabahın soğuğu, cepte para yok. Ankara’da tek tanıdığı eski bir asker arkadaşı. Dükkânı Cebeci’de. O zamanlar Etlik’te olan otobüs garajlarından Cebeci’ye kadar titreye titreye yürümüş. Arkadaşına sığınmış. (İşin bu tarafı da ayrı bir mizahi yazı konusu, ama yazı uzamasın hele)   Bu arada Antep karışmış, KELLE MUSTAFA’yı aramaya başlamışlar. Nihayet METİN’e ulaşmışlar. Metin, “Merak etmeyin birkaç gün sonra gelir” demiş ve arayanları sakinleştirmiş.   KELLE de, 3-4 gün Ankara’da kalmış ve sonra Antep’e ulaşabilmiş. Neyse … Meselemize döneyim hele. Vallahi bilemiyorum;   LASTİK mi PATLADI, yoksa birileri Bakan Bey’i KANDIRDI mı, n’oldu da memleket bu hâle düştü ?   Benim CÜCÜK aklım buna yetmedi, tam olarak karar veremedim. Hele bir de siz düşünün sayın Seyirciler, nassı oldu, n’oldu, kim kimi kandırdı ?
YAZARIN DİĞER YAZILARI