?>

Bir de böyleleri bulunsun!

Burhan Bozgeyik

6 yıl önce

Bizim devlet çok şanslı. Zeki, kafası çalışan, iş bilir ne kadar adam varsa bünyesine katmış. Üniversiteler, devlet daireleri, istihbarat teşkilatları, polis teşkilatları, hâkimler, savcılar… Bakıyorsunuz, hepsi müthiş zeki insanlar. Bu elbette güzel bir şey. Ancak bir devletin bekası, emniyeti, yükselmesi için bunlara ilaveten bütünüyle bağımsız, bağlantısız, hür düşünceli, araştırmacı, helalinden kazanan, gözü gönlü tok insanlar da lazım.

Bağımsız; yani bir devlet kuruluşuyla resmî veya gayri resmî bir bağı, bağlantısı olmayan… Belediyeler dâhil herhangi bir resmî kuruluştan (buna Cumhurbaşkanlığı kuruluşları da dâhil) maaş almayan…

Bağlantısız; ne dahilî, ne haricî herhangi bir kuruluşa üyeliği, bağı, bağlantısı olmayan. Bir cemaate, bir gruba, bir hizbe mensubiyeti olmayan…

Hür düşünceli; insanlar ne der, devlet ne der, iktidar mensupları ne der endişesi taşımayan…

 

Araştırmacı; devamlı okuyan, araştıran, dünyada olup bitenleri tahlil edebilen…

Helâlinden kazanan; alın teri ile kabiliyeti ile helalinden kazanan… Sanatçı ise bunun karşılığında aldığı para ile yazar ise yazılarından ve kitaplarından aldığı telif geliri ile geçinen… Resmî veya gayri resmî kuruluşlardan ve şahıslardan ulûfe beklemeyen, verilse bile reddeden…

Gözü gönlü tok; hırslı olmayan, servet edinmeyi düşünmeyen, gözü gönlü tok, cömert, yardımsever, hamiyet sahibi…

İşte bir de böyle insanlar da lazım. Bu evsafa sahip insanların sayısı çok değildir. Hatta belki kelaynak kuşları gibi nesilleri kesilmek üzeredir. Bunların nesli bütünüyle kesilmeden koruma altına almak, onlara sahip çıkmak lazım. “Sahip çıkmak” derken, VİP salonlarına alınsınlar, izzet ikram görsünler demiyoruz. Zaten o vasıftaki insanlar bunları istemezler. Gölge edilmesin, başka ihsan istemez.

Yazdıklarıyla eserleriyle, icra ettikleri sanatlarıyla rüştünü ispat etmiş kimselerin telefonları niçin dinlenilsin, niçin takibata alınsın, yazar olduğunu söylediği halde bir PTT memuru tarafından niçin hakarete uğrasın, kitapları niçin toplatılsın, niçin hapsedilme endişesi taşısın…

Dikkat buyrulsun, bu gibi insanlar, zaten kanunu, nizamı tanıyan kimselerdir. Bunlar bölücü değil, birleştiricidir. Devletin bekasını, milletin huzurunu isterler ve düşünürler. Bu gibi insanlar rahat bırakılmalı…

Şair, “Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et!” diyor. Bu gibi insanlar susarsa, işte o zaman devlet de millet de matem etmeli. Bu gibi insanların yaşamasına, düşüncelerini açıklamasına, araştırmalarını kitaplaştırmasına, kitaplarının yayınlanmasına engel çıkartılıyorsa, ayağına çelme üstüne çelme takılıyorsa, o ülkenin durumu vahim demektir.

Bu gibi insanlar, sadece ve sadece doğru bildiklerini ve doğruyu söylerler. Doğruya doğru, yanlışa yanlış derler. Bundan da rahatsızlık duyulması yanlış. Herkes iktidarı ve iktidar mensuplarını övecek diye bir kaide olmamalı. Bir de doğruyu çekinmeden söyleyecek kimseler lazım. Eskiden halk, “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var!” diye haykırırmış. Şimdi halk böyle haykırmıyor, haykıramıyor. Bırakınız bu gibi bağımsız, bağlantısız, kelaynak kuşları gibi nesli kesilmek üzere olan kimseler, bunu desin, diyebilsin. İktidar mensupları, ya da devletin diğer kuruluşları ona göre daha dikkatli hareket ederler. Ya da söylenilenleri dikkate alarak daha güzel icraatlara imza atarlar.

Bir ülkeye böyleleri, yani vasıflarını sıraladığımız kimseler de lâzım. Hatta elzem. Zaten bu gibi insanlar yoksa endişe etmek lazım. Hem bekadan, hem hürriyetten, hem istiklâliyetten, hem huzurdan, hem refahtan…

YAZARIN DİĞER YAZILARI