?>

BİR SOSYAL DENEYİN SONUCU

Karaca Bozgeyik

6 yıl önce

Bu deneyi ne kadar sürdürebilirdim, bilmiyorum. Çünkü korktum. Korkunç bir şey olurdu; Sadece ‘gözetleyerek’ yaşamak. Iıyy tüylerim diken diken oldu. Hiç bir ‘yaşam’ belirtisi vermiyorsun, sadece izliyorsun.

Sosyal medyadan söz ediyorum. Bir hafta hiç bir ‘tepkimeye’ girmeden, sadece izleme deneyine giriştim. Bir hafta dayanabilecek miydim? Dayandım. Bu arada bu bir hafta içinde doğanlara huzurlu ve sağlıklı bir hayat, ölenlere rahmet, hastalananlara geçmiş olsun diliyorum. Gezenlere iyi gezmeler, yemek yiyenlere afiyet olsun, içenlere yarasın, aday olanlara başarılar, yeni işyeri açanlara hayırlı olsun diyorum. İşsizlere iş, ayrılanlara kavuşma, borçlulara sabır temenni ediyorum. Yolculara iyi yolculuklar dilerim.

Zor bir deneydi. Adeta ‘ölü’ taklidi yapıyorsun. Tam bir ‘poker surat’ hali. Elindeki küçük ekrana bakıyorsun ‘renk vermiyorsun’. Yazılanları okuyorsun, fotoğraflara bakıyorsun elinden bir şey gelmediği gibi, aklından da birşey gelmiyor. Elini tuttuğun gibi,aklını da kapatıyorsun, vicdanınıda; Görmüyorsun, duymuyorsun. Mazallah, bir şey düşünüpte yazarım diye korkuyor insan. Hatta yaşıyor muyum? diye arada bir kalkıp aynaya bakmaya gidiyorsun, evet bu benim ve yaşıyorum. Bir kaç emojiyi aynada kendi kendine yapıyorsun; Gülme, ağlama, sevinç, şaşkın, kızgın, üzgün, şakacı v.s. Evet evet canlıyım. Emojili hayat. Tam bir hayat.

Bu bir hafta süre içinde bir kaç izlenimimi sizlerle paylaşmak isterim: Sosyal medya her şey değil. Hiç bir şeyde değil. Orda kendini buluyorsun, kaybedebiliyorsun da. Orda bir kahramansın, kendi kendinin. En yakışıklı sensin, en güzeli de. Orası sanal bir dünya. Yazılanlar kalıcı. Gün gelir yazdıkların hesap sorar senden. Sosyal medya, ikilemler Dünyası. Onla da olmuyor onsuz da.

Bu süre zarfında gözetlediğim bir kaç konuya içimde sakladığım yorumlarım var, paylaşmak isterim.Seçim ‘sathı mahalindeyiz. 31 Mart'ta yerel seçimler var. Çarşı pazarın seçimden haberi yok galiba fiyatlar ateş pahası, sosyal medyada sebze fiyatları etiketleri uçuşuyor. Vatandaşın derdi seçim değil, GEÇİM. Çiftçi üretemiyor. Esnaf satamıyor. İşsiz iş bulamıyor. İşçi geçinemiyor. Emekliye Allah yardım etsin.

Haa birde tövbe tövbe ‘ruzu mahşerde berat belgesi’ konusu var ki! Bu seçimlerde Sivas’a taşınmayı kılpayı kaçırdım. Eski Bakan İsmet Yılmaz o açıklamasını on gün önce yapsaydı,seçmen kaydımı Sivas’a alır dediği başkan adayına oyumu verir, belgemi kapardım. Ah be ‘bakanım’, seni Milli Eğitim Bakanlığı'ndan tanırız. Neyse ki dualarımız tuttu,çok ‘Bakmadın’ o koltuktan...

Seçimlere girecek partilerin hepsinin birleştiği ona çok yüksek değer atfettiği ortak nokta: Halkımız. Halkımız yukarı halkımız aşağı. Halkımız derken ağızlarından bal damlıyor. Herşeyi bu ‘halkımız’ için yapıyorlar. Ancak bu halkımız kendileri için çekilen ‘çilelerin’ farkında değil. Demek ki, halkımız biraz kararsız. Bu kararsız davranışlarına rağmen partiler bu halkımızı çok seviyorlar. İyi ki seviyorlar. Halkımız ile ilgili bir kaç istatistik vermek isterim, sosyal medyada yayınlandı: Yoksulluk sınırı 6542 Tl. Temel ihtiyaç derneğine temel ihtiyaçların karşılanması için başvuranlar arttı. 52 kentte yapılan bir araştırmada her iki kadından biri psikolojik desteğe ihtiyaç duyuyor. Fen, matematik ve okuduğunu anlamada ilk elli ülke arasında yokuz.

Ağrısıyla, sancısıyla bir sosyal medya deneyi sonucunu sizinle paylaşmaya çalıştım. Bir daha böyle bir deney YAPAR mıyım, bu çılgınlığa kalkışır mıyım? Bırakalım halkımız karar versin!

YAZARIN DİĞER YAZILARI