Bugün 10 Kasım. Vardır iki yasım. Gazi Mustafa Kemal'imizi ve Serdengeçti'mizi kaybettik. 10 Kasım bizim hüzün günümüz. Mekanları cennet olsun.
Serdengeçti'nin ifadesi ile bir defa mebus, 6 defa mahpus oldu. İki ismetten çektiğimi kimseden çekmedim dedi. Biri hürriyetimden etti, biri zürriyetimden etti dedi.
Bir gün MHP kongresinde gençler durmadan bağırıyorlar. Protestolar yapıyorlar. Osman Yüksel Serdengeçti sabrediyor olmuyor. En sonunda kalpağını tavana kadar fırlatıyor, gençleeer...! Adamın sigortasını attırmayın! Diye bağırınca, gençler suspus oluyorlar.
Çünkü o çok sevdikleri, saydıkları üstadları Serdengeçti olaya el koymuştu. Bir bildiği var, susup dinlemek lazım. Üstad Necip Fazıl ile cezaevi hayatı var. 1944 lerde Başbuğ Türkeş ile birlikte tabutluklarda işkence gördüğü için sağ tarafından felç geçirmişti ve durmadan titriyordu ve bu hastalığını soranlara: Atamız Bilge Kağan, ey Türk titre ve kendine dön dedi, ben bir titredim, bir daha durmadım diyerek kendisi ile bile dalga geçecek kadar kendisi ile barışık biri idi. Meşhur ayasofya şiirinin şairi. Ayasofya, Ayasofya! Seni çırılçıplak soyan kim? Diyordu.
Bir gün meclise kravatsız girilmez demişlerdi. Herkes merak ediyor ki, Osman Yüksel ne yapacak. O kravatı beline bağlayıp küçük osmanın üzerine salıvermiş içeri girmek üzere iken, dur kravatsız meclise giremezsin diyen görevliye işte kıravatım var demiş. Görevli kravat oraya asılır mı deyince, o şu cevabı verir. Göster bana, meclisin tüzüğünde kravatın nereye asılacağı yazılı değil. Ben de kravatımı istediğim yere takarım dedi ve Osmanın meclise girmesini yine engelleyememişler. O bu hareketiyle, bize batıdan dayatılan kıyafeti bir nevi protesto ediyordu. O bir gün meclisin dönerli kapısından girerken, bir türlü içeri germez ve bir kaç tur atar ve nükteyi koyar: bakın Döneklik daha meclisin kapısında başladı der.
Not. Hanımının adı da İsmet idi. Çocuğu olmadı. Mekanı cennet olsun. Onu unutmayacağız.