Ülke olarak gerçekten bağımsız olduğumuzu düşünüyor muyuz?
Örneğin siyasette,
Ekonomide,
Eğitimde,
Sağlıkta,
Sanayide,
Teknolojide,
Kültürde,
Tarımda....
Hiç düşündünüz mü bu saydıklarım içerisinde dış güçlerden bağımsız hareket ettiğimiz bir alan var mı?
Adeta kangrenleşmiş bir yara haline gelen dışa bağımlılık neden başımıza her gelen iktidar tarafından bir türlü çözülmez, çözülemez?
Bunun arkasında yatan sebep acaba iktidarları dış güçlerin belirliyor olması mıdır?
Örneğin tek başına gelen iktidarlar,
Menderes Demokrat Parti’si,
Özal’ın Anavatan’ı
Ve Erdoğan’ın AKP’si...
Gerçekten kendi bileklerinin gücüyle mi geldiler iktidara?
Yoksa Washington’dan icazet alarak mı?
Beyler!
Kimse kimseyi kandırmasın şuan her şeyimizle dış güçlerin kontrolünde ilerliyoruz?
Acı ama gerçek?
Bakın yakın döneme;
Almanya ile casusluk krizi yaşadık;
Erdoğan hak ettiği cezayı çekecek dedi Merkel’den açıklama gelince anında salıverildi,
ABD ile rahip Brunson krizi yaşadık;
Erdoğan ben sağ oldukça rahip çıkamaz cezasını çekecek dedi,
Beyaz Saray konuyla ilgili açıklama yapıp sopasını gösterince anında “U” dönüşü yaparak şak diye salıverdik.
Rusya ile uçak düşürme krizi yaşandık;
Bizim asrın liderimiz efelendi laikin ne fayda;
Putin konu ile ilgili açıklama yapınca anında çark ediverdik.
Yanı başımızda kaynayan Ortadoğu politikamızda batı paralelinde belirlenmiyor mu? Bu yaşanan olaylara benzemiyor mu?
Yanı başımızda Suriye politikasında Akşam yatıyoruz farklı,
sabah kalkıyoruz farklı, değil mi?
AKP iktidarlarının politikalarını incelediğimizde durum aynı değil mi?
Bu gün ülkemizin geldiği nokta ortada değil mi?
Sözün kısası, zaman değişir, iktidarlar değişir, isimler değişir ama AB ve ABD’ye biat kültürü değişmez.
Peki, bu böyle mi devam edecek?
Hiç değişmeyecek mi?
Elbette değişir ve değişecek peki ne zaman?
Mustafa Kemal politikaları yürürlüğe girdiği zaman.
Mustafa Kemal ilke ve inkılapları göz ardı edilmediği zaman, yok sayılmadığı zaman.
Unutmayınız ki Mustafa Kemal politikaları göz ardı edilerek esaretten kurtulmamız mümkün değildir.
Başka nasıl kurtuluruz esaretten,
Milli üretim ekonomisi hayata geçirildiği zaman,
Kendi özkaynaklarımızı üretime dahil ettiğimiz zaman,
Kendi yerli tarım ürünlerimizin üzerinden kotayı kaldırılıp;
Patatesimizi,
Pancarımızı,
Pirincimizi kendimiz üretip dünyaya pazarlamaya başladığımız zaman.
Elbette bunlarda, bir plan program ve amaç doğrultusunda yürürlüğe girdiği zaman.
İşte o zaman biz gerçekten Mustafa Kemal’in bize emanet ettiği bağımsız Türkiye Cumhuriyeti hüviyetine tekrar kavuşmuş olacağız.
Ama tek bir farkla sözde değil, özde olarak...