?>

ÇÖKÜŞTEN DİRİLİŞE: TÜRKİYE’NİN UMUDU

Mehmet Ali Öztürk

7 saat önce

Türkiye, her geçen gün derinleşen bir kriz içinde debeleniyor. Ekonomi can çekişiyor, adalet yerlerde sürünüyor, mülteci politikası kaosa dönüşmüş durumda. Tüm bunların baş sorumlusu ise 22 yıldır ülkeyi yöneten ve her alanda telafisi güç tahribatlara imza atan AKP iktidarı.

Ekonomik Çöküş: Enflasyon, Yoksulluk ve Yolsuzluk

AKP’nin ekonomi yönetimi, tam anlamıyla bir fiyasko. Cumhuriyet’in mirasını satıp savarak günü kurtarma politikaları artık duvara tosladı. Bugün Türkiye, dünyanın en yüksek enflasyon oranlarından birine sahip. Market raflarında fiyatlar haftadan haftaya değişiyor, asgari ücret her zamanki gibi açlık sınırının altında kalıyor. İktidarın “faiz sebep, enflasyon sonuç” masalı, milyonlarca insanı yoksulluğa ve umutsuzluğa mahkum etti. Merkez Bankası’nın rezervleri eridi, Hazine tamtakır. Saray’ın şaşaası sürerken, halk temel gıda ürünlerine ulaşmakta zorlanıyor. TÜİK eliyle manipüle edilen verilerle gerçekleri saklamaya çalışsalar da sokaktaki vatandaş yaşadığı hayatın farkında.

Adaletin Çöküşü: Mahkemeler Saray’ın Eline Bakıyor

Türkiye’de adalet mekanizması, AKP’nin sopasına dönüşmüş durumda. Mahkemeler, iktidarın iki dudağı arasına sıkışmış, hukuk bir intikam aracına çevrilmiş. Muhalif siyasetciler, gazeteciler, akademisyenler ve hatta sosyal medyada eleştiri yapan vatandaşlar sürekli hedefte. Hukukun üstünlüğü değil, Saray’ın üstünlüğü geçerli. Bağımsız yargıdan bahsetmek artık mümkün değil. İnsanlar attıkları bir tweet yüzünden sabahın köründe gözaltına alınırken, milyonlarca dolarlık yolsuzluk yapanlar ellerini kollarını sallayarak geziyor.

Mülteci Krizi: Plansızlık ve İhanet

AKP’nin kontrolsüz mülteci politikası, Türkiye’yi bir göçmen deposuna çevirdi. Avrupa Birliği’nden alınan üç-beş milyar euro uğruna, ülkenin demografik yapısı değiştirildi. Plansız ve denetimsiz mülteci politikaları, hem ekonomik yükü artırdı hem de toplumsal huzursuzluğa sebep oldu. Sınır güvenliği tamamen ortadan kalktı, kaçak geçişler rekor seviyelere ulaştı. AKP iktidarı, göç meselesini Türkiye’nin milli güvenlik sorunu haline getirdi ama çözüm üretmek yerine “ensar-muhacir” edebiyatına sığındı.

AKP’nin Enkazı ve Kaçınılmaz Sonu

AKP’nin Türkiye’ye bıraktığı miras, ekonomik iflas, adaletin yok edilmesi ve demografik çöküştür. Ancak bu devran sonsuza kadar sürmeyecek. Cumhuriyet’in kazanımlarını yıkanlara karşı, bu ülkeyi yeniden ayağa kaldıracak irade de, güç de, umut da var.

UMUT VAR...

6 Mayıs 2019’da YSK’nın İstanbul seçimlerini iptal kararından sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sarf ettiği sözleri hatırlayalım:“Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var. Biz adalete susamış, demokrasiye inancı tam, Türk gençliğiyiz. Ve de asla vazgeçmeyeceğiz!”

Kara çöküşe kapılmanın zamanı değil. Bu enkazdan çıkış mümkün ve değişmiş CHP’nin öncülüğünde bir değişim artık kaçınılmaz. Peki, CHP bu yıkımı nasıl onarmalı?

Ekonomiyi Kurtarmak: Üreten ve Adil Bir Model

AKP’nin ekonomi politikası rant, yolsuzluk ve sıcak paraya dayalıydı. Sonuç? Derinleşen yoksulluk, enflasyon ve işsizlik. CHP’nin bu enkazdan çıkışı için izlemesi gereken yol haritası net:

Üretim Ekonomisi: AKP’nin beton ekonomisi yerine, sanayi ve tarıma dayalı güçlü bir üretim modeli hayata geçirilmeli. Çiftçi yeniden desteklenmeli, fabrikalar tekrar çalıştırılmalı. Bağımsız Merkez Bankası: Faiz politikaları bilimsel kriterlere göre belirlenmeli, kurumlar Saray’ın değil, halkın çıkarlarını gözetmeli. Gelir Dağılımında Adalet: Vergi sistemi yeniden düzenlenmeli, dar gelirli vatandaş üzerindeki yük hafifletilmeli. Asgari ücret insanca yaşam seviyesine çekilmeli. Yolsuzlukla Mücadele: AKP dönemindeki kara delikler araştırılmalı, çalınan halkın parası geri alınmalı.

Hukuku ve Adaleti Yeniden İnşa Etmek

AKP iktidarında yargı, Saray’ın emir eri haline geldi. CHP, Türkiye’yi yeniden bir hukuk devleti yapmalı:

Bağımsız Yargı: Hakimler ve savcılar, siyasi baskılardan kurtarılmalı. HSYK yeniden yapılandırılmalı, Saray’ın değil, halkın çıkarına çalışmalı. Basın ve İfade Özgürlüğü: AKP’nin susturduğu medya özgürleştirilmeli, muhalif gazetecilere yönelik baskılar kaldırılmalı. Kayırmacılığa Son: Devlet kadrolarına liyakat esasına dayalı atamalar yapılmalı, tarikat ve cemaatlerin bürokrasideki etkisi sıfırlanmalı. Geçmişin Hesabı Sorulmalı: Yolsuzluk yapan, hukuksuz kararlar veren, devleti soyan herkes bağımsız mahkemeler önünde hesap vermeli.

Mülteci Politikasını Akılcı Hale Getirmek

Türkiye, AKP’nin plansız politikaları yüzünden kontrolsüz bir göç dalgasına maruz kaldı. CHP’nin bu konuda net adımlar atması gerekiyor:

Sınır Güvenliği Sağlanmalı: Kaçak geçişler kesinlikle engellenmeli, sınırlarımız güvence altına alınmalı. Geri Dönüş Planı: Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve onurlu bir şekilde dönüşü için Suriye yönetimiyle diplomatik temas kurulmalı.

Demokrasi ve Cumhuriyet Değerlerini Yeniden Güçlendirmek

AKP iktidarı, Cumhuriyet’in temel ilkelerini aşındırarak Türkiye’yi otoriter bir rejime sürükledi. CHP’nin öncelikli görevi, bu tahribatı tersine çevirmek:

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem: Tek adam rejimi sonlandırılmalı, Meclis’in yetkileri artırılmalı. Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi: Kayyum uygulamalarına son verilmeli, belediyelerin özerkliği sağlanmalı. Eğitimde Laiklik: Eğitim sistemi tarikat ve cemaatlerin etkisinden arındırılmalı, bilimsel ve çağdaş eğitime dönüş yapılmalı.

Değişmiş CHP, Türkiye’yi Yeniden Ayağa Kaldırabilir

AKP’nin Türkiye’ye bıraktığı miras, ekonomik iflas, adaletin yok edilmesi ve demografik çöküştür. Ancak bu devran sonsuza kadar sürmeyecek. Halkın sabrı tükeniyor, sandık günü yaklaşıyor.

CHP, bu enkazı temizleyecek ve Türkiye’yi yeniden hukuk devleti haline getirecek kadrolara sahip. Artık görev, eski CHP’den kalanların partiyi ele geçirme hamlelerine karşı dik durmak, halkla bütünleşmek ve halkı ikna ederek sandıkta bu değişimi gerçekleştirmektir. Türkiye, AKP’nin enkazını kurucusu olan parti ile kaldıracak ve Cumhuriyet’in temel değerlerine yeniden kavuşacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI