Evet, asıldılar,
6 Mayıs 1972 yılında darağacına yürüdüler,
Dimdik, eğilmeden, bükülmeden,
El etek öpmeden,
Darağacına giderken dahi yaşasın tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye diye haykırdılar.
Kimilerine göre devlete başkaldıran eşkıya,
Kimilerine göre katil,
Ama onlar ne devlete başkaldırdı, ne katillerdi.
Onların tek isteği vardı Aydınlık, bağımsız bir Türkiye hayali,
Bunun için mücadele ettiler,
Bunun için canlarını verdiler,
İstediler ki, kimse açlığa mahkûm edilmesin,
İstediler ki kimse kula kulluk yapmasın el etek öpmesin,
İstediler ki Türkiye her açıdan tam bağımsız bir ülke olsun,
Tıpkı Mustafa Kemal’in liderliğinde kurulan genç Cumhuriyet Türkiye’si gibi...
Ama olmadı istekleri,
Olmadığı gibi bedelini de ağır ödettiler bu üç fidana.
Ama bugün baktığımızda daha iyi anlıyoruz Deniz ve arkadaşlarını.
Evet, Deniz ve arkadaşları Cumhuriyeti kuran kadrolara,
O değerlere saygı duydular.
Bundan ötürüdür ki aydınlanma sürecinin doğal sonucudur o gençler.
Bundan dolayıdır ki büyük kesim, yaşam biçimi kaygısıyla sarılıyor Deniz’e.
Onun boyun eğmeyen, devrimci kişiliği etkiliyor.
Acaba Deniz’in uğruna canını verdiği düzeni tam olarak biliyor mu kitleler?
Deniz toprağına, suyuna sahip bir halk için mücadele etti.
Ve Türkiye’nin tam bağımsızlığını istedi son nefesine kadar.
Onlar kimseyi öldürmediler,
Cana kıymadılar,
Vatanı satmadılar,
Hazineyi soymadılar,
Hayali ihracat yapmadılar.
Tek gayeleri vardı oda bağımsız bir Türkiye,
Hakça toplumsal bir düzen
Ve Türkiye insanının mutluluğu.
Bunu için asıldılar.
Tarih onları asanları affetmeyecek ve unutmayacaktır.
Ve aradan geçen 48 yıla rağmen hala unutmadılar aksine onları bugün daha iyi anlıyor;
Sağcısı,
Solcusu,
Ülkücüsü,
Komünisti.
Çünkü onlar çok şey istemiyorlardı,
Ama o istekleri emperyalist ve yerli işbirlikçi güçlerine ağır geldi.
Türkiye’nin her açıdan bağımsız olması gerektiğini söylüyorlardı,
Mustafa Kemal çizgisinden ödün verilmemesi gerektiğini haykırıyorlardı,
Barış ve kardeşlik diyorlardı,
Aydınlık bir gelecek ve de ezilenlerin iktidar olması idi tek gayeleri,
Onun için işçi, köylü ve halk ile omuz omuza yürüdüler…
Onlar kolayı değil zoru seçtiler…
“Gerçekçi ol imkansızı iste” dediler….
ABD ve NATO’ya karşı idiler….
Ülkenin yabancı sermayeye peşkeş çekilmemesi için…
Yılmadan usanmadan mücadele ettiler….
Filoya ülkemden defol git dediler..Ve de ABD askerlerini denize döktüler…
Denizler emekten yana idiler…
Denizler son nefeslerinde bile…
“Tam Bağımsız Türkiye” diye haykırdılar ölene dek……
Emekçinin, işçinin, köylünün yanında oldular..…
Eylemleri ve yürüyüşleri ile yoksul halkın umudu oldular…
Evet bu Üç fidan!…
Emeğin iktidara taşınma yolu idi..
Emeğe saygılı, sömürüye düşman idiler…
Onların suçu!
İnsanın insanı sömürmediği insanca onurlu bir yaşam!
Ve de tam bağımsız bir ülke istemekti.
Bunları istedikler ve bu yolda mücadele ettikler.
Yoksul halkın yanında oldukları için suçlu bulundular.
Ve canlarından oldular,
6 Mayıs 1972’de bir gece ansızın asıldılar.
Gencecik yaşlarında ölüme yürüdüler, ölümsüzleşmek için.
Egemen güçler üç fidanı beraber astılar.
Ama korkuları o kadar büyüktü ki!
Üç fidanın yan yana gömülmesinden bile korktular.
Üç fidan aralarına üçer mezar boş bırakılarak gömüldüler.
Evet, sevgili okurlarım,
Deniz-Yusuf ve Hüseyinlerin mücadelesi.
Bugüne ışık tuttuğu için unutulmadılar…
Ve de bugün on binler Denizleri anıyorsa.
Ve bugün gençlik Deniz’i kendisine örnek alıyorsa,
Ve bugün aradan geçen 48 yıl sonra dahi anılıyorlarsa,
Sevilip sayılıyor fikirleri yaşıyorsa,
Karakterlerinde bağımsızlık şiarı olmasıdır tek nedeni.
Ne demişlerdi ABD dahil hiç bir emperyalist güç Türkiye’nin kaynaklarına ipotek koyamaz,
Bugün baktığımızda denizleri daha iyi anlıyoruz.
Bugün Türk milli kaynakları ekonomik olarak, emperyalist güçlerin işgali altında değil mi?
Tarımın, ticaretin, sanayin hangisi bağımsız, hangisi özgür,
Hangisi EURO VE DOLAR’ın esareti altında değil söyleyin lütfen.
Sözlerimi üç fidanın darağacına giderken haykırdığı cümlelerle tamamlamak istiyorum
İdam edilirken darağacından haykırdılar.
“Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!
Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği!
Yaşasın işçiler köylüler ve devrimciler!
Kahrolsun faşizm!”