?>

DEPREMLER VE DARBELER

Karaca Bozgeyik

2 yıl önce

Ülkemizi ne çok seviyoruz değil mi? Peki Ülkemize, bu çok sevmemizden kaynaklı olarak; Huzuru, sevinci, neşeyi ve mutluluğu yaşatabilmenin yolunu bulduk mu? Hala arıyor muyuz? Bir ülkeyi huzurlu, sevinçli, neşeli yapan sınırları içinde yaşayan insanlarıdır. Öngörülebilen olası 'felaketleri' önleyici tedbirler alındığında ve felaket önlendiğinde, "bunu da atlattık" diyerek; Huzur, sevinç, neşe yaşanır. Ve elbette ki hakça, insanca, vicdanlı,adaletli bir düzen olduğunda! Aksi halde kargaşa, hüzün ve acı vardır. Ülkemiz bir deprem kuşağında!Fay hatlarının geçtiği yerleşim alanlarının hari tası mevcut. Her fırsatta konunun uzmanı bilim insanları 'aman ha buralara' dikkat diyerek uyarılarını defalarca yapmışlar! Fakat gel görelim bu uyarılar her depremde yapılmasına karşın bir süre sonra unutulur. Araya başka şeyler girer! Mesela siyaset girer,mesela rant girer! Halk gündelik hayatına geri döner; Ekmek derdine girer, iş derdine, barınma derdine, çocuğunun gelecek derdine… Ancak deprem gündelik hayata kapılmaz! O toprağın kilometrelerce altında  ‘kırılmış’, uygun zamanı bekler. Ve darbesini vurur. Bu böyle olmuştur: 1900 ve 2000 yılları arasında ülkemizde elliden fazla deprem olmuştur. En büyüğü 27 Aralık 1939 Erzincan depremi idi! Bugün bu büyüklük ne yazık ki değişti! Ülkemiz, Erzincan depreminde 33000 vatandaşını kaybetmişti. Bugün Maraş depreminde şu an ki rakamla 50.000'ne yaklaştı. Rakam değil bu, CAN! 50.000 yürek, 50.000 hayat hikayesi! Her şey,17 Ağustos 1999 depreminde değişti sanmıştık. Artık, önlem alınır! Ülkemiz, 17118 vatandaşını kaybetmişti. 17 Ağustos 1999'dan bugüne kadar maalesef depreme hazırlık yapamamışız. 6 Şubat 2023 saat 04.17 biri, diğeri saat 13.24 olmak üzere iki ayrı deprem ülkemize büyük bir acı yaşatmaktadır. Huzurumuz,sevincimiz,neşemiz kaçmıştır... ... Ve Darbeler! Darbeler de depremler gibidir. Ülkemizin huzurunu, sevincini, neşesini hep kaçırmıştır. En bilineni 12 Eylül 1980'de yapılmıştır. Sabaha karşı 03.00 sıralarında düğmeye basılmış, neredeyse bütün evlere baskın yapılarak ülkemize güya huzur getirileceği söylenmiş! Huzursuzluk tohumları atılmıştır. 650 bin kişi gözaltına alınmış! O zaman, ülkemizin nüfusu 44 milyondu. Cezaevlerinde işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi öldü.48 kişi (24 adli suçlu,15 sol, 8 sağ, 1 ASALA militanı) idam edildi. 230 bin kişi askerî mahkemelerce yargılandı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 12 Eylül 1980 gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından saat 04.00'te radyolardan tüm ülkeye  'DARBE' duyuruldu.  İlk bildiride: "Girişilen harekâtın amacı; ülke bütünlüğünü korumak, millî birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve demokratik düzenin işlemesine mâni olan sebepleri ortadan kaldırmaktır." ifadeleri yer aldı. Depremler ve Darbeler bu ülkede çok canlar aldı. Yazık oldu o canlara. Ülkemizin huzuru,sevinci ve neşesi depremler ve Darbeler tarafından defalarca kaçırıldı. Oysa her şey çok güzel olabilirdi! Hala olabilir!Yeter ki, 'DERS' çıkaralım! Depremler ve Darbeler! Birisi doğa olayı tedbir alınabilir. Yıkılmaz evler, çökmez 'yollar' yapılabilir. Birisinin olmaması için şeffaf denetlenebilir,ayrımsız,ötekisiz hakça bir düzen kurulabilir.  ... Depremler ve Darbeler ikisi de kötü! En kötüsü ise bunları unutmaktır,bunların olmaması için tedbirler almamaktır.
YAZARIN DİĞER YAZILARI