?>

Deri, el, ayak da konuşacak!

Burhan Bozgeyik

4 yıl önce

Yazılarımızda, hayvanların, taşların, ağaçların konuşmalarına dair, ayet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden deliller getirdik ve ibretli nazarlara takdim ettik. Rabbimiz (c.c.) rûzu mahşerdeki büyük adalet mizanı kurulduğunda, emredecek ve insanların azaları da dile gelip konuşacak. Deriler, eller, ayaklar, yaptıklarını birer birer anlatacak.

Bu konu ile ilgili ayet-i kerimelere mealen bakalım:

“Allah’ın düşmanları ateşe sürülmek üzere toplandıkları gün, hepsi bir araya getirilirler.

Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir.

Derilerine, ‘Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?’ derler. Onlar da, ‘Her şeyi konuşturan Allah bizi de konuşturdu. İlk defa sizi o yaratmıştır. Yine O’na döndürülüyorsunuz’ derler.

Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah’ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.

İşte Rabbinizi böyle sanmanız, sizi mahvetti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz.

Şimdi eğer dayanabilirlerse, onların yeri ateştir. Ve eğer tekrar dünyaya dönüp memnun olmak isterlerse memnun edilecek değillerdir.” (Fussilet / 19-24).

Yasin Suresi’nde, el ve ayakların dile gelip insanların yaptıklarına şahitlik edecekleri haber verilmektedir. Bu konu ile ilgili ayet-i kerimelere mealen bakalım:

“Ayrılın bir tarafa bugün ey günahkârlar!

Ey insanoğlu! ‘Şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır’ demedim mi? Bunu size peygamberlerim vasıtasıyla açık seçik bildirmedim mi?

Ve demedim mi? Sadece bana ibadet ve kulluk ediniz. Çünkü dosdoğru yol budur.

Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Siz bunu düşünecek, doğruyu anlayacak akla sahip değil misiniz?

İşte bu, size vaat edilen cehennemdir.

Küfür ve inkârınız sebebiyle yaptığınız kötülüklere karşılık bugün dağlanın ateşle!

O gün onların ağızlarını mühürleriz. Kazandıklarını (yaptıkları iyi ya da kötü amelleri) bize elleri anlatır. Ayakları da şehâdet eder.” (Yâsin / 59-65).

O “hesap günü” öylesine çetin bir gündür ki, herkesin zerre miktar yaptıkları iyiliklerle, zerre miktarı yaptığı kötülüklerin kaydedilmiş olduğu, gerçek adaletin tecelli ettiği görülecek.

Bu dünyada yaptığımız her amel kaydedilmektedir. Kirâmen Kâtibin diye bilinen melekler, 24 saat vazife başındadır. İnsanların yaptıkları her amel bu melekler tarafından kaydedilmektedir. Hava unsuru, su unsuru, toprak unsuru insanların yaptıklarını kaydetmektedir. Bir tek hava zerresinde, Hz. Âdem Aleyhisselamdan kıyamete kadar gelecek bütün insanların sesleri, suretleri ve davranışları kaydedilmiştir. Bütün bunlar “delil”dir. Ancak insanoğlu zalim, cahil ve nankör olduğu için bütün bunları inkâr edecektir. İşte o vakit insanın azaları dile gelecek; göz, kulak, el, ayak yaptıklarına şahitlik edecek, yaptıklarını birer birer anlatacaklardır. Bunlardan da ayrı olarak insanın hafızası açılıp önüne konacaktır. İşte o vakit insanın nutku tutulacak, daha konuşmaya, itiraz etmeye mecali olmayacaktır. Kâfirler ve fâsıklar kendilerine verilen cehennem cezasının ayn-ı adalet olduğunu göreceklerdir.

Bu dünyada, sahte delillerle, yalancı şahitlerle ve türlü yollarla yakalarını adaletin pençesinden kurtaranlar (Daha doğrusu kurtardıklarını zannedenler. Zira bu dünyada da hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmamakta. Ya kendisinin, ya yakınlarının başlarına gelenlerle yaptıklarının bedelini ödemektedirler. Zalim kavimlerin başlarına gelenleri hatırlayınız.) haşir meydanında, mizan kurulduğu vakit, amellerinin GERÇEK ADALET terazisi ile tartıldığını göreceklerdir. Boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkını aldığı o adalet gününü düşünerek hareket edenlere, adımlarını ona göre atanlara ne mutlu…

YAZARIN DİĞER YAZILARI