?>

DİYANET MÜFTÜSÜ MÜ? AKP MEMURU MU?

Abdullah Yeniekinci

5 yıl önce

Değerli okurlarım bir zamanlar hepimizin saygı duyduğu, en güvenilir kurumlardan olan diyanet ve o kurumun memurları olan müftüler son zamanlarda cami mimberlerinden sadece yaptıkları AKP propagandası.  Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, sevgi ve hoşgörü dini İslam'ın mesajlarını iletmesi gereken Bursa müftüsü… “Millet-devlet düşmanlığı yapanlar, hazır kapılar açılmışken mülteci taklidi yaparak ait oldukları yere defolup gidebilirler” diye hutbe veriyor. Asrın lideri AKP genel başkanına biat etmeyenlere “millet-devlet düşmanı” diyecek kadar küstahlaşan bu müftü, defolup Yunanistan'a gitsinler diye kimleri kovuyor? Yüreği yetmediği için isim isim açıkça söyleyememiş ama elbette AKP'nin Suriye politikasını eleştiren herkesi ima ediyor.

Neymiş efendim ülke meselelerini tartışmak vatan hainliğiymiş,

Neymiş efendim AKP icraatlarını tartışmak gündeme getirmek vatan hainliğiymiş,

Peki kim bu vatan haini olan kesim kim Bursa müftüsüne göre?

Rum mu?

İtalyan mı?

Alman mı?

ABD li mi?

Rus mu?

Fransız mı?

vey diğer yabancı devletlerin vatandaşları mı?

Kim bu vatan haini?

AKP’nin emireri Bursa Müftüsüne göre?

Ülkesi seven,

Ülkesini korumaya çalışan,

Ülkesinden bir tek vatandaşın,

Ülkesinden bir tek gencin tırnağına bir taş değmesin diyen,

Vatanını, bayrağını, toprağını namusundan daha aziz bilen Tür genci,

Türk vatandaşı, Türkiye sevdalısı yurtseverler.

Bursa müftüsüne göre AKP yi poh pohlarsan vatandaşsın, vatan sevdalısısın,

Lakin AKP’ye herhangi bir uyarı yaparsan yanlışlarını eleştirir dile getirirsen vatan hainisin.

Ey bu devletin yani bizim vergilerimizle maaşını alan müftüler ve imamlar,

Görevinizi layıkıyla yapın, onun bunun adamı, onun bunun kulu olmayın,

Kulluk sadece Allah’a yaraşır, yakışır ve yapılır.

1923 yılında Cumhuriyet ilan edildikten sonra ne partiler geldi geçti. Hepsi gelip geçici ama Türkiye Cumhuriyeti dünya var oldukça alsancak dalgalanacak bunu bilin, bunu görün ve buna göre hal hareket ve tavırlarınıza çeki düzen verin.

İktidara yağcılık ve yalakalık yapmanın ne bu ülkeye, ne de bu necip millete de faydası yoktur bilesiniz. Onun için aklınızı devşirin, kendinize gelin ve peygamber emaneti olan bu kutsal makamları itibarsızlaştırmaktan vazgeçin. Bakın sizin dedeleriniz Osmanlının son dönemi Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ne yapmışlar, iyi okuyun kim vatan haini kim değil burdan belki ders çıkarırsınız.

 

Mustafa Sabri.

Osmanlı Saray'ının şeyhülislamıydı.

Aynı zaman da sarıklı İngiliz kuklasıydı da.

O dönem Sevr'in imzalanması varını yoğunu ortaya koydu büyük çabalar harcadı.

Bitti mi bitmedi aynı zamanda İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin kurucularındandı da bu zatı muhterem. Devamı var bu zatı muhterem Anadolu'daki direnişi kırmak için İngilizler tarafından icat edilen İslam Teali Cemiyeti'nin kurucularındandı da bu zatı muhterem saray biatçısı Atatürk’ten Kuvayi Milliye'den nefret ediyordu.

Kendisi o kadar hain alçak ve aşağılıktı ki! “Mustafa Kemal ve Ankara hükümeti kahpedir” diyecek kadar küstahlaşıyordu. “Kudurmuş haydutlar, caniler” diyordu. “Eyy Allah'tan korkmayan, eyy peygamberden haya etmeyen mahluklar” diyordu.“Bunların dinsizlik derecesi tasavvur edilemez, cenabı hakkın gazabı ve laneti bunların üzerine olsun” diyerek ağzından salyalar akıyordu. Milli mücadelenin moralini bozmak için elinden gelen küstahlığı sergiliyordu,

“İngilizlerin, Fransızların ve sair devletlerin, iki paralık Mustafa Kemal kuvvetinin baskısına boyun eğerek İstanbul'dan çekip gitmelerini, ancak Kemalist Türk aklı kabul edebilir” diye fetva veriyordu. “Yunanlılara fazla zayiat verdirmek bizim için hayırlı ve menfaatli olamaz, İngilizleri kızdırırız, İngiliz gibi muazzam devlete karşı katiyen kazanma ihtimali yoktur” diyerek İngilizlerin emrinde hizmet ediyordu. “Yunan ordusu halifenin ordusudur, asıl kafası koparılacak mahlukat Ankara'dadır” diyecek kadar aşağılık bir adamdı.

“Eyy askerler, Mustafa Kemal'in gayrimeşru emirlerine uyduğunuz yeter, bunların vücutlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için farz olmuştur, sizin bu hainlere itaatiniz mescitlerimizi mabetlerimizi harap eyleyecek, bu zalimlere, bu katil canavarlara alet olduğunuz yeter, padişahımız halifemiz efendimiz hazretlerinin merhamet kucağı size açılmıştır, Allah’ını peygamberini seven bu tarafa gelsin.

Bu ruh haliyle Mustafa Kemal hakkındaki idam fetvasını kaleme aldı. Mustafa Kemal'le savaşmak vacip”tir diye salyalar akıtarak fetvalar veriyordu. Mustafa Sabri bununla yetindi mi peki elbette hayır.

Kuvayı Milliye'nin yanında saf tutan Denizli, Isparta, Uşak, Antalya, Sinop müftülerini görevden azlettirip, Ankara müftüsü Börekçizade Rıfat için idam fermanı çıkartanda yine bu İngiliz ajanı hain şeyhülislamdı. İzmir'deki Yunan Yüksek Komiserliği'ne teklifte bulundu, “Mustafa Kemal'in pençesinden kurtulmak için Batı Anadolu'da sizin kontrolünüzde özerk hükümet kuralım” dedi.

Bu şerefsiz şeyhülislam, Gazetedeki köşesinde “Allah'ın huzurunda Türklükten istifa ediyorum, tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme, beni Türk milletinden addetme” diye makale yazdı. “Elimden gelse bütün Türkleri Arap yaparım, bunların vaktiyle Araplaşmadığına eseflenirim” diye yazanda, bu haysiyetsiz yobazın ta kendisiydi.

Kurtuluş Savaşı'nın sonunda, tıpkı bugünkü Bursa müftüsünün söylediği gibi, mültecilerin arasına karışarak Yunanistan'a kaçan da bu hain haysiyetsiz adamdı!

Bir başka örnek Dürrizade Abdullah.

Bu zatı muhterem de Saray'ın şeyhülislamıydı. Bu saray biatçisi de Mustafa Kemal hakkındaki idam fetvasını yayınladı. Sadece üç ay yirmi beş gün şeyhülislamlık görevinde bulunan sarayın şeyhülislamı biatçi Dürrizade Abdullah, bu kadar kısa zaman da dahi hem idam fetvası çıkararak, hem Sevr anlaşmasına onay vermiş, vatana ihanette sürat rekoru kırmış bir haindi. Ve bu haysiyetsiz, karaktersiz vatan haini sarıklı, Kurtuluş Savaşı'nın sonunda, tıpkı bugünkü Bursa müftüsünün söylediği gibi, mültecilerin arasına karışarak Yunanistan'a ilhak edenler arasındaydı!

Bir başka hain Ömer Fevzi.

Tıpkı bugünkü Bursa müftüsünün oturduğu koltukta oturuyordu bu haysiyetsiz hain. O dönemin Bursa müftüsüydü. Bu zatı muhterem de İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin üyesiydi. Diğer yandan anadolu'daki direnişi kırmak için İngilizler tarafından icat edilen İslam Teali Cemiyeti'nin üyesiydi.

Bursa işgal edildiği gün TBMM'nin kürsüsüne siyah matem örtüsü serilmişken, bu Ömer Fevzi denen mahlûkat “Yunan ordusu halifenin ordusudur, Yunan ordusuna hürmette kusur etmeyin” diyecek kadar aşağılık birisiydi.

Yunan ordusu, Ertuğrul Gazi'nin türbesini tahrip ederken, Osman Gazi'nin kabrini tekmelerken, Orhan Gazi'nin kabrini kirletirken, camilerimizi yakıp, milletin ırzına el uzatırken, bu Ömer Fevzi denen aşağılık Bursa müftüsü, Yunan Kralı'na tebrik telgrafı çekiyor, utanmadan sıkılmadan, arlanmadan Anadolu'yu şereflendirdikleri için şükranlarını arz edecek kadar küstahlaşıyordu.

Ve, bu haysiyetsiz şerefsiz, namussuz, alçak  işbirlikçi, Kurtuluş Savaşı'nın sonrası, tıpkı bugünkü Bursa müftüsünün söylediği gibi, mültecilerin arasına karışarak Yunanistan'a kaçanlar arasındaydı!

Özetle günümüz Türkiye'sinde… Mustafa Sabrilerin, Dürrizadelerin, Ömer Fevzilerin manevi mirasçıları kimlerdir müftü efendi cevap bekliyor bu necip Türk milleti zatıâlinizden!

Çanakkale hutbesinde,

19 Mayıslarda,

23 Nisanlarda,

30 Ağustoslarda,

29 Ekim'lerde,

Hatta hatta 10 Kasım'larda dahi,

Mustafa Kemal'den tek bir kelime dahi bahsetmeyip, sarığını cübbesini giyerek, “keşke Yunan galip gelseydi” diyen tımarhanelik meczup deli kadir namı diyar feslinin ayağına geçmiş olsun ziyaretine giden AKP’nin biatçi diyanet müftüsü… Mültecilerin arasına karışarak Yunanistan'a defolup giden vatan hainlerini, sizden iyi kim bilebilir lütfen açıklar mısın?

YAZARIN DİĞER YAZILARI