?>

DOMUZ ETİ YEDİRİLMİŞİK !

Mümtaz Şahin

4 saat önce

Yabancıdan değil beyaa, kendi İÇİMİZDEN.

Bakın hele kimimizden !

Peygamber İBRAHİM'in iki oğlu vardı:

(Sare’den olan; Tevrat’a göre BOĞAZLANMAYA götürülen oğlu) İSHAK ve 

(Hacer’den olan; Kur’an’a göre, BOĞAZLAMAK için götürdüğü oğlu) İSMAİL.

İshak'ın oğlu Yakup. 

Yakup'un oğlu YUSUF. 

Bunların heppisi de PEYGAMBER idi. 

Bunlar Yahudilerin PEYGAMBERLERİ idi. 

Ama, Kur'an bunlara sahip çıktı ve Tevrat’ta adı geçenlerin 30 tanesini MÜSLÜMAN olarak kabul edip hayatlarını uzun uzadıya anlattı ve Müslüman olduklarını tasdik etti.

Yani bizim KÖFTECİYE, (anası-babası tarafından) Peygamber ismi verilmiş ve o da bi MÜSLÜMAN olarak DİNDAŞLARINA bu isimle hizmet etmiş ve DOMUZ eti yedirmiş.

Yani bu iş, MÜSLÜMAN işi bi iş olmuş.

Fazla büyütmeyelim, dedikodu etmeyelim ve heç de ÜZÜLMEYELİM.

Zira, YEDİRİLMİŞİK ve de yemişsek YEMİŞİK !

Artık fazla kalabalık yapmayalım, çok konuşmayalım ve DAĞILALIM arkadaşlar.

***

Bu vesileyle şundan da bahsetmek lazım diye düşündüm ve bilgilerinize arz etmeyi uygun gördüm:

Yahudilerin Sare’den; Arapların da Hacer’den çıktığı söylenir. Yani, bunlar Dayı-Yeğen çocuklarıdır. 

Bu bilgi Cemal Kutay’ın Tarihte Türkler ve Araplar kitabında şöyle anlatılır: 

“İngiltere’nin arzu ettiği Arap-Yahudi işbirliği, “Hicaz Arap Devleti” adına, Şerif Hüseyin’in oğlu Emir Faysal ile Dünya Siyonist Teşkilatı lideri Chaim Weizman arasında 3 Ocak 1919 da Londra’da imzalanan bir anlaşma ile gerçekleşti.

Şerif Hüseyin’in hayal ettiği Arap Devleti ile Yahudiler arasındaki bu yakınlaşma ve hatta kucaklaşma bu kadarla kalmadı.

Şerif Hüseyin’in oğlu Emir Faysal, Arap Devleti’nin kurulması için kulis yapmaya gittiği Paris Barış Konferansı’nda, Amerikan delegasyonunun nüfuzlu üyelerinden ve Dünya Siyonist Teşkilatı’ndan Felix Frankfurter’e yazdığı 3 Mart 1919 tarihli mektupta şu sıcak ifadeleri kullanıyordu:

“Biz, ARAPALARLA YAHÛDİLERİN IRK BAKIMINDAN DAYI-YEĞEN OLDUKLARINA İNANIYORUZ … Biz Araplar, bilhassa içimizde aydın olanlar, SİYONİST HAREKETİNE DERİN bir SEMPATİ ile BAKIYORUZ. Biz, Yahudilere, YURTLARINA HOŞ GELDİNİZ diyoruz. Hareketinizin liderleri ve bilhassa Dr.Weizmann ile yakın münasebet içinde olmuştuk ve olmaya devam ediyoruz. Dr. Weizmann, davamıza çok yardım etti ve ümid ederim Araplar da yakında onun bu nazik davranışına mukabele etme durumunda olurlar… Her iki hareketimiz birbirini tamamlamaktadır. Yahudi hareketi, milli bir harekettir. Ve emperyalist değildir. Bizim hareketimiz de millidir ve emperyalist değildir. Ve SURİYE’de her İKİMİZE de YER VARDIR. İki hareketimizden hiç biri diğeri olmadan gerçek bir başarıya ulaşamaz “

***

Araplar, 80 seneden beri bu AKILSIZLIKLARININ ve Osmanlı’ya İHANETLERİNİN cezasını çekmektedirler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI