?>

Düşmanların yaptıkları unutulmamalı

Burhan Bozgeyik

7 ay önce

Bu vatanda yaşayan herkes yakın tarihte başımıza gelenleri çok iyi bilmelidir. Koca bir devlet nasıl tarihten silindi, ülkemizi işgal eden düşmanlar neler yaptı? Yakılan köyler, kasabalar, şehirler, hunharca katledilenler, esirlerimize yapılanlar, hilafet müessesesini ortadan kaldırma teşebbüsleri, Müslümanların birlik bağlarını koparma çalışmaları, casusluk faaliyetleri ve daha türlü oyunlar… Bunların hepsi bilinmeli. Va esefa!.. Okumuyoruz, okumuyoruz… TBMM Gizli Celse zabıtlarında muazzam bilgiler var.

Mondros Mütarekesi'nden sonra işgal kuvvetleri bütün silah depolarımıza da el koyuyor. Bazı İngiliz subayları ve askerleri bu depolardan silah satıyor. Kurtuluş Savaşı için silah tedarik etmeye çalışan vatanperverler de kendi silahlarımızı para vererek İngilizlerden satın alıyor. Edirne Milletvekili Şerif Bey İngilizlerin esirlerimize yaptıklarını anlatırken şöyle diyor:

“İngilizlere gelince; İngiltere’de bizim üseramız (esirlerimiz) bundan ibaret değildir. Seydibeşir’de birçok üseramız (esirlerimiz) vardır. Üsera demiyor musunuz, hatta Malta’dan getirdiler. Demin fevkalade varid olan bir sual, ki Hakkı Hami Bey'indir, bililtizam Dozomi diyorlar, Türk neferini o suyun içine sokuyorlar, koca bir dipçiği bastığı gibi gözü kör oluyor.” (c. 2, s. 244) 

Milletvekilleri, sıklıkla yakılan köyleri gündeme getiriyor. İngilizlerin casuslarla iş yaptıklarını dile getiriyorlar. İngilizlerin devamlı surette Yunanlara yardım yaptığı belgeleriyle dile getiriliyor. Yunanların yaptıkları korkunç zulümler anlatılıyor.  

Gizli Celse görüşmelerinde milletvekilleri, devamlı aleyhimize fitne fesat çeviren İngilizlerin yaptıklarını gündeme getiriyor. Dünyayı karıştıranın İngilizler olduğunu söyleyen milletvekilleri, İngilizlerin harp edemeyeceğini, ancak hile ile kazandıklarını söylüyorlar. İngilizlerin altınlarımıza el koyduğunu, bu da yetmezmiş gibi hükümetimizden otuz milyon altın işgal masrafı istediklerini belirten milletvekilleri, bu talebe şiddetle tepki göstermekteydi.

İngilizlerin Boğazlarda asker olmamasını talep ettiği  ve Çanakkale’de bazı yerleri almak istediği, mukaddes emanetlere el koymaya çalıştığı Gizli Celse görüşmelerinde dile getirilmiştir. 

Gizli Celse görüşmelerinde dile getirilen mühim konulardan biri de İngilizlerin sinsi bir şeklide Çanakkale Boğazı'nın kontrolünü ele geçirme oyunu idi. Milletvekilleri buna şiddetle karşı çıkmaktaydı. Lozan görüşmeleri esnasında İngilizlerin yaptığı sinsi oyunlardan biri de Çanakkale Boğazı üzerine idi. İzmit Milletvekili Sırrı Bey, Gizli Celse görüşmelerinde, İngilizlerin Çanakkale Boğazı'nı kontrol etmek için sinsi bir oyun peşinde olduğunu söylemektedir. Sırrı Bey'in konuşmasına bakalım:

“Şimdi mühim noktalardan birisine, -gerçi hepsi birbirinden daha mühim- can alacak bir noktaya daha geldim. O da Çanakkale Boğazı'nda bilmem, Avustralya adasından gelmiş bir kolordu namına verilen ‘Anzak’ arazisi denilen bir kıt’ai arzın İngilizlere verilmesidir. Gerçi salâhiyattar bir vazı ile ve cidden mümtaz bir erkanı harp sıfatiyle Baş Murahhasımız, bunun ehemmiyeti olmadığını söylediler. Fakat ben de İngiliz siyasetinin an’anevi iblisâne hareketlerini müsaadeleriyle kendilerine izah edeyim. İngiliz, şöyle haritayı göz önüne getirdiğiniz zaman bütün kapuları, geçitleri zaptetmiş olduklarını görürsünüz. Fas’ın yukarısından Sebte ile Bahri Sefidi Bahri Muhite bağlayan Sebte Boğazı'ndan Cebelüttarık Bahri Umman’da Babülmendeb, Aden, Macelan, Amerika’nın cenubunda hücra, in yok cin yok mahallerde İngilizlerin hâkimiyeti var. Malaka şibih ceziresinin her nerede geçit yerleri varsa, orası İngiliz elinde idi. Yalnız bir nokta kalmıştır. O da Çanakkale Boğazı. Eğer İngiltere Çanakkale Boğazı'ndan böyle bir dört kilometre almak için bir harbi umumî  ihdası lazım gelirse, İngiltere bunun uğrunda beş yüz milyon lira sarf edebilir.

İngiltere hükümeti burayı kazanmakla harbi umûmiye kazanmakla iftihar edebilir. Bu onun gayesinden birisi idi. Ufak bir mukayese yapalım. Bahrı Sefit (Akdeniz) üzerinde İngiliz hâkimiyetini bir sübap gibi tutan Bahri Sefit’teki Septe Boğazı'ndaki Cebelüttarık Boğazı efendiler, bilir misiniz Çanakkale’de İngilizlere verdiğimiz araziye nispetle ne kadar küçüktür. Yedi misli sekiz misli küçüktür.” (c. 4, s. 116)

Şimdilik bu kadar kâfi. Ey bu vatanın evlatları! Lütfen okuyun, okuyun!.. Başımıza neler geldi öğrenin. Düşmanları ve oyunlarını tanıyın. Yoksa, Allah muhafaza buyursun, dizimizi döver dururuz…

YAZARIN DİĞER YAZILARI