?>

Düşün Ümmetin Yakasından!

Burhan Bozgeyik

3 yıl önce

Ümmetçe bir buçuk asırdır İslâm düşmanlarının saldırılarına maruz kaldık. Nice İslâm yurdu işgal edildi. Milyonlarca Müslüman hunharca katledildi. Hâlâ Gazze bombalanıp duruyor. Filistin’de Yahudi işgali ve vahşeti devam ediyor. Evet, yüreğimiz yanıyor. Ancak “gerçek çare” üzerinde yoğunlaşmalıyız. Şuna bütün samimiyetimle inanıyorum. Gazze’yi devamlı bombardıman eden, Kudüs’te hoyratça, canavarca davranan İsrail’in dersini vermek çok kolay. Zor olan, içimizdeki “safdillere”, “sadîk-ı ahmaklara” laf anlatmak. Hani merhum Seyyid Kutup demiş ya: “Amerika’dan nefret ediyorum. Ama daha çok Amerika’nın vicdanına sığınan Müslümanlardan nefret ediyorum.”

Yaklaşık 200 senedir, “içimizdeki hainler” , yani İmam Şamil’in tabiriyle “Çar tabancaları” yüzünden kaybediyoruz. Balkan bozgunu böyle doğdu. Filistin, Suriye, Irak, Hicaz, Mısır, On İki Adalar, Batı Trakya ve daha pek çok beldeler bu yüzden kaybedildi.

İçimizdeki hainler, kanımızı emen sülükler, can damarımızı koparan keneler, bizim ağacı kesmeye çalışan baltanın “bizden” olan sapları… Artık ne derseniz deyin… Bütün bunları dört sınıf altında toplayabiliriz. İşte bu keneler: 1) Ulemâi’s-sû’, 2) Ümerâi’s-sû, 3) Meşâyihi’s-sû’ 4) Mütrefîni’s-sû…

Bu dört sınıf, başımıza çöreklenmişler, omzumuza binmişler. Anamızı ağlatmaktalar.

Adam sözde âlim (pabucumun âlimi), işi gücü dini bozmak, bid’atlara revaç vermek. Allah-u Teâlâ’nın düşmanlarını dost göstermek, Allah’ın dost gösterdiğini düşman ilan etmek. Düşmana haddini bildirecek cihat yumruğunu engellemek, dinin bütün temel esaslarını bozmak, değiştirmek… Kim gibi, Şekil “A”da görüldüğü gibi, işte FETÖ elebaşısı ve şürekâsı gibi…

Adam sözde kral. Ancak işi gücü, gâvura ekmek yedirip kılıcını çalmak. (Gâvurun ekmeğini yiyen, gâvurun kılıcını kuşanır, diye bir söz var ya, bizimkiler, aslında Müslüman halka ait olan ekmeği gâvura yediriyorlar. İnanın verdikleri paralar, haraçlar olmasa o gâvurların elebaşları çoktan iflas edip gitmişlerdi.) Kendi halkı fakr-u zaruret içerisinde, Yemen gibi İslâm ülkelerinde bebeler açlıktan can vermekte, ama o kodaman klozetini altından yaptırıyor.

Adam sözde şeyh. Sarık, cüppe, kalıp, gösteriş yerinde. Ancak adam gerçekte cahilin teki. Ecnebilerden aldıkları paracıklarla şatafat sürmekte. Kur’an-ı Azimüşşân’ın ahkâmının bir tekini bile nazara sunmamakta. Ancak def çalıp oyun havasına benzer ritüellerle etrafındaki safdirikleri uyutmakta. Yeri gelince de İslâm âleminin baş düşmanının temsilcisinin önünde rükû vaziyetini almakta, arz-ı hürmet etmekte.

Adam sözde zengin. Müslüman ülkesinde, Müslümanların saflığından istifade ederek, el-etek öperek, türlü yollardan ve dahi en çok da İslâm ülkesine göz dikmiş ecnebilerin omuz vurmasıyla zengin olmuş. Ancak parasının tek kuruşunu gerçek fakirlere, dünyanın dört bir tarafında fakr u zaruret içerisinde kıvranan, zalimlerin bombardımanlarından kaçarak muhacir vaziyetine düşmüş gariban Müslümanlara vermiyor…

Siz bu dört sınıfa ne dersiniz? “Tuh sizin suratınıza!” deseniz, gayet pişkin bir şekilde “yağmur yağıyor” diyecekler. “Defolun!” desek pişkin pişkin sırıtacaklar. Ancak onların unuttuğu bir şey var. “Mazlumun âhı, tahtından indirir şahı!” Yüreklerden kopup gelen samimi dualar Dergâh-ı İlâhiye yükseldiğinde devran bir anda değişir.

Yeter artık. Yüreğimiz yandı. Madem bizler “defolun!” demekle defolmuyorlar. Öyleyse Kâinatın Sultanı’na iltica edelim. Rahman, Rahîm, Hâkim ve Hakîm olan Rabbimize iltica edelim: “Ya Rab! Ümmet-i Muhammed olarak içimizdeki bu dört sınıfın ıslahı mümkün ise ıslah eyle! Islahları mümkün değilse, sana havale ediyoruz ya Rabbi! Sen onların yerine bu ümmet için hayır düşünen hikmet, adalet ve merhamet sahibi kimseleri yerlerine ikame eyle!”

İnanın bu dört sınıf “düzgün” olursa, işler düzelir. İşte o vakit ortalık keyif verici bir hâl alır. “Gelin bakalım bütün kefereler! Bütün zalimler! Geleceğiniz varsa, göreceğiniz de var. Gazzeli bebeleri, Kudüslü dedeleri, bacıları katletmek ne demekmiş görün!”

YAZARIN DİĞER YAZILARI