Tuncay Güney denilen bir İBİNE Haham bozuntusunun götüne takılarak ERGENEKON iftirasıyla ORDU’yu ve Türkiye’yi çökertenler hakkında (haklı ve doğru olarak) çok söz söylendi.
Ama, UTANIP da yerin dibine girmeleri gereken ve hatta (bir çok MASUM insanın ölümüne ve İŞKENCE çekmesine sebeb oldukları için) İNTİHAR bile etmeleri gerekenler, hâlâ hiçbir şey olmamış gibi başköşede oturmaya devam etmekteler.
Bunların hepsi de, herkesin bildiği üzere, ŞEKKSİZ-Şüphesiz, KATIKSIZ ve karışıksız, HACC’lı-UMRELİ, NAMAZLI –ORUÇLU, DİN’li-İMANLI birer MÜSLÜMANDIR.Bunların hepsi de her fırsatta, “Elhamdülillah MÜSLÜMANIK” diye övünen ve İFTİRANIN, yalanın, GIYBETİN, sahtekârlığın en büyük GÜNAH olduğunu söyleyen insanlardır. Ve mutlak ve muhakkak, içlerinde en ufak bir şekilde ve bir tane bile (Müslümanlar tarafından CEHENNEMLİK olarak kabul ve ilan edilen) ATEYİST yoktur.
Pekiii, buna rağmen niçin ve nasıl bunca yalan söylenmiş ve SAHTE DELİL üretilerek bunca BOK yenmiştir ?Ve nasıl olmuştur da, bunu yapanlar hiç UTANMADAN, hâlâ rahat rahat baş köşelerde oturmaya devam edebilmiştir ?HAYRET; değil mi !?
Şimdiye kadar bu meseleyi İSLÂMÎ açıdan irdeleyen birine rastlamadım. Onun için ben, bu meseleyi MÜSLÜMANCA bir bakış açısı ile biraz açıklamak istiyorum.
Bu hususta Kur’an’ın iki âyetine baktım:
1) En-Nisâ Sûresi148. Âyet:“Allah, KÖTÜ sözün ÂŞİKÂR söylenmesini sevmez”
Buna rağmen, bir MÜSLÜMAN, bunca KÖTÜ sözü ÂŞİKÂR, yani AÇIKÇA ve her fırsatta ALENEN söylemekten niçin korkmadı, çekinmedi ve devam edip gitti ? (Bunu aşağıda izah edeceğim)
Acaba,ÂŞİKÂR söylemek istemeyenler mi GİZLİ TANIK olup GİZLİCE söyledi?
2) El-Hucurat Sûresi 12. âyet:“… BİRBİRİNİZİN ardından söz söylemeyin, biriniz ÖLÜ KARDEŞİNİN etini yemesini ister mi ? İşte bak, ondan iğrendiniz !”
Sadece, insanların “ardından söz söylemenin”, yani GIYBET etmenin ve yani DEDİKODU yapmanın bile “ÖLÜ ETİ YEMEK” kadar kötü bir iş olduğunu bilen bir MÜSLÜMAN, nasıl olur da bunca İFTİRAYI atabilir diye merak etmemek mümkün mü ?Ama, burada şu iki kelimeye dikkat etmek lazım:“BİRBİRİNİZ” ve “KARDEŞİNİZ” …
Bunca İFTİRAYI atanlar, iftira attıkları ve senelerce İŞKENCE çektirdikleri ve ÖLÜMLERİNE sebeb oldukları insanları, “KARDEŞ” veya “BİRBİRİ” olarak değil DÜŞMAN olarak görmektedirler.Çünki onlar, ATATÜRKÇÜ ve LAİK insanlardır.Böyle MÜSLÜMANLARIN nazarında ATATÜRK ve O’nun kurduğu LAİK Cumhuriyet, yok edilmesi gereken DÜŞMAN taraftır.
Bunlar, “KİNİ OLMAYANIN DİNİ OLMAZ” diyen KİNDAR ve DİNDAR MÜSLÜMAN nesil mensuplarıdır. Ve bunlar, SAHTEKÂRLIKLARINA ve VAHŞİLİKLERİNE kılıf olarak;“DİN YIKILMAZSA DÜŞMAN YIKILMAZ” lafını geçirmekten hiç utanmazlar.
Bütün bunları söylerken ve her türlü PİSLİĞİ yaparken ve her türlü BOKU yerken TAKİYYE yaparlar. Yani RİYÂKÂR olmayı, yüze gülerken içinden SÖVMEYİ marifet olarak kabul ederler.
Ve bu halleriyle de;“HUZUR İSLÂM’da” diyerek insanları KANDIRMAKTAN çok hoşlanırlar.
İşte bunlar bu halleriyle, “ZAFER İSLÂM’ın olacaktır” diye insanları kandırarak SOYARLAR ve ceplerini doldurarak bu dünyada CENNET hayatı yaşarlar.
Bunlara inanan SALAKLAR da, “ÖTE DÜNYA” dedikleri yerdeki CENNET ve HÛRİ-Gılman hayâli ile bu dünyada REZİL ve sefil yaşamaya ve SOYULMAYA katlanırlar.
Böyle KANDIRANLARDAN ve bunlara inanıp da MÜRİD olanlardan uzak duranlar Allah’a yakın olurlar ve hiçbir İBADET falan yapmadan (eğer varsa) CENNETLİK olurlar.