?>

Ey Zalimler! Yenileceksiniz!

Burhan Bozgeyik

5 yıl önce

Yüce dinimiz İslâm’ın temel özelliklerinden biri de zulme karşı olmasıdır. Müslüman asla zulme rıza göstermez, zalimi sevmez, zalime tarafgirlik göstermez, dalkavukluk yapmaz. Rabbimiz (c.c.), Kur’an-ı Azimüşşân vasıtasıyla zulme en edna meylin neticesinin cehennemde yanmak olduğunu beyan buyurmuştur. Hûd Suresi’nin 113. ayet-i kerimesine mealen bakalım:

“Zulmedenlere meyletmeyin. Aksi halde size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız). Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra da size yardım edilmez.”

Cihadın aslî gayesi, yeryüzünden zulmü kaldırmaktır. Zulmün ana kaynağı, küfürdür, ma’siyettir, cehalettir. Hakikî müminler, zulmün bu ana kaynaklarını kurutmakla mükelleftirler.

Tarih boyunca pek çok zalim ortaya çıkmıştır. Bu zalimlerin bir kısmı devletlerin başında bulunmuş, devlet imkânlarını zulüm için kullanmışlardır. Biz, “Meşhur Zalimler” kitabımızda bu zalimlerden belli başlılarının hikâyesini anlattık. O zalimlerin hikâyelerinin hepsi aynı sonla bitmekteydi: Zulüm ile abat olanlar, kahır ile berbat olmaktaydı. Günümüz zalimlerinin akıbeti de öyle olacak. Bu Allah-u Azimüşşân’ın kanunlarından biridir. Küfür devam eder, zulüm devam etmez. Küfrün kıyamete kadar devam edecek olması imtihan sırrı gereğidir. Ancak zulmün ömrü uzun olmaz.

 

 

Son yüzyılda, yeryüzünün bütün zalimleri birlik olmuş, Müslümanlara saldırmışlardır. Son yarım asırda yirmi milyondan fazla Müslüman hayatını kaybetti. Bu zalimlerden bir kısmı kâfirlerdi, bir kısmı ise zalimlerin maşalığını yapan münafıklardı. İçinde bulunduğumuz coğrafyada ise Avrupa kâfirleri ile Asya münafıkları el ele vermişti. Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Filistin’de, Mısır’da yapılanları hatırlayınız. Diğer coğrafyalarda olup bitenleri de unutmayınız: Çeçenistan’da, Bosna’da, Doğu Türkistan’da, Arakan’da zalimlerin Müslümanlara yaptıklarını göz önüne getiriniz. Ve lütfen, zalimlerin yaptıklarını unutmayınız. Mazlumları da…

Mazlumları, yani; Arakan’daki kardeşlerimizi, Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizi, Mısır zindanlarında yatanları ve idam edilenleri (daha geçenlerde 9 mazlum idam edildi), İsrail’in bombardımanları altında yaşayan Gazzelileri, keyfemâyeşâ kurşunlanan, yakılan, hapse atılan Filistinlileri unutmayınız…

Zulüm kim tarafından işlenirse işlensin karşı çıkmak Müslüman’ın şiarıdır. Doğu Türkistan’daki Türk kardeşlerimize zulmedenlere karşı çıktığımız gibi, Halepçe’deki Kürt kardeşlerimize zulmedenleri de tel’in ediyoruz, Yemen’deki Arap kardeşlerimizi bombalayanları, açlığa mahkûm edenleri de tel’in ediyoruz. Zalimler için yaşasın cehennem! diyoruz.

Evet, günümüzde, zulme karşı dikilecek, zalimin ağzının ortasına yumruğu indirip diz çöktürecek bir Selahaddin Eyyûbî, bir Fatih Sultan Mehmet, bir Şeyh Şâmil yok. Müslümanları derleyip toparlayıp zalimlerin karşısına dikilecek bir İmam-ı Kebir de yok. Maalesef, Müslümanlarda zulme karşı direnecek, müessir cevap verecek, feraset, metanet, dirayet de yok. Varsa, yoksa slogan, kınama… Bu kınamalarla kına yakmalar neredeyse eşdeğer hale geldi. BM 70 yıldır İsrail’i kınıyor, peki ne değişiyor? Bakınız Yeni Zelanda’da 49 Müslüman, sapık bir terörist tarafından şehit edildi. Yine kınamalar havalarda uçuştu. Ancak, Will Connolly isimli 17 yaşındaki bir genç, kınama yerine, o zalim teröristi suçlamak yerine Müslümanları suçlayan Avustralyalı bağımsız senatör Fraser Annig’in o zâlimsever, cânisever kafasına yumurta attı. İşte o bir yumurta, zulme karşı çıkanların gözünde o binlerce kınamadan daha değerli oldu.

Tarih boyunca yüzlerce tecrübe ile görülmüştür ki zalim kınamadan anlamaz. Çünkü o bir nevi canavar haline gelmiştir. Zalimin anlayacağı bir tek dil vardır, adaletin kılıcı… Hulefâ-i Râşidin devri başta olmak üzere, tarihte bunu yapan pek çok İslâm devleti ve âdil, mücahit idareciler var olmuştur. Biz inanıyoruz ki, yine de var olacaktır. Çağdaş zalimlere sonlarını gür bir sesle hatırlatıyoruz: Ey zalimler! Yenileceksiniz! Yıkılıp gideceksiniz! Mazlumların ahları yakanızı bırakmayacak… 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI